"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tahkikî iman nasıl anlaşılır?

Süleyman KÖSMENE
22 Mart 2022, Salı
Muğla’dan okuyucumuz: Taklidi iman ve tahkiki iman hakkında bizi örneklerle aydınlatır mısınız? Tahkiki imanda olduğumuzu nasıl anlarız?”

İmanda Gaybîdir  

İman etme fiili, öteki ucu gayba çıkan bir iletişim kanalıdır, bir şehadet sürecidir. Kur’ân gayba imanı ister: “Onlar ki, gayba iman ederler ve namazı kılarlar.”1  

İman beş duyumuzun işi değil; kalbimizin fiilidir. Kalp iman ederken beş duyudan gelen bilgileri kullanır. Bu bilgiler akıl ve muhakeme eleğinden geçer, kalbe ulaşır. Kalpte imana güç veren birer enerji olur. 

 Mesela görmek iman etmek değildir. Ama gördüklerimiz akıl ve muhakeme süzgecinden geçtiğinde imanımızı artıran bilgiye dönüşüyor. Beş duyumuzla hariçten aldığımız her bilgi, akıl potamızda harmanlanıyor, imanımızı artıran dokümanlar olarak kalpteki yerini alıyor. Kalp akıl potasından süzülüp gelen bu bilgilerle hakkı ve hakikati müşahede ediyor ve tahkiki imana ulaşıyor. 

İman Kalbin Amelidir 

Dolayısıyla iş şehadete dönüşüyor: “Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abduhu ve resulüh” Hakikati kalbin ameli olmaya başlıyor.  

Kalbin şehadet etmesi, taklitten tahkike geçmesidir. Şehadet, gözün gördükleri değil, gözün gördüklerinin kalpte imanı artıracak bilgiye ve tasdike dönüşmesidir.   

Taklidi imanda bir çaba yoktur. İçinde doğup büyüdüğünüz insanlar iman sahibi iseler, siz de itirazsızca ve hüsn-ü zanla iman sahibi olabiliyorsunuz. Bu, imanda ilk basamaktır ve taklidîdir. Bir Müslüman beldede, herkeste otomatikman bulunur. 

İman hayat boyu sadmelerden geçer. Tekmeler, tokatlar yer. Sopa ile dövülür. Kurşunlanır, bomba ile imha edilmek istenir. İman, giderek şiddetini artıran bu sadmelerle sürekli sarsıntılar geçirir. Öyle ki insan dik duramayacak hale gelir. 

Bir boks maçında adam rakibinden üst üste yumruklar yiyerek yere yığılıyor. Kalkmaya davranırken bir yumruk daha yiyor. Her kalkmaya davranışında yumruk yiyor ve yeniden yere kapaklanıyor. Seyircisinden ise sürekli “vur! vur! vur!” tezahürleri gelmektedir. Adam seyirciye kızarak diyor ki: “Tik turamayrom!”      

İmanın başına, bir boksörün yediği yumruklardan daha fazla yumruklar gelir. Hele bir inkâr-ı Uluhiyet asrındaysanız… Yumruklar bitmez! Çünkü iman yumruklarla imtihan edilir. İmtihan insanın zaten yaratılış gayesidir. Yani imanın yumruk yemesi fıtratında vardır. Yumruk gelmezse yahut insan yumruğu hissetmezse, imanı taklitte kalır.  

İmanımız Yumruk Yedikçe Güçlenir

Yumruk yiyen iman, ya bağını gevşetmeye başlar, ya da yumruk yedikçe sımsıkı bağlılığını artırır. Bağı gevşeyen iman, yumruk yedikçe daha da çözülür.  

İmanın her yumrukta diri kalması, tahkikle mümkündür. İmanın tahkikte olduğunu yumrukların fazlalığından anlayabiliriz. Yumruk yemek için her zaman bir dinsiz bulamayız. Kendi nefsimiz bir dinsizden daha fena bizi yumruklar. Yumruklarıyla ya bizi imansız eder, ya da imanımızı artırmaya vesile olur. Ama uyanık ise bizi taklitte bırakmaz, tahkike ulaştırır.

“Herkes Allah’ı bilir. Onu, daha yeni ders almağa ihtiyacımız çok yok.” diyenlere Bediüzzaman şöyle cevap veriyor: “Allah’ı bilmek, bütün kâinatı ihata eden rububiyetine ve zerrelerden yıldızlara kadar cüz’î ve küllî herşey onun kabza-i tasarrufunda ve kudret ve iradesiyle olduğuna kat’î iman etmek ve mülkünde hiçbir şeriki olmadığına ve “Lâ ilahe illallah” kelime-i kudsiyesine, hakikatlarına iman etmek, kalben tasdik etmekle olur. 

Yoksa “Bir Allah var” deyip, bütün mülkünü esbaba ve tabiata taksim etmek ve onlara isnad etmek, hâşâ hadsiz şerikleri hükmünde esbabı merci’ tanımak ve herşeyin yanında hazır irade ve ilmini bilmemek ve şiddetli emirlerini tanımamak ve sıfatlarını ve gönderdiği elçilerini, peygamberlerini bilmemek, elbette hiçbir cihette Allah’a iman hakikatı onda yoktur. Belki küfr-ü mutlaktaki manevî cehennemin dünyevî tazibinden kendini bir derece teselliye almak için o sözleri söyler.”2

Bediüzzaman bu cümlenin ilk bölümünde tahkiki imanı tarif ediyor. 

Tahkiki imanın sınırsız basamakları vardır. 

Dipnotlar:

1- Bakara Suresi: 2., 2- Emirdağ Lahikası, s. 237.

Okunma Sayısı: 5294
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    22.3.2022 15:09:01

    Rabbim bizlere tahkikî imanı elde eden ve îmanla kabre giren salih kulların eylesin. Âmin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı