Güncel |
Rabbanî ve Bediüzzaman İslâmî değerleri korudu |
İSTANBUL İlim ve Kültür Vakfı tarafından ‘’İnsanlık Onuruna Layık Bir Gelecek İçin İlim, İman, Ahlâk’’ konusu ile bu yıl 9. kez düzenlenen, ‘’Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumu’’, 40’a yakın ülkeden gönderilen tebliğlerin sunumuyla devam etti. Wow Otel’de önceki gün başlayan sempozyumun dünkü bölümü, ABD, Kanada, Hollanda, İran, Suudi Arabistan, Rusya, Nijerya, Hindistan, Filipinler ve Botswana’nın da aralarında bulunduğu 40’a yakın ülkeden gönderilen tebliğlerin sunumuyla devam etti. Sempozyuma, İngiltere Durham Üniversitesinden ‘’Nursi’ye Göre Ölümsüzlük: Becker Prespektifi’’ adlı tebliğle katılan Prof. Dr. Colin Turner, bu dünya ile ahiret arasındaki farkın zihinsel açıklık olduğunu ifade etti. Bunun arkasında ideolojik motivasyonun da bulunduğunu belirten Turner, ‘’Aslında bugün ve yarın için imanın belirli olması üzerinde odaklanılmalıdır. Bir gün yok olunacağız. Ancak diğer hayatın içinde de bir hayat olduğu görüşü vardır’’ dedi. Yakın geçmişte ‘’İslâmizm’’ diye yeni bir olgu çıktığını anlatan Turner, şöyle konuştu: ‘’Bu tehlikeli bir olgudur. Ahirete yönelik görüşleriyle bilinen Said Nursî’nin sosyal ve siyasî amaçlara bu anlamda hizmet etmediğini görürüz. Bazı kitapların üçte birinde yeniden hayata gelme, kıyamet ile ilgili fiiller, sonuçlar, cennet ve cehennemden bahsedilir. Kur’ân-ı Kerim’le ilgili çalışmalarımda dünyanın aslında dar, geçici bir ziraat tarlası olduğu, tohumun büyümesiyle bahçelere yayıldığı ve devam ettiğini fark ettim. Yani diğer bir deyişle dünyada ve ahirette aynı yaratılışın devamı olarak farklı dünyalar olduğunu söyleyebiliriz. Biri mekânla zamanla bağlıyken diğeri değil. Nursî ile Kur’ân-ı Kerim’in öğrettiği şey aynı. Bir sonraki dünya burada yaşadıklarımıza göre belli olacak. Eğer dünya ile ahiret ilişkisine bakarsak ikisi de varlık türü olup insan tutkularının yakıt olarak kullanıldığını görürüz.’’ Becker’in ise insanların neden bu kadar agresif olduğu üzerine odaklandığını bildiren Turner, ayrıca ölümsüzlük üzerine de projeler gerçekleştirdiğini ifade etti. Tarih boyunca insanların ne kadar güçlü olursa o kadar ölümden uzaklaşacağına inandığını savunan Turner, Becker’in en büyük gücü ‘ilâhi güç’ olarak gördüğünü dile getirdi. “MÜSLÜMANCA YAŞAMANIN KOLAY YOLUNU GÖSTERDİ” HİNDİSTAN Jawaharlal Üniversitesi’nden katılan Zubair Hudawi de, ‘’Hindistan Müslümanları ve Laiklik-Din İkilemi: Said-i Nursî’nin Öğretisinden Çözüm Arayışı’’ konulu konuşmasında, Nursî’nin modern ve geleneksel değerlerin birlikte yaşandığı bir dünyada Müslümanca yaşamanın kolay yolunu gösterdiğini kaydetti. Günümüzde ‘manevî cihat’ döneminin başladığını söyleyen Nursî’nin takipçilerine barış esaslı bir hizmet anlayışını öğrettiğini ifade eden Hudawi, ‘’İmam Rabbani ile Said Nursî, farklı zamanlarda benzer problemler karşısında İslâmî değerleri korumuşlardır’’ dedi. Sempozyum, bugün sona erecek. |
05.10.2010 |