Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin talebesi Zühtü’nün vefatından doyalı üzüntüsünü dile getirişi ve Zühtü’nün bazı hususiyetleri:
“Aziz, sıddık kardeşlerim, Merhum Zühtü’nün vefatı hakikaten Risale-i Nur cihetinde büyük bir kayıptır. Fakat, Cenab-ı Hakka hadsiz şükür olsun ki; o mübarek zat, az bir zamanda Risale-i Nur’a pek çok hizmet eylemiş. Kırk-elli sene vazife-i Nuriyesini, sekiz-on senede tamamıyla yapmış. Ve manen içimizde, dairemizde, o fevkalade hizmetiyle parlak bir surette yaşıyor. O mübarek kalemini bize vermişti.”
Üstad Bediüzzaman, talebesi Zühtü’yü ‘manevi evladım’ dediği biraderzadesi Abdurrahman’a benzetiyor: “Ben onu hem Abdurrahman, hem Abdülmecid yerine kabul etmişim.”
Zühtü’nün bir başka özelliğinden de şu şekilde bahsediyor: “İki yüze yakın masumları, hanesinde Kur’an’ı ve Risale-i Nur’u ders veren o mübarek zat, Abdurrahman gibi, az bir zamanda uzun bir ömrün vazifesini çabuk görmüş; bitirmiş, gitmiş.”1
Zühtü’nün kaleminin işlemesi: “Şimdiki vakitte, talebe-i ulumun en halisleri Risale-i Nur’un talebeleri olduğundan, elbette merhum Mehmed Zühtü, Asım, ve Lütfü gibi zatların vazifeleri devam ediyor. Defter-i a’mallerine hasenat yazmak için, manevi kalemleri, inşallah işliyorlar.”2
Mehmed Zühtü’nün yerinin doldurulması: “Merhum Mehmed Zühtü’nün vefatı, Risale-i Nur’un hizmeti noktasında bizi çok müteessir etti. Fakat birden, geçen sene, Hafız Mehmed’in bütün müsadere edilen risalelerini, on gün zarfında, köyündeki Risale-i Nur şakirtleri tarafından yazıp ona vermek, çok merdâne taahhütleri hatırıma geldi ve anladım ki, arslanlar yatağı olan Isparta ve havalisi, Mehmed Zühtü’nün hizmetini muzaaf bir surette yapacaklar ve o boşluğu dolduracaklar.”3
Bir başka mektupta Mehmed Zühtü’yle ve Katip Osman’la ilgili olarak şu ifadeler var: “Cenab-ı Hak onu ve Mehmed Zühtü gibi çok fedakarları ve Risale-i Nur’un hakiki sahiplerini Isparta’ya ihsan eylesin, amin.4 Mehmed Zühtü’nün kalemi hakkında: “Elmas kalemlerini, bize yardım için yirmi bir Abdurrahman ve Abdülmecidlerin bu kadar çabuk nüshalar yetiştirmeleri ve kabri pürnur olan Mehmed Zühtü’nün, berzahta dahi kalemini bizim hesabımıza istimal etmesi hükmünde.”5 Bir diğer mektupta da, Mehmed Zühtü ve diğer arkadaşlarının eski hizmetleriyle Isparta’yı nurlandırdıklarını söylüyor.6
Allah rahmet etsin. Cenab-ı Allah bizleri de hizmette onlara benzetsin. Amin.
Dipnotlar:
1- Bediüzzaman Said Nursi, Kastamonu Lahikası, s 189.
2- A.g.e., s. 190.
3- A.g.e., s. 198.
4- A.g.e., s. 187.
5- A.g.e., s. 193.
6- A.g.e., s. 70.