Ramazan |
RAMAZANİYE |
İnsanların inançları, hayatlarına şekil verir. Bu milletin de “ruhu İslâmiyet” olduğu için, İslâmî ögeler hayatın her alanında kendini gösterir. Musikîden mimariye, eğlenceden edebiyata kadar bir çok alanda İslâmî motifleri görmek mümkündür. Özellikle Ramazan ayı geldiğinde, hayat başka bir renge bürünür. Mânevî iklimin tadı, lezzeti, feyzi ve zevki, dalga dalga yayılır. Ediplerin edebini, şairlerin ilhamını, san'atkârların duygularını arttırır. Öyle ki, edebiyatımızda neredeyse sırf Ramazan için müstakil bir tür üretilmiş, kandilleri, ramazanı ve bayramları konu alan “Ramazaniye edebiyatı” ortaya çıkmıştır. Biz de bu Ramazanda değerli okuyucularımıza her gün bir “Ramazaniye” takdim ederek, ruhlarımızın damak tadına bir çeşni katmak istedik. Ramazanın gelişi hasretle beklendiği için, başlangıçta “hoşâmedi” tarzında şiirler söylenir, Ramazan’a mersiyeler düzülürdü. Biz de On Bir Ay’ın Sultanı’nı bir hoşâmedi ile karşılayalım:
Üç ayların nurlu kandillerini, Gönül fanusuna koydum da geldim. Kur’ân bahçesinin sümbüllerini Kokladım ruhuma yaydım da geldim.
Şükür, mahyalarda gördüm adını, Temcit davulunu duydum da geldim, Özlemiştim iftar sofralarını, Hamdolsun Rabbime, doydum da geldim.
Sultanım, yürekten vurgunum sana, Onbir ay gününü saydım da geldim. Gönlümü kapattım dünyadan yana, Fani sevgilerden caydım da geldim.
Ayların da sultanısın, benim de, Kölelik gömleği giydim de geldim. Âcizim hiçbir şey gelmez elimden, Benlik libasını soydum da geldim. |
ABDİL YILDIRIM 21.08.2009 |