26 Ekim 2013, Cumartesi
Bazı çevrelerde, “Sakal bırakmak sünnet, sakal kesmek haramdır” gibi yargı ve tartışmalara girilmesi üzerine, şöyle bir kıyas-ı mantıkî yaptık:
İbadetlerin farz ve sünnetlerinin hikmetini, temel esprisini anlamak, kavramak ve ona göre değerlendirmek gerekir. Meselâ, İslâmın beş temel şartından olan namaz, her mü’mine farzdır. Resûlullah (asm), “Namaz dinin direğidir” buyurmuştur.
Öğle namazının ilk dört rekâtı sünnet-i müekkede, yani kuvvetli sünnettir. Terki haram değil, sünneti terk etmektir. Belki, sünneti inkâr etmek haram olabilir!
Öğle ve ikindinin farzı dört rekâttır. Seferiye (yolcuya) ise, iki rekât.
Seferîye Cuma namazı ve oruç farz değildir. (Öğle namazını kılar, orucunu sonra tutabilir.)
Kadınlara hayızlı ve nifaslı hallerinde vakit namazı farz değildir.
Evinde seslice tesbih çekmek sünnettir. Fakat sokakta gösteriş için “şak, şak, şak!” diye tesbih çekmek sünnet değil, riyadır!
Zekât, zengin olanlar ve nisap miktarını aşanların fakirlere vermesi gereken İlâhî bir vergidir. İslâmın beş temel şartından birisi olmasına rağmen, zenginlere farzdır. Fakire değil. Keza, Hac ibadeti de öyle.
Kadınların başlarını örtmesi de farzdır, erkeklere ise değildir.
Misaller çoğaltılabilir.
İşte Sünnetlere de bu pencereden bakılabilir.
Teheccüd (gece) namazı, Peygamberimize (asm) farz, ümmetine sünnettir.
Erkeklerin sürme sürmesi sünnettir. (Çölde yaşayanların ve kış sporları yapanların gözlerinin etrafına sürme sürmesi ve boyaması gibi…) Ancak, ülkemizde erkeklerin sürme sürmesi hayra alâmet değildir!
Çölde erkeklerin beyaz, ince fistan giymeleri sünnettir. Ilıman ve karasal iklimlerde ince değil, kalın elbise giymek sünnettir.
Sakal meselesine gelince: Sakal-ı Şerife uygun sakal bırakmak sünnettir.
Sakalın izzetini, şerefini, haysiyetini, vakarını, ciddiyetini muhafaza edemeyecek hayat şartları ve ortamlarda bulunanların sakal bırakması sünnet değildir!
Maun Sûresi’nde, gösteriş, riya için namaz kılıp gereken dikkat ve önemi vermeyenlere yazıklar olsun, denir.
Buna kıyasen, bir karış sakal bırakıp iki karış hile yapanlara da yazıklar olsun!
“Bazı âlimler ‘Sakalı tıraş etmek caiz değildir’ demişler. Muradları sakalı bıraktıktan sonra tıraş etmek haramdır demektir. Yoksa hiç bırakmayan, bir sünneti terk etmiş olur. Fakat bu zamanda, dehşetli pek çok günah-ı kebireden çekinmek için, bu terk-i sünnete mukabil…” (Emirdağ Lâhikası-I, s. 49.)
Günümüzdeki fetva budur… Sakala da bu pencereden bakmalı.
Kurban kesmek Hanefilere göre vacip; Şafiilere göre, sünnettir.
Sakal meselesine de bu ince nüansları göz önünde bulundurarak yaklaşmalı ve tartışmaları kesmelidir.
Okunma Sayısı: 1347
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.