Duâ, istek ve ihtiyaçlarımızı Cenâb-ı Hak’ka arz etmek, günahlarımızın affı için O’na yalvarmaktır. Cenâb-ı Hak, kullarının kendisine duâ etmesini ister. “Duânız olmasa ne ehemmiyetiniz var” der. Demek ki insan ancak duâ ile Allah katında bir değer kazanıyor.
Duânın kabule şayan olması için de, temiz bir kalple, ihlâs ve samimiyetle duâ etmek gerekir. Temiz kalp deyince de, önce çocukların kalbi akla gelir. Çocuk kalbi, günahlarla kirlenmediği için tertemizdir. İçinde kötülük, riya, gurur, kibir gibi duânın kabulüne mani olacak kötü duygular yoktur.
Yağmur duâsı yapılırken, çocukların iştirak etmesi ve yapılan duâya “âmin” demeleri özellikle istenir. Zira Cenâb-ı Hak’kın, onların masum yüzleri ve temiz kalpleri hürmetine rahmet göndereceği ümit edilir. Zaten çocuklar da fıtratlarındaki duygularla her zaman duâya yakın ve yatkındırlar. Onları duâ etmeye teşvik etmek ve güzel örnek olmak da büyüklere düşmektedir.
Ramazan ayında dinî duygular daha yoğun yaşanır, ibadet ve duâlara daha fazla ağırlık verilir. Ramazan, rahmet ve bereket ayıdır. Çocuklar da bu rahmetten hisselerini almak isterler. Onun için büyüklerini taklit ederek duâ ve ibadetlere iştirak etmek isterler.
Yaramazlık yapıyor, huzurumuzu bozuyor diye onları yanımızdan uzaklaştırmak çok yanlış ve büyük vebal taşıyan bir davranıştır. Bu konuda Peygamber Efendimizin (asm) çocuklara gösterdiği müsamaha bize rehber olmalıdır.
|