Bugün Gazze’de ve Lübnan’da yaşananlar, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçiyor.
İsrail’in acımasız saldırıları sonucunda bugüne kadar 50 bine yakın masum insan hayatını kaybetti. Çocuk, kadın, yaşlı demeden yapılan bu katliamlar, dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor. Ancak dünya, bu zulme yeterince güçlü bir sesle karşı durmakta yetersiz kalıyor.
Ne hazindir ki, aynı dünya, hayvan katiamına anında tepki verirken, on binlerce masum insanın öldürülmesine karşı sessiz. Peki, bizler nasıl taşıyacağız Gazze’nin yükünü?
Müslümanların Sorumluluğu
Evet, Müslümanlar uyuyor. Yaklaşık 2 milyarlık bir ümmet ve 60’ı aşkın İslâm ülkesi var. Ancak birlik yok. Oysa ki, Müslümanların kardeşlik bağlarını güçlendirmesi, zulme karşı ortak bir irade ortaya koyması artık farz hükmündedir. Said Nursî’nin de ifade ettiği gibi, “ittihad-ı İslâm” yani İslâm birliği bir zorunluluktur.
Bu katliamların belki de en büyük kazanımı, Müslümanları uyandırma potansiyelidir. Eğer ki, bu zulüm bizleri uyandırırsa, Müslüman kardeşlerimiz kendine gelirse, bundan sonra böyle katliamlar yaşanmaz. Gazze’de 50 bin şehit verilmiş olabilir, ama bu uyanışın tohumlarını atarsa, onların kanı boşa gitmeyecek inşallah.
Dünyanın Tepkisi ve Hidayet Haberi
Bugün, dünyanın dört bir yanında bu zulme karşı çıkan insanlar var. Bu insanlar sadece Müslümanlar değil. 100’den fazla ülkede gösteriler düzenleniyor, milyonlarca insan İsrail’in yaptıklarını lanetliyor. Daha da sevindirici olan ise, bu süreçte İslâm’a olan ilginin artması. On binlerce insan İslâmiyet’i seçiyor, milyonlarca insan İslâm’ı araştırıyor.
Filistin halkının imanları, tevekkülleri ve zulüm karşısındaki direnişleri bütün dünyaya örnek oluyor. Dünyanın gözü, İslâm’ı ve Müslümanları yeniden tanıyor. Ancak İsrail, kendi geleceğini baltaladığını fark etmiyor. İsrail artık katliamlarla anılacak. Onları destekleyen devletler bile bu kötü imajın etkisinden kurtulamayacak. Bugün bazı ülkeler İsrail pasaportu taşıyanlara hava sahasını kapatıyor, uçuş izni vermiyor. Belki de bu uygulamalar yaygınlaşacak.
Birlik ve Beraberlik Zamanı
Bu yaşananlar, Müslümanlara büyük dersler veriyor. Ani ve düşüncesiz saldırıların değil, sabırla yapılan bilinçli hareketlerin önemli olduğunu öğretiyor. Müslümanlar, Fatihlerin ve Yavuzların torunları olarak kendine gelmeli, Allah’ın emriyle kardeşliğin gereğini yerine getirmelidir.
Birleşmiş Milletler ve İslâm İşbirliği Teşkilatı, toplanıp dağılıyor, ama sonuç alınamıyor. Avrupa Birliği ve ABD, zulme seyirci kalıyor. Ancak tarihler, bu sessizliği ve duyarsızlığı affetmeyecek.
Bizler, Filistinli kardeşlerimizden ilham alarak, ümmet olarak uyanmalı, birlik olmalı ve bu zulmün karşısında dimdik durmalıyız. Rabbimizden, bu zulmün son bulmasını ve İslâm’ın tüm dünyada barışın ve adaletin teminatı olmasını niyaz ediyoruz.