“Siyasal İslâmcılar”, yani, dindarlar iktidarında, dindarlara en az güven çıkması, bizi hem üzdü, hem perişen etti.
Zira, hem bizim aile, hem cemaatimiz dindarlıkla iştihar etmişiz. Yalnız her zaman vurguladığımız gibi dindar başka, hakikî dindar başka, biribirine karıştırmamak gerekir.
Uluslar arası araştırma şirketi WIN/Gallup International 60 ülkede 61 binin üzerinde kişiyle görüşerek “Kime güveniyoruz” araştırması yaptı.
Araştırmada halka yargıçlar, gazeteciler, politikacılar, iş adamları, askerler, sağlık çalışanları, polisler, öğretmenler, bankacılar ve dinî liderlere güven duyup duymadıkları soruldu.
Türkiye ayağını yürüten BAREM’in sonuçları çarpıcı: Öğretmenler ve sağlık çalışanları en güvenilen meslek sahipleri iken; listenin sonunda politikacılar var:
Araştırmaya katılanların yüzde 62’si bankacılara, yüzde 63’ü gazetecilere, yüzde 65’i de iş adamlarına güvenmediklerini belirtiyor. Türkiye’de öğretmenlere güven oranı yüzde 86 olurken, güvenmeyenler yalnızca yüzde 12 seviyesinde kaldı.
Öğretmenlerin ardından en yüksek güven ise yüzde 81 ile sağlık çalışanlarına. Yaşlıların sağlık çalışanlarına güveni daha yüksek seyrediyor.
Araştırmada askeriyeye güven yüzde 74 olarak ölçülürken “Güvenmiyorum” diyenlerin oranı ise yüzde 23 olarak tesbit edildi. Askere güven eğitim arttıkça azalıyor. Polislere güven yüzde 60. Eğitim ve sosyo-ekonomik statü azaldıkça polise güven artıyor. Araştırmada en düşük güven ise politikacılar, yargıçlar, din adamları, bankacılar ve gazetecilere yönelik olarak tesbit edildi.
Araştırmaya katılanların yüzde 44’ü ‘Yargıçlara Güveniyorum’ görüşünü belirtirken, yüzde 49’luk bir kesim de ‘Güvenmiyorum’ dedi. 18-34 yaş ve AB sosyo ekonomik gruplar yargıçlara en az güvenen kişiler.
Türkiye’de dinî liderlere güvenenlerin oranı yüzde 43, güvenmeyenlerin ise yüzde 51. En çok güvenen grup ev kadınları iken, 25-44 yaş, ABC1 sosyo ekonomik statü grupları ile çalışan ve işsiz kesim dinî liderlere en az güven duyan gruplar.