Güncel |
Kime güvenip ikinci oğlumu göndereyim? |
Vatanî görevlerini yaparken intihar ettiği öne sürülen asker ailelerinin gözyaşları dinmiyor. ‘Şehit’ kabul edilmeyen çocuklarının intiharına inanmayan anne ve babalar, askerî makamlarca yürütülen hukukî sürecin yavaş ilerlemesinden şikâyetçi. Oğlu Jandarma Uzman Çavuş Ahmet Solgun'un intihar ettiği belirtilen anne Fatma Solgun da, yetkililerin tatminkâr açıklama yapmamasına tepki göstererek, “Şimdi ikinci oğlumu kime nasıl güvenerek askere göndereyim?” dedi İkinci oğlumu nasıl güvenip göndereyim? Vatanı görevlerini yaparken intihar ettikleri iddia edilen asker ailelerinin gözyaşları dinmiyor. “Şehit” kabul edilmeyen çocuklarının intihar ettiklerine inanmayan anne ve babalar, askerî makamlarca yürütülen hukuki sürecin yavaş ilerlemesinden şikâyet ediyor. Oğlunun askerde intihar ettiği belirtilen anne Fatma Solgun, yetkililerin tatmin edici açıklama yapmamasına tepki göstererek, “Şimdi ikinci oğlumu kime nasıl güvenerek askere göndereyim?” dedi. İntihar gerekçeleri olarak sunulan raporları ikna edici bulmayan acılı aileler, evlatlarının ölüm yıl dönümleri vesilesiyle bir araya geliyor. Aynı kaderi paylaşan aileler, bu defa kaza kurşunuyla hayatını kaybettiği ileri sürülen Jandarma Uzman Çavuş Ahmet Solgun’un birinci ölüm yıl dönümünde toplandı. Baba İdris Solgun, evlerinin bulunduğu sokağa “Unutmadık, unutmayacağız” yazılı bir pankart astı. Oğlunun posterleriyle farklı bir program hazırlayan Solgun, oğlunun ruhu için Kur’ân-ı Kerim ve Mevlid-i Şerif okutup, davetlilere yemek ikram etti. Merkez Seyhan ilçesindeki evinde konuşan İdris Solgun, evlilik hazırlığı yaparken hayatını kaybeden oğlunun ölümünün üzerinden bir yıl geçtiğini ve halen konuyla ilgili doğru dürüst bir açıklama yapılmadığını söyledi. Şırnak Cizre’de askerlerinin silâh-doldur boşalt işlemi sırasında kaza kurşunuyla öldüğü belirtilen oğluyla ilgili olay yeri inceleme savcısının farklı, soruşturmanın yürütüldüğü Diyarbakır askerî savcısının farklı bir şeyler ifade ettiğini anlatan Solgun, çelişkili beyan ve raporların kafalarındaki soru işaretlerini artırdığını kaydetti.
DAMATLIK YERİNE KEFEN GİYDİ Anne Fatma Solgun da “vatana hizmet yapsın, peygamber ocağı” diye davul zurnayla evladını askere gönderdiğini hatırlattı. 19 yaşında askerlik çağına gelmiş bir evladının daha olduğunu bildiren Solgun, gözyaşları arasında şunları söyledi: “Yetkililere soruyorum; şu durumda kime nasıl güvenip onu askere göndereyim? Nasıl sivil hayatta çocuğun başına bir şey geldiğinde bakımından sorumlu annesi gözaltına alınıyor veya tutuklanıyor... Aynı şekilde ben oğlumu Silâhlı Kuvvetlerine emanet ettim. Bunun büyükleri neredeydiler, ona ne oldu? Ben de kendilerinden bunun hesabını soruyorum. 24 yaşındaki yavrumun düğün hazırlıklarını yaparken, damatlık giydirmek isterken, beyaz kefenle toprağa gömdüm. Şimdi 19 yaşındaki oğlumu nasıl askere göndereceğim? Günlerimin nasıl geçtiğini bir görsünler, bakayım. Gecem gündüzüm yok. En son oğlum rüyada nikâhına davet etti. Belki de kaza ile ölmüştür. Gözlerimle görmediğimden bir şey demiyorum. Ama bir yıl oldu; çocuğuma ne olduğunu açıklasınlar.”
“İNTİHAR ETMESİ İÇİN SEBEBİ YOKTU” Konya’da vatanî askerliğini yaparken intihar ettiği kaydedilen Recep Onur Altunbaş’ın (21) annesi Fikriye Altunbaş da oğlunun intihar etmesi için bir sebebinin bulunmadığını açıkladı. Dâvâlarının açıldığını, ancak bir haber alamadıklarından yakınan Altunbaş, “Ben oğlumun intiharını kabul etmiyorum. Mahkemenin bir an önce sonuçlanmasını istiyorum.” diye konuştu.
“BİRŞEYLER Mİ GİZLENİYOR?” KUŞKUSU Şırnak’ta intihar ettiği bildirilen 10 aylık asker Sedat Horoz’un (21) ağabeyi Aydın Horoz ise kardeşinin ölümünün üzerinden 11 ay geçmesine rağmen halen otopsi heyet raporunu beklediklerini açıkladı. 3-6 ay arasında çıkması gereken bu raporun neden bu kadar geciktiğini soran Horoz, “Hâlâ heyet raporu bekliyoruz. Bu rapor gelmediği için dâvâ açamıyoruz. Acaba bir şeyler mi gizleniyor? Eğer böyle bir şey olmazsa bu kadar gecikmez. Ben de sağlık camiasında çalışıyorum. Bu işleri biliyorum. 11 ay az bir süre değil. Türkiye’deki bütün illerde dolaşsa bile bu zaman zarfında şimdi raporun çıkması gerekirdi” diyerek tepki gösterdi.
AİLELERE DAYANIŞMA ÇAĞRISI Ağrı’nın Eleşkirt ilçesinde 4 Eylül 2009’da intihar ettiği ileri sürülen Er Volkan Kamalak’ın baba Hayri Kamalak ise aynı acıyı paylaştığı ailelere dayanışma çağrısı yaptı. Kamalak, şöyle devam etti: “Şu anda aramızda olan veya olmayan bizim gibi oğlu askerde ölen; neden, niçin veya nasıl olduğu kesin bilinmeyen; askerî mahkemelerde dîvâsı süren ciddî sayıda aileler var. Şu anda aynı acıları paylaştığımız ailelerle hukuk mücadelesi vereceğiz. Ölen evlatlarımızın masumiyetleri, savunmasızca ölmeleri bizi kahrediyor. İlgililerin vurdumduymazlığı ve meseleye sıradan bir ölüm gibi bakmaları bizleri kahrediyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Başka ailelerin bunu yaşamaması için susmayacağız.” |
05.10.2010 |