Bedir Savaşı’ndaki yenilgiyi kabul edemeyen Mekkeliler, intikam almak amacıyla 3000 kişilik bir ordu ile Medine üzerine sefere çıktılar.
Savaş haberini alan Hz. Muhammed,(asm) bir danışma meclisi topladı. Hz. Muhammed (asm) savunma savaşı yapmanın daha doğru olacağını düşünüyordu. Genç Müslümanlar ise Medine’nin dışında savaşmak istediklerini Hz. Muhammed’e (asm) bildirdiler. Peygamber Efendimiz (asm) bu görüşte olmadığı halde, istişare kararına uyarak 700 kişilik bir kuvvetle Mekkelilerin üzerine harekete geçti. İki ordunun karşılaştığı Uhud Dağı’ndaki dar bir geçidin iki tarafına okçularını yerleştirdi. Mekkelilerin Uhud Dağı’nın etrafından dolaşarak Müslümanlara saldırma ihtimalini önlemek istiyordu. Okçularına, “Kuşların bizim ölülerimizi yediğini, ganimetler içinde yüzdüğümüzü görseniz bile haber verilmeden yerinizi terk etmeyiniz” emrini verdi. İki tarafın kuvvetleri Uhud Dağı eteklerinde karşılaştı. Müslümanların saldırısıyla Mekke ordusu bozguna uğradı. Bunu gören okçular, savaşın kazanıldığını sanarak yerlerini terk etmişti ve Mekkelilerin bıraktıkları ganimetleri yağmalamaya başladılar. Bundan yararlanan Halid Bin Velid, yanındaki kuvvetlerle okçuların terk ettiği geçitten Müslümanlara saldırdı. Bu saldırı sonucu İslam ordusu güç kaybetti. Mekke ordusu da kesin bir üstünlük elde edemeyip geri döndü. Bu savaşta, Hz. Muhammed (asm) yaralandı, amcası Hz. Hamza da şehit oldu.
Uhud Savaşı sonucunda;
– Müslümanlar önemli kayıplar vermelerine rağmen Mekkeliler, Müslümanlar üzerinde kesin bir üstünlük sağlayamadılar.
– Mekkelilerle iş birliği yapan Medine’deki Beni Nadir Yahudileri şehirden çıkarıldı. Hz. Muhammed’in (asm) Medine’deki otoritesi kesinleşti.