Adil Halife ve hakikî Reis-i Cumhur Hz. Ömer (ra), “Sırtındaki gömleğin (fazlalık iki karış kumaşın) hesabını vermeden seni dinlemiyorum ey Ömer!” diyen bir sorgulama kültürüne sahibiz.
Ve keza, Hz. Ömer (ra), kadına verilen mehrin azamî/maksimum sınırını tâyin etmek ister. Hutbede, “Kadınlara mehir verirken ifrata/aşırıya gitmeyin” der. Onu dinlemekte olan bir kadın itiraz eder:
“Ey Ömer! Senin buna hakkın yok. Zira âyet-i kerimede Cenâb-ı Hak, ‘Birisine yüklerle (mehir) vermiş olsanız bile, onun içinden bir şey almayın’ (Nisa Sûresi, 20) buyurmuştur.”
Cevap, susturucu, reddedici değil; çarpıcıdır:
“Ömer yanlış yaptı, kadın doğru söyledi.”
Kadını haklı bulan ve yanlış düşünce ile kararından vazgeçen bir reis-i cumhur örneğine sahibiz! Öyle değil mi?
İnsanlığın en üstünleri peygamberlerdir. Onlardan sonra Sahabe-i Kiram gelir. Fazilet noktasında büyük bir evliya, en küçük bir sahabeye yetişemez. Sahabelerin de en büyükleri Hulefa-i Raşidin’dir, ilk dört halifedir.
Onlar kendilerini sorgulattılar mı? Evet.
Demek, Müslümanlığın en önemli içtimaî, siyasî özelliklerinden birisi, “şeffaflık ve sorgulamadır”
Peki, biz neyi konuşacaktık, neyi sorgulayacaktık?
-İktidarın hukuksuz yönlerini,
-Uyuşturucu, ahlâksızlık, boşanmaları…
-Kemalizmin pençesindeki eğitimin mefluçiyetini, Kemalizmin istibdadı, baştan ayağa yasaklarla dolu anayasanın değişmesini,
-İnsan hak ve hürriyetleri ve adalet projesi AB giriş meselesini (elbette onun da problemleri var, Müslüman ülkelerin yok mu?) meselesini vs., vs.
-Rüşvetleri, hırsızları, yolsuzlukları…
-PKK terörünü,
-Ortadoğu’daki kaosu, İsrail’in zulümlerini…
-Bütün hataların, çöken Kemalist sistemin artık 21. Asırda olmaması gerektiğini konuşacaktık, tartışacaktık değil mi?
Sonra ne oldu?
2011’lerde savrulmaya başladık.
Problemlerın adı değişti,
Düşmanların adı değişti…
Dindar dindara, cemaat cemaate kırdırılıyor!
Şimdi, başımızı iki elimiz arasına sıkıştırıp, derinden derine düşünmemiz gerekmiyor mu?
Sahi, biz neyi konuşacaktık, neyi tartışacaktık, neyi konuşmaya, neyi tartışmaya başladık?