“Zannolunmasın, istibdat galebe ettiği zaman tamamen hükmünü icrâ etmiş, meşrûtiyet mağlûp olduğu vakit mahvolmuş. Kellâ! Kâinatta gâlib-i mutlak hayır olduğundan, pekçok envâ ve şuubât-ı heyet-i içtimâiyede meşrûtiyet hükümfermâ olmuştur. Cidal berdevam, harb ise seccaldir.” (Bediüzzaman, Münâzarât, Enstitü/internet, s. 38)
Değerli yazar arkadaşımız Prof. Dr. Ahmet Battal, sanırım manasının daha iyi anlaşılabilmesi ve farklı çağrışımlar yapması için sormuş: “Cidal ile harp arasında ve berdevam ile seccal arasında fark var ki Üstad araya ‘ise’ koymuş. Acaba fark nedir?”
Üstad Bediüzzaman, “Cidal berdevam/sürüp giden, harb ise seccaldir/akıp gidendir” cümlesiyle sosyal hayatın en temel unsurları olan “cidal ve harp” mefhumlarının sosyal yönlerini veciz bir şekilde özetlemiş.
Malûm, Arapça kelimeler aynı zamanda “icazlı/veciz”, yani tek veya az kelime ile çok manaları ifade ederler. Cidal sözcüğü de bunlardan birisidir.
Ki, manası iki grupta toplanabilir:
Cidal: Mücadele, uğraşma, sözle mücadele, ateşli konuşma, niza / tartışma, çekişme, ağız kavgası, münâkaşa. Muharebe, cenk, kavga, savaş.
Cidal, yani, mücadele fikrî, ilmî, sözlü, yazılı yapılır. Aynı zamanda manevî mücadeleyi de ifade eder. Nefsimize, şeytana, manevî tahribatlara karşı tamir, vs. Bunlar insanın hem ferdî, hem de sosyal hayatta sürüp giden faaliyetleridir. Burada birinci gruptaki anlamda kullanılmıştır. Ki, bir örneği şudur:
“Ehl-i dalâlet, muvakkat hayata karşı mücadele ediyorlar. Bizler, ölüme karşı nur-u Kur’ân ile cidaldeyiz. Onların en büyük meselesi-muvakkat olduğu için-bizim meselemizin en küçüğüne-bekaya baktığı için-mukabil gelmiyor.” (Bediüzzaman, Emirdağ Lâhikası, s. 41)
İşte bu yönüyle cidal sürekliliği ifade eder; aileler, cemiyetler ve fertler arasında mükellefiyet çağında başlar, ta kabre dek sürüp gider.
“Harb ise seccaldir/akıp gidendir” kısmına gelince: Savaş, çarpışma, çatışma demek olan harp maddî unsurlar, silâhla yapılır ve şiddeti barındırır. Dolayısıyla harp de yapılır, akıp gider ve biter. Sürekliliği ifade etmez. Sonra tekrar çıkar ve yine akıp gider…