"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Niyetin çeşitleri ve etkileri

Ali FERŞADOĞLU
16 Nisan 2011, Cumartesi
Niyeti, olumlu-olumsuz veya iyi-kötü diye ikiye ayırabiliriz. Olumlu niyet güzel; olumsuz niyetler de bencilce beklentiler içine girilmesine sebep olur. Ecdadımız bunu, “Niyet hayır, akıbet hayır” veya “Niyet hayır, akıbet selâmet” tarzında vecizeleştirmişlerdir.
 Halis niyet pozitif enerji, kötü niyet ise negatif enerji saçar. Niyetin müsbet olması, bir işe veya beklentiye girenin aklının ve vicdanın yettiği kadar diğergâm olmasını sağlar.
Giriştiğimiz işlerimizde niyetlerimizin kesinliği, büyüklüğü, ısrar sayısı, samimiyeti, içtenliği ölçüsünde sonuçlar alırız. Ruhî ve zihnî bir dalgaboyu olan niyetin titreşimleri hem etki, hem de tepki verir. Dolayısıyla iç ve dış dünyamıza tesir ederler.
Cansız maddelerin, gayet ince ve akıcı madde ötesi ışınlardan oluşan bir enerjilerinin bulunduğu ve bunu etraflarına yaydıkları, fizikî bir kural olarak bilinmektedir. Duyu, duygu, his ve lâtifelerimizin de farklı voltajlarda enerji üretip yaydığını birçoğumuz biliriz.
Düşünceye dayalı tesirlerin ve niyetlerimizin de bir titreşimi ve yaydıkları enerjileri olmalıdır. Beynimiz de, vücudumuzun santralı ve yöneticisi konumundaki kalbimizle birlikte bu tesirleri alma, nakletme ve yayma gücüne sahiptir.
Bediüzzaman’ın tesbitiyle, evliyalığın, samimiyetin ve sâir duyguların kerâmeti (olağanüstü, harika hâli) olduğu gibi, halis bir niyetin dahi kerâmeti vardır. Yani, olağanüstü sonuçları vardır. Güzel sözün, olumlu bakışın, sevginin; canlıları olumlu etkilediği, negatif telkin ve çirkin sözlerin ise olumsuz etki yaptığı ilmî bir tesbittir.
İnsanlara, hayvanlara veya diğer varlıklara pozitif ve negatif olmak üzere iki türlü niyetle yaklaşırız. Işık dalgaları, saniyede 300 bin kilometre sür'atle gider. Niyetlerimizle de enerji yayarız. Olumlu veya olumsuz, niyet dalgaları gider, muhataplarımızı etkiler. İnsanlar, hayvanlar ve çiçekler, bu yaklaşım tarzımızı algılarlar.
Olumlu niyet muhatabımıza pozitif enerji, olumsuz niyet ise negatif enerji aktarır. Daima olumlu niyet besler, niyetimizi bozmazsak şimşekleri üzerimize çekmez; duygu ve düşünceye yönelik, hissî saldırganlıkları da bir dereceye kadar önlemiş oluruz.
Niyet için “kimya ve maya” tabirleri kullanılır. Derinlemesine araştırmaya ihtiyaç kalmadan dikkat ettiğimizde niyetlerimizle varlıkları etkileyip, olayları reaksiyona uğratıp değiştirdiğimizi fark ederiz. Ki, niyet ile enerji arasındaki ilişki ve etkileşim çeşitli deneylerle ortaya konmuştur.
Bir sonraki yazımızda, bu deneylerden de örnekler vererek, niyetin kimyasını anlamaya çalışalım.
Okunma Sayısı: 4032
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sezai Mumcu

    16.4.2011 00:00:00

    Yüz sene evvel Şam’da Emevî Camiinde meshur Cuma Hutbesinde yakilan Umut meşalesi genç nesillerin gözlerinde parildiyor
    Marhum ve aziz Zübeyir Gündüzalp ağabeyden her zaman tazeliğini koruyan tavsiye
    Ümit ve Nikbinlik (İyimserlik)

    Her şeyin iyi cihetini ve güzel veçhesini görmek, yani imanlı bir nikbinliğe (iyimserliğe) malik olmak, güzel huy ve ahlâkla meşru dairede yaşamak ve bundan İlâhî bir haz duymak akıl, kalp ve ruhun her zamanki durumu olmalıdır.
    Ruh, akıl ve kalp eğer maarif-i İlâhiye ile, ilm-i iman ve marifetullahı ders veren Risale-i Nur’la salim ise; en tehlikeli anlarda, bedbinlik veren en ümitsiz hallerde, yaşamayı çok acı bulduğun en bunaltıcı ve buhranlı çağlarda, inim inim inlediğin saatlerde bile nikbin (iyimser) olabilirsin.
    Nikbin olmakla da hayatın dağlarvari dağdağaları altında ezilmekten kurtulmak için şahlar gibi şahlanabilirsin ve şahlanmalısın.
    Bilhassa yeis, ümitsizlik ve bedbinlik hislerinin sana musallat olduğu devrelerde ve zamanlarda bütün nikbinlik ve cesaretini ele alarak yeisin attığı sefahet yatağından fırlamalısın ve fırlayacak kudretin özünde mevcut olduğunu bilmelisin.
    Gözlerinin ümit, saadet ve muvaffakiyet sürurunun ve sevincinin parlak kıvılcımlarıyla parladığını âyineye bakıp görmelisin.
    Sakın hiçbir zaman deme ki; her işin kötü gittiği bir sırada, insan nasıl ümitvâr ve nikbin olabilir?
    Nikbin bir vaziyete sahip olmak demek; daima kuvvet-i imanla dayanmaya, en kötü durumlarda bile herşeyi iyi görmeye, hadiseleri mümkün olabilen en müsbet, yani en olabilir taraflarını elde edebilecek surette karşılamaya hazır bulunan ruhun müsbet bir durumuna erişmektir.
    Ruh böyle bir durumu birden bire elde edemez. Ancak bilmelidir ki irade, sabır, sebat ve enerji ile herşeye vasıl olunur.
    Gelişigüzel yaşayan adam ölüme sürüklenir. Hadiseleri ve güçlükleri yenmek elinde değilse bile hiç olmazsa kendi kendine telkinlerde bulunmalısın ve istiğfar ve “hasbünallâhu ve ni’me’l-vekil” duasına devam etmelisin.
    Zübeyir Gündüzalp

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı