PEYGAMBER KISSALARI - AHMET ÖZDEMİR |
Hazret-i Havva’nın yaratılışı Hz. Havva’nın yaratılış kıssası da çok ilgi çekicidir. Hz. Âdem (as), Cennet’te oturup konuşacak bir kimse ve kendisi ile sükûnet bulacağı bir zevce bulunmaksızın tek başına gezip dolaştığı sırada Allah, ona bir uyku verdi. Âdem (as), daha uykudan uyanmadan, Hz. Havva’yı, ondan yarattı. Âdem (as), uyanınca, başucunda bir kadının oturduğunu gördü. “Bir kadın ha!?” dedi ve ona: ”Sen, nesin? Sen, kimsin?” diye sordu. Hz. Havva: “Bir kadın!” dedi. Âdem (as): ”Sen, ne için yaratıldın?” diye sordu. Hz. Havva: “Sen, benimle sükûnet bulasın diye yaratıldım!” dedi. Melekler, Âdem’in (as) bilgisinin nerelere kadar ulaşabildiğini anlamak, ilmini sınamak için Hz. Havva hakkında ona: “Bu, nedir?” diye sordular. Âdem (as): “Bir kadın!” dedi. Melekler: “Onun ismi nedir?” diye sordular. Âdem (as): “Havva’dır” dedi. Melekler: “Doğru söyledin!” dediler. Melekler: “Ona, ne için Havva ismi verildi?” diye sordular. Âdem (as): “Kendisi, canlı bir şeyden yaratıldığı için!” dedi. Hz. Havva’ya, her canlının anası olduğu için, Havva ismi verilmiştir. Melekler: "O, ne için yaratıldı?” diye sordular. Âdem (as): “O, benimle sükûnet bulsun, ben de onunla sükûnet bulayım diye!” dedi. Allah, böylece, Hz. Havva’yı, Hz. Âdem’e (as) eş yaptı. Peygamberimiz (asm), bir hadîs-i şerifinde: “Kadın, kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburganın en eğri yeri de, üst kısmıdır. Onu, doğrultmağa kalkarsan, kırarsın! Kendi hâline bırakırsan, eğrilikte devam eder. Kadınlar hakkında, birbirinize hayrı tavsiye ediniz!” buyurmuştur. (Buharî-Sahih, c. 4, s. 103) Allah’ın, “Ey insanlar! Sizi bir tek kişiden yaratan ve ondan da eşini yaratıp o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar türeten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Adını anıp Kendisini vesile ederek birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a saygısızlık etmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakınınız. Allah sizin üzerinizde tam bir gözeticidir.” (Nisa Sûresi, 1) ve “O’dur ki sizi bir tek candan yarattı ve bundan da, gönlü kendisine ısınsın diye eşini inşâ etti. Erkek eşini sarıp bürüdü, o da hafif bir yük yüklendi, hamile kaldı. Onu bir müddet taşıdı. Hamileliği ağırlaşınca her ikisi de Rab’leri olan Allah’a yönelip ‘Eğer bize sağlıklı, kusursuz bir evlât verirsen mutlaka Sana şükreden kullarından oluruz’ diye yalvardılar.” (A’râf Sûresi, 189) âyetleri Hz. Havva’nın, Hz. Âdem’den (as) yaratıldığını göstermektedir. Hz. Âdem’le Hz. Havva altın bir taht üzerine oturmuş, baştan aşağıya nurdan elbiseler içinde oldukları halde Cennete girdiler. Cenâb-ı Hak onları Cennete yerleştirirken, “Âdem! Eşinle birlikte cennete yerleşin, oradaki nimetlerden istediğiniz şekilde bol bol yiyin…” (Bakara Sûresi, 35) diye hitap etti. Ayrıca cennette açlık ve susuzluk elemini duymayacaklarını, çıplak olmayacaklarını, özetle hiçbir mahrumiyet ve zahmet çekmeyeceklerini de bildirdi. (Taha Sûresi, 118-119) Hz. Âdem cennete girdiğinde Cenâb-ı Hak ona, meleklerin yanına gitmesini, onlara selâm verip, verecekleri cevabı iyi dinlemesini, bunun hem ona, hem de nesline selâmlaşma nümunesi olacağını bildirmişti. Bunun üzerine Hz. Âdem, bu emre uyarak meleklere selâm verdi. Melekler de cevaben “Esselâmü aleyke ve rahmetullahi” diyerek karşılık verdiler. İşte Müslümanların selâmlaşmalarının büyük bir öneme sahip olması ve İslâmın şiarı haline gelmesi, bu sırdandır. Bundan sonra Hz. Âdem ile Havva, cennette mutlu bir hayat yaşamaya başladılar. |
14.09.2009 |