Ramazan |
Şeytan, kendini, kendine tâbi olanlara inkâr ettirir |
Şeytanın mühim bir desisesi (hilesi); kendini kendine tabi olanlara inkâr ettirmesidir. Bilhassa maddeci felsefe ile akılları ve kalpleri bozulan inançsızlar, gözleri ile görmedikleri şeylere inanmazlar. Şeytan, varlığını onlara inkâr ettirir, ancak inançsızlık, tahrip ve bozma vesveselerini onlara öğretmekten geri durmaz. Toplumda inançsızlığı, ahlâksızlığı, sefahati gizli ve açık olarak değişik vasıtalarla yaygınlaştırmaya, insanları yoldan çıkarmaya çalışan kişileri görürüz. Bunların örneklerine ya bir gazete köşesinde, ya da bir magazin sayfasında veya bir tv ekranında veya şahıs olarak ne yazık ki, her zaman rastlamak mümkündür. İşte böyle kişiler insî şeytanlardır. Bunlar, belki de cinnî şeytanın varlığını inkâr ederler. Ancak cinnî şeytanın vesvesesiyle tahribat yaparlar. Eğer cinnî şeytanlar maddî ceset giyseler insan sûretindeki şeytanlar gibi, insî şeytanlar cesetlerini çıkarsalar cinnî şeytanlar gibi olurlardı. Cinnî şeytanların varlığına kat’î bir delil, insî şeytanların vücududur.1 Malûmdur ki en âlâ, en yüksek ve kıymetli bir şey bozulsa, en edna bir şeyin bozulmasından çok daha kötü olur. Varlıklar arasında en üstün yaratılan insan bozulsa, bozuk hayvandan daha bozuk olur, zulüm ve ahlâksızlıktan lezzet alır hale gelebilir. Tahribat ve yıkıcılıkta şeytanları aratmaz. Bunlar cinnî şeytanların insanlar arasındaki versiyonlarıdır. Bosna’da, Irak’ta, Filistin’de ve diğer bölgelerde masum Müslümanlara yapılan katliâmlar ve işlenen dehşetli zulümlerin faillerinin, canavar bir hayvandan farkları var mıdır? Yaptıkları işler, şeytânî işler değil midir?
Dipnot: 1- Lem’alar, Yeni tanzim, s. 229. |
İBRAHİM ERSOYLU 21.08.2009 |