Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, “Türkiye’de alternatif yok demek, demokrasi yok demektir. Alternatifsiz insan yoktur. Her programın daha iyisi vardır. Daha geniş kesimlerin meselelerini çözme kabiliyetine sahip olanlar vardır’’ dedi.
DYP tarafından İstanbul Polat Rönasans Otel’de düzenlenen ‘’Türk Ekonomisi Nereye Gidiyor?’’ konulu panelde konuşan Ağar,’’(Türkiye’de alternatif yok) diyenler, bana göre demokrasiye ihanet etmektedirler’’ dedi. Ağar, Parti olarak 2002 seçimlerini çok iyi analiz ettiklerini ifade ederek, ‘’Burada üç önemli mesaj var. Halkın talebine göre siyasetin şekillenmesi, ekonominin yeniden yapılanması ve toplumsal gerginliklerin ortadan kaldırılması gibi yeni siyaset erbabına verilen çok iyi mesajların algılanamadığını düşünüyoruz’’ görüşünü dile getirdi.
Ekonominin toplumun tüm kesimlerinin meselesini çözecek büyük bir alan olduğunu belirten Ağar, meseleyi sadece bazı göstergeler çerçevesine oturtarak her şeyin çok iyi olduğu yerine, yapılması gerekenlerin daha güçlü bir şekilde yapılması gerektiğini kaydetti.
Toplumsal iradeyi ortaya koymak ve bu iradeye dayalı olarak da yenialternatifleri ortaya koymak gerektiğini vurgulayan Ağar, ‘’Türkiye’de aklımın ermediği bir şey var. (Türkiye’de alternatif yok) diyenler, bana göre demokrasiye ihanet etmektedirler. Kendilerini ve makamlarını vazgeçilmez olarak taktim edebilmeyi anlayabilmem mümkün değildir’’ dedi. Ağar, şunları kaydetti:’’Ankara’da, İstanbul’da sıcak köşelerinde oturup, Türkiye’nin hatta İstanbul’un köşesinde İkitelli’den, İmes’ten haberdar olmazsanız, Sincan’daki sanayi bölgesinden haberdar olmazsanız, alternatifin ne olduğunu orada gören insanların hissiyatlarından haberdar olmazsınız.”
AMERİKA’DAN İCAZET ALMAM
Önceki gün İzmir’de bazı işçi, memur ve emekli sendikalarından temsilcilerle bir araya gelen DYP lideri Mehmet Ağar, ‘’Türkiye’de siyasi koz bekleyip ABD’den icazet bekleyen adamın siyasette bir saniye yeri olamaz. Genel seçimler bitene kadar Amerika’ya gitmeyeceğim’’ dedi. Türkiye’de, AB sürecinde özgürlükler ve demokratik gelişim talebini büyük sermayenin yönlendirdiğini, ancak aynı kesimlerin sendikasızlaştırma trenini de çektiğini ileri süren Ağar, ‘’AB’yi ekonomik çıpa olarak alalım, iyi. Ama AB’deki işçi işveren ilişkilerindeki yeni ilerlemeleri gevşek alalım. Böyle şey olmaz’’ dedi. Ağar, mevcut ekonomik programdan medya patronları ve büyük sermayedarların çıkarının olması sebiyle sendikal örgütlenme konusunda adım atılamadığını, hükümetin bu konuda ‘’çıtını çıkaramadığını’’ söyledi.
Hükümetin özelleştirmeyi borç ödeme aracı olarak kullandığını, bunun üretimi öldürdüğünü savunan Ağar, ‘’Türk Telekom’un yıllık geliri 1.5 milyar doların altında değil. 6 milyar dolara özelleştirildi. Dünyanın hiç bir yerinde görülmemiş. Üç yılda kendini amorti edecek bu tesisi tekrar kurmak mümkün değil. Bunların hepsi hesap kitap görecek. Burası muz cumhuriyeti değil’’ diye konuştu.
TERÖR SİLÂHLA ÇÖZÜLMEZ
Ağar, Türkiye’nin terörün bittiği dönemde demokratik açılımları yaparak bu meseleyi kökünden çözme fırsatını kaçırdığını belirterek, şöyle konuştu:’’Ülke kendi içinde düşman yaratarak yola devam edemez. Silahın dışındaki çözümleri vaat etmek lazım. Silahlı çözüm diyorsanız kolay ama, bunların hepsi geçici olur, çözüm olmaz. O noktada her türlü sorumluluğu alırım, almışım. Bugün siyasetçi olarak benim sorumluluğum, bu olayların olmamasını sağlayacak zemini sağlamaktır. Hiçbir siyasetçi, benim atacağım cesaretli adımların kenarından bile geçemez. Risk alacaksın, ömür bir risktir. Başbakan’ın söylediği gibi Lübnan’a asker göndermek risk misk değildir. Risk kendi ülkendeki sıkıntıları aşacak cesareti göstermektir.’’
İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği’nin, Crowne Plaza Oteli’nde düzenlediği yemeğe katılan Ağar, burada yaptığı konuşmada, terör sorununun çözümü konusunda bir takım koordinatörlük makamlarının tahsisi gibi çözüm yollarına gitmenin yanlış olduğunu söyledi. Türkiye’nin en önemli sorununun Güneydoğu sorunu olduğunu, bu mesele çözülmeden huzur ve güvenin mümkün olamayacağını ifade ederek, toplumun terör olaylarına karşı tahammülünün kalmadığını kaydetti.
|