"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaşamak dediğin: Şimdi - Ân diyarı (65)

Ali HAKKOYMAZ
24 Ağustos 2024, Cumartesi
Selim Ali, insan en çok kendini unuturmuş.

Ayna kendini göremez, derler; ondan mı? Kendi söküğünü dikemeyen iğne mi insan yoksa? Terazi miyiz ya da kendini tartamayan? 

Her şeyi merak et; kendini unut; olur mu bu? İnsan kendini unutunca, tanımayınca… neyi tanır ki? Ağaçları da görmez, üstündeki kuş yuvalarını da… Yakar, yıkar, tarumar eder. 

Kuş yuvasına şefkati olmayan; kendisinde değildir. Kurtlar kuşlar bîzardır ondan. Nasıl bir insandır, deme Selim Ali; öyle bir “insan”yok ki! Ah şu kendini unutmaktan yorulan dünya! 

Unuta unuta hepten geçmişsiz, geleceksiz kaldık. “Geçmiş” artık çok tozlu bir kelime… Sözlüklerde, tozlanmayan “şimdi” var iyi ki! Yapmadıkların varsa işte “şimdi…” desin. 

Bilgin Abi’ye nerelisiniz, diye sorduklarında, şimdi’liyim diyor arada. Karşıdaki afallıyor. 

Bana bir geçmiş göstersene Selim Ali. Geleceğe götürsene beni. Geçmişin adı hasretse; geleceğin adı Özlem… 

Şu hasret, şu özlem diye koysana önüme! Bak; bu kayıp kayıp giden şimdi… Gözlerinin önünde… Kulaklarında, kalbinde… Ruhuna sinmiş. Hem hasretin hem özlemin özeti… Oh, be! Çölde su, gölge bulmuş gibi oldum. Şimdiyi buldum şimdiyi! 

Zamanı yani şimdiyi duymadan, tutmadan bir yere gidemeyiz diyordu Bilgin Abi.

Ve…

Üşür elleri zamanın;

Bir ayrılık vakti.

Zaman şimdi…

Takvimlerde yeni bir gün kıpırtısı...

Zamanın en çocuk yüzü...

Zaman şimdi…

Şimdinin izleri var her şeyde… Bir mısrada, bestede, mimarîde, tuvalde… Kelimelerin bütün rengi şimdidir.

Kelimeleri yaşamak... 

Alnına değen rüzgârda, 

Bir gece sağnağında, 

Yıldızlar harmanında... 

...ve yaşamak biraz, biraz... 

Bir yaz meyvesi gibi olgun…

Bir güz gibi vedâya hazır…

Kar altında beklemek baharı.

Bir tohum her ân;

Sonsuzluğu sa(yı)klayan...

Ve yine…

Vakti var aşkın.

Ay seyrinin, gül koklamanın...

Hayatın ve ölümün vakti: 

Şimdi!

*

Zamanı konuşmaya zamanımız yetmeyecek! Her nefes sonsuzluğu soluduğumuzu görmek... Özlemek şimdiyi şimdiden... Hayat; şimdi yaşayıp şimdi ölmek... Gelmek ne gitmek ne?

Zamanı görebilsek arada sırada!

*

Hep yarınlara hazırlanıyoruz; bugünü unutarak. Hani hayat “şimdi” idi? Kendi kendimizle çelişiyoruz. Her şey yarım kalıyor ve biz gidiyoruz.

*

Şimdiki zamanla alakası olmayanlar; boyuna geçmişi ve gelecek zamanları mı konuşur?

*

Kendimizi de alamayız hayıflanmalardan: 

Bugün çarşamba, ha!

Ne çabuk geçmiş bir hafta!

Hey, hey!

Yine akşam oldu.

Gri, beyaz bulutlar...

Bir uğultu kulaklarımda; 

Akşama benzeyen...

Sessizliği aydınlatan sokak lambaları...

Gün soldu işte akşam oldu.

Durmuş zamanı anlatır;

Fotoğrafa düşen saatler.

(Zamansız bir yerlere gitmek istiyorum. Bu kadar “geçmiş” olmaktan yoruldum.)

Fakat Selim Ali, uzaklaşma ânlardan. Her ân pırıl pırıl bir selâm; al bu selâmı. Sonsuz kokulu bir gül; içinde yedi rengiyle... kokla!

Hayat şu ân… Elde olmayan dünlerle, yarınlarla çıkıp geliyorsun. Kaçıyor, saklanıyorsun durmadan. İşte bak; şimdiki zaman; sonsuz bir ayna...

Zamanlar dantel dantel... Mekanlar  hep yeni adres... Bir gayret bir heyecan... Sen... sen nerdesin?

Seneler…

Çizikler atıyor alnına.

Hatıralar öylesine tozlanmış ki...

Dündü/yarındı derken…

Benden tavsiye…

“Şimdi…” en erken…

İçimiz kâh durgun…

Kâh dalgalı deniz...

Hayat denilen saat:

“Şimdi...”

“Şimdi...” ne haldesin?

Şimdi’yi bir sefer gördüm.

Bir ân göz göze geldik.

Göze mi geldi yoksa;

Gözden kayboldu.

Saatler şimdiyi gösteriyor.

Çığlık çığlığa eriyor zaman.

Ağlamaktan bir hâl olmuşum.

Ne sık değişiyor aynalar;

...anlamadan...

Zamanın ruhu mu çalındı?

Basitleşmedi hiçbir şey bu kadar.

Unutulan bir yaşamak vardı.

Okunma Sayısı: 1095
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nahit Topaloğlu

    24.8.2024 08:01:19

    Muhteşem! Ne desem, yazının güzelliğini gölgeleyecek. Kalemine, kelâmına bereket kardeşim. Fî emânillah!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı