Ramazan |
Bir sahabenin günlüğü |
Hikâyenin başlangıcı Güzel bir bahar günü… Hava ılık. Lodos esiyor yine her zamanki gibi. Pencereden denize bakıyorum. Boğazdan geçen küçüklü büyüklü gemiler süzüle süzüle gidiyorlar suyun üzerinde. Arkadaşım, gelip dürtüklüyor beni. Daha yapacak çok işimiz var. Hadis araştırmalarım için üniversite kütüphanesindeyim. Yaprakları sararmış kitapları ellerime alıyor, toz kokulu sayfalarını merakla çeviriyordum. Sanırım Buharî’nin kitabını karıştırırken, kitabın sahifeleri arasından Osmanlıca el yazısı ile yazılmış bir deftercik düşüyor. Üzerinde bir takım isimler, tarihler ve notlar var. Topu topu on dört sayfadan oluşuyor. Merakla sayfaları çevirirken, cep telefonumun çalmasıyla o günkü çalışmamı bitirmek zorunda kalıyorum. Birkaç gün sonra, evde oturmuş, bir elimde kuşburnu çayım, diğer elimde sevgili stabılo marka mor kalemimle ders çalışmak üzere, karışık masamın başına geçiyorum. Çalışma dosyamı açtığımda, o küçük defterciğin odama teşrif ettiğini fark ediyorum o anda. Sanki oku beni diye yalvarıyordu bana. Oku beni… Bu yardım çığlığına kayıtsız kalamadım. Tamam, tamam dedim içimden ona. Sonra kocaman bir gülümseme yolladım yapraklarına. Bismillah dedim, açtım ilk sayfasını. Başladım okumaya… *** Bir Sahabenin Günlüğü! Zi’lhicce, Hicretin 6. senesi, Medine Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla. Ben bir zamanlar Mekke’de yaşayan, İslâm’ın gelişiyle Müslüman olma şerefine eren, müşriklerden kaçıp Medine’ye hicret eden Allahın aciz bir kuluyum. Geçen gün mescitte oturmuş, Efendimize Cebrail tarafından vahyedilen âyetleri yazıyorduk, birkaç sahabe ile beraber. Birden aklıma Peygamberimizin (asm) sözlerini, hoşuma giden fiillerini de yazmak geldi. Çünkü ben çok unutkan birisiyim. Unutmamak için Peygamberimizden (asm) az evvel işittiğim şu sözü hemen yazıyorum buraya: “Size verdiği nimetlerin çokluğu sebebiyle Allah’ı sevin. Allah uğruna sevgi sebebiyle beni sevin. Ben kendilerini sevdiğim için de ehl-i beytimi sevin.”* *Tirmizî, Menakıb: 31. |
Salİha Ferşadoğlu 21.08.2009 |