"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adalet idamla mı gelecek?

Ahmet BATTAL
18 Eylül 2024, Çarşamba
Berberdeyiz. Ortak muhabbet gündemdeki çocuk cinayetleri hakkında.

Biri şöyle söylüyor:

   -Türkiye’de adalet yok. Asacaksın böylelerini bak bir daha oluyor mu? Sen hukukçusun, ne dersin Hocam? 

   Cevabımızı sizinle de paylaşalım ve hakemimiz olun:

   Vahşice işlenen çocuk cinayetleri ve benzeri infiale sebep olan suçlar, halka, idam cezasının geri gelmesi gerektiğini söyletiyor. 

   “Söyletiyor” diyoruz zira bu gibi konuların ısrarla ve günlerce gündemde tutulmasının arka planında, birilerinin bu türden gizli hedeflerinin de var olduğunu ve sosyal yapının bu tür taleplere hazırlandığını düşünüyoruz. 

   Türkiye idam cezasını Avrupa Birliği sürecinde kaldırdı. 

   İdam cezasının yeniden geri gelmesi ise Türkiye’yi AB sürecinden, ortak Avrupa idealinden ve insan haklarından ve hukuktan uzaklaştırır. Amatörler ligine düşürür.

   Birilerinin de istediği tam olarak budur: İnsan haklarına riayet endişesi olmadan keyfince yönetebilmek. 

   Aslında, bir müminin, belli suçlar için idam cezasına, Kur’an’ın açık hükmüne rağmen ve ilkesel olarak karşı çıkması kolay bir şey değil. 

   Ancak idamın şartları konusu hem fıkıhta ve hem de pratik durumlar sebebiyle oldukça tartışılır. 

   Bu tartışma o alanın uzmanlarının konusu. Biz pratik durumlar üzerinden bir değerlendirme yapabiliriz. 

   İdam cezasının kanunlarımızda var olduğu eski dönemlerde de yargıda bütün aşamalar tamamlandıktan sonra infaz için Türkiye Büyük Millet Meclisinin idam cezasını onaylaması gerekiyordu. Aksi halde ceza fiilen müebbet hapis cezasına dönüyordu.

   Yani hemen yargılama ve hemen asma işi, ancak, cinnet halindeki vahşi Batıda olan ve kovboy filmlerinde görülen bir şeydi.

   Ancak toplumların cinnet haline sokulması hiç de zor değil. 

   Eğer bizde de bu ceza olsaydı, mesela 15 Temmuz’un ardından gelen o sıcak günlerde TBMM dahi kolaylıkla manipüle edilerek –hatta KHK ile(!)- bu cezanın uygulanması sağlanabilirdi. 

   Olmaz olmaz demeyin:  Anayasa Mahkemesinin, somut suçu olmayan kendi iki üyesini teröristlikle suçlayıp cezalandırmak için “çalıştırıldığı” bir adalet sisteminden söz ediyoruz. O bile olmuşsa bu haydi haydi olurdu. 

   Bütün bunları bildiğimiz için berberdeki sohbette şunu sorduk: 

   -Tanıdığınız “…öcü”ler içinde darbeye karışmış olmayanlar da vardır, bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bu kişilere “terörist” denilebilir mi?  

   Verilen cevapları tahmin edebilirsiniz. 

   Ardından şunu sorduk: 

   15 Temmuz’dan sonraki o sıcak günlerde “hainler mezarlığı” gibi ebedi utanç kaynağı saçmalıkları bile icat edebilen bir kamu düzenini ve algı yönetimini kuranlar, idam cezası yürürlükte olsa idi bugün sizin de masum dediğiniz o kişilerden kaçının “terör örgütü yöneticisi” olduğu gerekçesiyle asılmasını sağlardı?

   Bu sorumuza verilen cevapların özeti şu: 

   “Evet, gerçekten, iyi ki idam cezası kaldırılmış.”

   Şimdi gelelim asıl meseleye:

   Türkiye’de adalete güven yerlerde. Yargı iyi işlemiyor ve bunu herkes biliyor. Ama bunun tek anlamı suçluların cezasız kalması değil. O bir sonuç. 

   Bu ve benzeri sonuçların asıl sebebi ise yargıdaki usul problemleri. Yani yargılama usulünün ve delillendirme sisteminin iyi işlememesi. 

   Adaletin asıl meselesi cezaların yetersizliği değil. Asıl mesele yargılama mekanizmasının iyi ve adil işlememesi. Dolayısıyla asıl hata, doğru ve iyi işlemeyen bir yargılama sürecinden adil sonuç çıkacağını ummak. 

   Adalet Bakanlığının sayısız yargı paketi bile özünde bunu söylüyor.

Okunma Sayısı: 1362
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    18.9.2024 23:51:44

    Adaletin olmadığı, hakim ve savcıların bile kanuna uymadığı, tarafgir kararlar ile yürütmenin emrinde olan bir sistemde idam cezası nasıl uygulanır dı düşünmek lazım.

  • Mehmet Türeli

    18.9.2024 23:32:19

    Şeriatta kısas var diyen arkadaşlara Türkiyede şeriat mı var ki hakkıyla uygulansın, yargıçlarılarımızın tamamı hakkıyla, vicdanıyla ve adilce değil de hariçten talimatlarla karar veriliyorsa ne kadar güvenilir olur.

  • Said Emre Dağ

    18.9.2024 16:41:42

    Kısasta hayat vardır ilkesine gerek yok mu artık? AB'nin getirdiği sistem, İslam şeriatından daha mı üstün ki böyle diyorsunuz? İslam şeriatının cari olacağı bir düzlem için teori üretmek dururken AB'ye girelim tüm dertlerimiz bitsin kolaycılığına neden kaçıyoruz ki?

  • Mehmet

    18.9.2024 15:59:34

    AB meselesi mi önemli, şeriat mı? AKP nin yanlışlarından hareketle, Kur'an'ın esas kabul ettiği ve kısasta hayat vardır dediği meselenin yanlış anlaşılmasına vesile olan bu yazınızdan dolayı üzüldüm hocam .

  • Mehmet

    18.9.2024 12:49:24

    Ajandalarında hep hukuk dışı iş yapmak olanların, Türkiye’de bu tür olayların öyle nadiren değil sıradanlaştığı bir zamanda özellikle bu malum olayın üzerinde çokça durdurmaları yoğunlaşmaları akla (dediğiniz gibi) çok fena hukuksuzlukların zeminine bir fırsat olarak mı görüyorlar.

  • Said Yüksekdağ

    18.9.2024 12:17:52

    Kaleminize sağlık Ahmet Ağabeyim.. Hakikî adaletin tecelli etmesi duasıyla..

  • Ömer

    18.9.2024 10:53:53

    İdam cezasının yeniden geri gelmesi ise Türkiye’yi AB sürecinden, ortak Avrupa idealinden ve insan haklarından ve hukuktan uzaklaştırır. Amatörler ligine düşürür.Hocam bu paragrafı okuduktan sonra…… nedeyim. Kaleminize sağlık 👏👏👏🌅

  • Adil

    18.9.2024 10:31:30

    Öncelikle adil yargılanmayı sağlasınlar.

  • A. Yılmaz

    18.9.2024 09:37:05

    Ahmet hocam siyasi suçlarda idam uygulanmasın. Ama artık şart oldu. Ruh hastaları var ki, öldürürüm paşa paşa yatar çıkarım diyor. Bu adama idam deseniz bunu diyemez.

  • Mehmet Türeli

    18.9.2024 09:13:32

    Türkiyede idam olduğu dönemleri hatırlayın. İstiklal mahkemesinde suçsuz yere önce idam edilip sonra yargılanan ve Türkiyeyi demokrasiye kavuşturup dindar Müslümanların üzerindeki baskıları azaltan Menderes ve arkadaşları ve 12 Eylül sonrası Enver paşanın saçma talimatıyla biri sağdan biri soldan keyfi olarak saçma idamları görmedik mi. İdam ancak şeriat şartlarında islamın belirlediği şekilde en basit şartlardan biri olan dört tarafsız şahitlerin tasdiki ile sadece Allah'tan korkan Kadı'ların vereceği karar ile idam olabilir.

  • Pelin Kurukahveci

    18.9.2024 08:53:08

    Kadına tecavüz edip öldüren insan bozuntusu canavarlar var. Öyleleri için idamdan başka bir ceza olmamalı.

  • Arda Yıldız

    18.9.2024 06:33:16

    Diyelim ki çok âdil bir yargımız var. Çok âdil bir yargılanma da yapılıyor. 8 yaşındaki çocuğu vahşice öldüren katile en yüksekten ömür boyu hapis cezası verildi. Bu ceza adelet midir?

  • Semanur Tunoğlu

    18.9.2024 06:22:13

    İdam gelsin abi. Kısas kötü bir şey olsaydı şeriatta yeri olur muydu? Ya 8 yaşındaki çocuğa yapılan caniliğin cezası, hapishane de ölene kadar kendine baktırmak olmamalı.

  • Mustafa Said Kara

    18.9.2024 00:48:52

    Aynı sorundan dünyanın ileri demokrasileri de muzdarip hocam. Ceza sistemindeki caydırıcılık yok olmuş durumda.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı