"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meclisin Müstemirren Münakit olması -1

Av. Serdar Akyılmaz
28 Eylül 2024, Cumartesi
Meclisin devamlı toplantı halinde olması, çalışmalarının sürekli olması anlamına gelen bu ilke temel anayasal müesseselerden biridir. (Bakırcı, s.160; Gözler, s.221, İba, s. 48-81) Sultan Abdülhamit’in Kanunu Esasiye (m. 7) dayanarak, ilgası anlamına gelecek şekilde Meclisi Mebusanı süresiz tatil etmesiyle yaşanan tecrübe bu ilkenin Anayasalarımızda vazgeçilmez bir kural olarak karşılık bulmasına neden olmuştur.

Hiç şüphesiz Anayasalarımızda bu ilkenin muhafazası sadece bir tarihsel olgunun hatırlanmasından ibaret değildir. Tarihsel süreçte parlamentonun devre dışı bırakılmasına dair saiklerin hissedilir olması ve yasama görevinin yapılmasına atfedilen önem, bu ilkenin muhafazasını elzem kılmıştır. Bu ilkenin 1921 Anayasasında lafzen (Maddei Münferide) yer alması, 1921 (T.20.1.1921, B. 135, 337-339), 1924 (T. 16.3.1924, B.13, s.549-553; T. 23.3.1924, B. 19, s.982-984, 1002) ve 1961 (TM SS.35, s.35) anayasalarının gerekçe ve Meclis görüşmelerinde ise varlığının vurgulanması, anılan endişenin dönemin hafızasındaki canlılığının bir yansımasıdır. 

Bu ilke, Meclisin 1 Ekim’de kendiliğinden toplanmasına, tatilin (3 ay) süreyle sınırlı olup istisna olmasına ve tatil / araverme sırasında Meclisin her zaman toplantıya çağrılabilmesine dair Anayasanın hükümleriyle (m.93) güvence altına alınmıştır. Diğer bir ifadeyle Anayasaya göre Meclis; 1 Ekim’de bir çağrıya ve talebe gerek olmadan toplanır, bir karar almazsa kural olarak devamlı toplantı halindedir, 3 ayı aşmayacak şekilde tatil yapabilir, tatildeyken de Meclis toplantıya her zaman ve herhangi bir sebeple çağrılabilir. 

İçtüzüğün, tatili (15 gün ila 3 ay) belli süreli “erteleme”, aravermeyi ise 15 günü aşmayan bir “erteleme” olarak tanımlaması, yapılan işlemin mevcut ve yapılması gereken bir toplantının ertelenmesinden ibaret olduğunun bir başka ifadesidir. 

Anayasada Meclisin toplanması kural olduğundan, tatil ve araverme sırasında (olağanüstü) toplantı talebinin bulunulmasında, “konunun belirtilmesinin” dışında (m.93/son) ayrıca bir “gerekçe” sunma şartı aranmamıştır. İçtüzükte (olağanüstü toplantı) çağrı talebinin ‘gerekçeli’ önerge ile verileceğinin belirtilmesinin (m.7) ise toplanacak meclisin gündeminin belirlenmesi gerekliliğinden öte bağlayıcı bir kısıt doğurmayacağı söylenebilir. (Has, s. 376) 

Meclisin, İçtüzükle (m.5) tatilin başlama tarihini 1 Temmuz olarak belirlenmesi ise Anayasal kapsam içerisinde Meclis çalışmalarının -genel olarak- düzenlemesinden ibarettir.  Meclis bu genel kararına konu tatilin başlama gününü alacağı yeni kararlarla her zaman erteleyebilir, anayasal süreyi aşmamak kaydıyla tatilini kısımlar halinde veya yılın başka bir diliminde yapabilir. Bu nitelikteki kararlar son dönem meclislerinin mutat bir uygulaması olagelmiştir. (Ör; K. 1390, 1369,1288,1187, 1069…)

İçtüzükte (m.6), araverme kararının 15 günle sınırlanması, Meclisin, her zaman toplanabilmesini güvenceye almaya yönelik anayasal sınırlar dâhilinde kalma hassasiyetini göstermektedir.

Bu anayasal sınırlar içinde (m.93) tatilde olan Meclis, bir ‘konu’ sınırlamasına tabi olmaksızın, üyelerinin beşte birinin talebiyle, Başkanca toplantıya çağrılır. Hiç şüphesiz Meclis Başkanına verilen bu görev bağlı yetkiyle sınırlı ve emredici niteliktedir. Lafzın açıklığı karşısında, usule uygun bir talep gelmesi durumunda Meclis başkanının  ‘çağırmama, gerekçeyi yetersiz bulma’ gibi bir takdir yetkisi yoktur. Doktrinin de ortak kanaati olan bu durum Anayasa hükümleriyle güvence altına alınan Meclisin devamlı toplantı halinde olmasının bir gereğidir. (Neziroğlu, s.11-14; Bakırcı, s.178-181; Kabaoğlu; Gözler, s.223; Gözübüyük, s.218, Özbudun, s.289; Has, 380)

Bu ilkeye göre Meclis her zaman toplantı halindedir (veya toplanmaya muhtardır) ki toplantı yapmasının engellenmesi düşünülemez. Tatildeyken toplantıya çağrılmasına ‘olağanüstü’ nitelemesinin yapılması (bugün için) doktrinin ve uygulayıcıların yaptığı bir tariften ibarettir. Bu nitelemenin Anayasanın (ve İçtüzüğün) lafzında bir karşılığı da yoktur. (Neziroğlu, s.4; Gözler, s.112, İba, s.81) 

Çok partili dönemin başladığı 1950’li yıllar itibarıyla yapılan 50’nin üzerindeki olağanüstü toplantı talebi Başkanlarca -bir istisna dışında- yerine getirilmiştir. (Yasama Bülteni, s.184-201; Neziroğlu, s.1-32) 

İstisna ise, küskünler hareketi olarak bilinen milletvekili grubunca, seçimin iptal edilmesi için yapılan toplantı talebinin, gerekçenin yetersizliği ileri sürülerek reddedilmesiyle yaşanmıştır.  (T. 16.10.1987, B.3) Sonraki dönem başkanlarınca (40’ın üzerindeki uygulamada) örnek alınmayan bir istisnadan öte bir değer taşımayan bu uygulamanın teamüle de bir etkisi olmamıştır. Toplantı talebinin işlemden kaldırıldığı özellik arz eden diğer birkaç durumda ise Anayasal kapsamın (ve İçtüzüğün) içinde kalındığı söylenebilir. Çünkü bu özel durumlar ya Meclisin olağanüstü toplantı süresi içinde kendiliğinden toplanacak olması ya da olağanüstü toplantı öncesi talebe konu işin Mecliste görüşülmesi dikkate alınarak, konusuz kalan bir talebin işlemden kaldırılmasından ibarettir. (Neziroğlu, s.10) 

1977 yılında Meclisin seçim nedeniyle fiilen toplanamadığı için tatil kararı alamadan faaliyetlerine aravermiş sayılması ise Meclis Başkanın takdiri ile sebep olduğu bir uygulamadan ziyade fiilî bir durumdur. (MM, T.19.4.1977, B.86) Kaldı ki Anayasa Mahkemesi de bu fiilî durumu Anayasaya aykırı bulmamıştır. (20.4.1978, E. 1977/129, K. 1978/35)

Özetle olağanüstü toplantı talebinin Başkanlarca yerine getirilmesi Meclisin aynı zamanda yerleşik ve istikrarlı bir teamülüdür. 

Okunma Sayısı: 345
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı