Atatürk, eşleriyle baloya gelmeyenlere yüz verilmemesini önermişti çevresine...
Uzun süredir resmi bayram gecelerinin militer ağırlıklı resepsiyonlarından, dans görüntüleri yansımıyordu medyaya.
Son Zafer Bayramı resepsiyonunda, yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyakanıt’ın gerek eşiyle, gerek hanım bir tabip teğmenle dans etmesinin fotoğrafları, genellikle çarpıcı başlıklarla yayımlandı basında.
***
21. yüzyılın 6’ncı yılı da sonuna yaklaşırken; resmi bayram gecelerinin gerek balolarla renklendirilmesi, gerek üst düzey makam sahiplerinin o balolarda dans etmeleri, neden bu kadar önemliydi Türkiye’de?
***
Çünkü Türkiye’de balo ve dans; ekonomik altyapılardaki değişimlerin bahçıvanlığını yaptığı Anayasa hukukuyla, Ceza hukukundaki maddeleşmiş çağdaşlık çerçevelerinden, çok daha simgesel çağdaş bir uygarlık gösterisiydi.
***
Dans edenler ve edemeyenler ayrımı; aynı zamanda Atatürk ilke ve inkılaplarını benimseyenlerle, benimsemeyenler ayrımını da saptıyordu.
Fransız İhtilali’yle aynı tarihlerde tahta çıkan 3’üncü Selim, “Nizam-ı Cedit-Yeni Düzen” dönemine ilk adımı atmıştı. Ve kafirleşmeye karşı çıkan Kabakçı Mustafa baş kaldırısıyla; hem tahtından, hem hayatından olmuştu.
1839’da Sultan Mecit, Fransız burjuvazisini örnek alan “Tanzimat” dönemini başlattı.
Ve geldik 21. yüzyılın 6’ncı yıl bitimine...
Karşımızda yine dans edenler ve edemeyenler ayrımı...
***
(...) Cumhuriyet balolarıyla ilgili yığınla söylenti dolaşırdı evlerde.
Balolara eşlerini götürmeyen üst düzey bürokratların adlarından söz edilirdi.
Atatürk, eşleriyle gelmeyenlere yüz verilmemesini önermişti çevresine...
Milliyet, 1 Eylül 2006
|