Saadet Partisi İstanbul 2. Bölge Milletvekili Adayı Bilal Ay, “Herkese görev düşüyor. Herkes iyi niyetle ve hukuk çerçevesinde oyuna da, sandıklara da, iradesine de sahip çıkmalı” dedi.
24 Haziran erken seçimleri için geri sayım başladı. Saadet Partisi İstanbul 2. Bölge Milletvekili Adayı Bilal Ay da seçim bölgesinde çalışmalarını sürdürüyor. Genç bir aday olan Ay, gençlerin sorunlarını Meclis’e taşıyacağını belirtiyor. Uyuşturucuyla mücadele alanında yaptığı çalışmalarıyla bilinen Ay, konuya planladığı projelerle Meclis çatısı altında çözüm bulmayı hedefliyor.
Saadet Partisi İstanbul 2. Bölge Milletvekili Adayı Bilal Ay Yeni Asya’nın sorularını cevaplandırdı.
Milletvekili adayı olmaya nasıl karar verdiniz?
ok uzun yıllardan beri siyasetle içli dışlı olan bir insanım ve samimî olarak söylüyorum siyaseti ulvî bir hareket ve millete hizmet için yaptığıma inanıyorum. Aday olsam da olmasam da hem siyasî çalışmalara hem de topluma faydalı olabilecek STK çalışmalarına devam ediyorum. Bu seçimdeki adaylığıma gelince ise yıllardır uyuşturucuya karşı mücadele veriyorum. Bu mücadeleyi meclise taşımak adına da aday olmaya karar verdim. Partimizin yetkili organları da uygun gördüler, bugün karşınızdayım.
Milletvekili seçilmeniz durumunda mecliste gündeme getireceğiniz ve sizin için önemli olan ilk konu nedir?
Benim için en önemli konu uyuşturucu ile mücadele olacak. Sadece İstanbul’da 500 bin gencimizin bu illete düştüğünü öngörüyoruz. İstanbul’un nüfusunu 15 milyon değil, 20 milyon bile saysak her 40 kişiden birisi uyuşturucu bağımlısı. Aileleri ile birlikte düşündüğümüzde sadece İstanbul’da dile kolay 2 milyon kişi uyuşturucu belâsından etkileniyor. Türkiye genelindeki tablo da çok farklı değil. Bir başka çarpıcı durum ise örneğin sentetik uyuşturucu, 1 kerede bağımlılık yapıyor. 10 gün içerisinde beynin yüzde 60’ını yok ediyor ve 3 sene içerisinde de öldürüyor. Bu da bizlere aslında ne kadar hızlı hareket etmemiz gerektiğini gösteriyor. Yine çarpıcı örnek daha vereyim. Bakın bu ülkede uyuşturucu bağımlısı oğlu, torbacılık yapıp başkalarını da zehirlemesin diye çocuğunun ölmesi için duâ eden anne var!
İnsan hakları, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü konusunda neler düşünüyorsunuz?
Pek tabiî bu konularda çok hassasız. Bu konulardaki ihlâller elbette ki kabul görmez, göremez. Ancak maalesef ülkemizde bu üç alanda da çok ciddî sorunlar yaşanıyor. Açık konuşmak gerekirse bu problemler AK Parti iktidarının doğurduğu problemler değil. Ancak bu iktidar süresince giderek kötüleşen bir durum ile karşı karşıya kaldık. AK Parti, belki de yola çıkarken defaatle dile getirdiği bu hususlarda, zaman geçtikçe çok katı ve iktidara geldiği günleri de aratan bir duruma taşıdı Türkiye’yi. İnsan hakları ihlâlleri ortada! Basın özgürlüğünün içinde bulunduğu durum ortada! İfade özgürlüğü ortada! Basında çok seslilik neredeyse kalmadı. İşte Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu basında kendisini ifade edecek mecra bulamayınca o meşhur ifadesini, “medya padişahınsa sosyal medya bizimdir” ifadesini söyledi. Bunun da hakkını veriyor gerçekten. Tabiî bunları ifade ederken sizin gibi yayın organlarını tenzih ettiğimi de ifade etmek istiyorum.
Gençlerle ilgili projeleriniz var mı?
Biz gençliğin partisiyiz! Bunu bir iddia ya da slogan olsun diye söylemiyorum. Samimiyetle ifade ediyorum. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki ülkemizin çok büyük bir bölümü genç ve bu ülkede her ne sıkıntı yaşanıyorsa gençlerimizde bundan etkileniyorlar. Yani bizim verdiğimiz ya da vereceğimiz her vaat aslında gençlerimiz için de aynı zamanda. Biraz daha özele inersek, bir her şeyden önce gençlerimizi dinlemeyi vaat ediyoruz. Onların sorunlarını onlardan bağımsız bir şekilde düşünüp, karar verip, çözmeyi denemeyeceğiz. Yaşadıkları problemleri en iyi onlar bilebilir ve biz onlara kulak vereceğiz. Gençleri yöneten değil gençlerle yöneten olacağız tabiri caizse!
Bu sınav ücretleri normal mi?
Yoksa gelecek kaygısının, olmayan eğitim sisteminin, işsizlik probleminin, atanamayan öğretmenlerin, kamuya personel alımındaki adaletsizliklerin, yüklü miktarda öğrenim kredisi borcuyla mezun olan öğrencilerin, internet sansürlerinin ve internetin pahalılığının bu liste uzar, ancak biz hepsinin farkındayız. Rakamlarıyla, istatistikleriyle farkındayız! Küçük bir örnek de vermek istiyorum. Sınavlar… Hepimizin defalarca girdiği, alfabede harf bırakmayan sınavlar. Bu sınav ücretleri normal mi? Devlet bir öğrencinin simit ve çay parasına göz dikebilir mi? Biz bunu kabul etmiyoruz. Bırakalım da üniversiteli bir gencimiz örneğin ALES ücretiyle bir ihtiyacını gidersin.
Bu seçimler Türkiye için ne ifade ediyor? Adil bir seçim yapılabileceğini düşünüyor musunuz?
Tabi ki her seçim önemli. Ancak bu seçim çok daha fazla! 16 senelik bir iktidarın ardından ülkemiz gerçekten bir uçurumun kenarına sürüklendi. İktidar bugüne dek güzel işler de çıkardı. Onlar için kendilerini tebrik ediyoruz, ancak bugün birçoğunu kendilerinin ortaya çıkarttıkları sorunları çözme mantalitesini ve iradesini ortaya koymaktan oldukça uzaklar. Metal yorgunu olduklarını söylediler, ancak bunu üzerlerinden de atabilmiş değiller. Makyajla diri görünmeye çalışıyorlar. AK Parti’ye de bu seçimlerde yapılabilecek en büyük iyilik, onlara ülkenin yönetimini 5 yıl daha teslim etmemek olacaktır diye düşünüyorum.
Bu konuda herkese görev düşüyor
Adil bir seçim yapılmıyor maalesef. Bu konu sadece seçim güvenliği değil ki! 4 parti milyonlarca lira seçim yardımı aldı. Saadet Partisi olarak biz 1 kuruş yardım almış değiliz. Yetmiyor, teşkilât mensuplarımızın kendi bütçelerinden yaptığı yardımlarla yapılan pankartlarımız indiriliyor! Bu seçim sizce adil mi? Sandık güvenliği meselesinde ise biz istersek elbette yapılabilir diye düşünüyorum. Bu konuda herkese görev düşüyor. Herkes iyi niyetle ve hukuk çerçevesinde oyuna da, sandıklara da, iradesine de sahip çıkmalı. Biz Saadet Partisi olarak bu hususta elimizden geleni yapacağız. Sadece bize oy verenlerin değil AK Parti dahil her partinin seçmeninin iradesinin sandığa doğru olarak yansıması için gerekli çalışmaları ortaya koyacağız.
Çok hızlı hareket etmeliyiz
Uyuşturucuyla mücadele konusunda çalışmalarınızla biliniyorsunuz? Milletvekili seçildiğiniz zaman bu mücadelenizi nasıl sürdüreceksiniz? Bu konuda projeleriniz var mı?
Az önce bazı istatistikler paylaştım bu konu ile ilgili. Bu da bizi acil ve hızlı bir çalışma içerisinde olmaya mecbur kılıyor. Bakın bir bağımlının yapabileceği iki şey var. Ya çalacak ya da satacak. Bu noktada da tedavinin önemi iki kat artıyor. Ancak ülkemiz bu açıdan çok, ama çok yetersiz. Rakamlar ortada. Kaç insanımızın bu belayla boğuştuğu ortada. Ancak ülke genelindeki AMATEM’lerin toplam yatak kapasitesi 600-650 civarında. Özel bir takım rehabilitasyon merkezleri var ancak onlar da işi tamamen ranta ve ticarete dökmüş durumda.
AMATEM´lerin sayılarını arttıracağız
Yine 18 yaşını geçmiş bir gencimiz, sosyal güvencesi yoksa devlet o gencimizi tedavi etmiyor! Diyelim ki bir gencimiz bir şekilde tedavi oldu! Rehabilitasyon süreci yaşanması gerekiyor ve son olarak da bağımlının eski ortamına dönmemesi yani farklı bir yere taşınması gerekiyor. Ancak ülkemizde rehabilitasyon aşaması maalesef yok!
Bu tablo içerisinde öncelikle bu illete hiç bulaşmamış gençlerimizi koruyacağız! Bu belâya bulaşmış kardeşlerimiz için ise AMATEM´lerin sayılarını arttıracağız. Özel merkezlerin uyuşturucu bağımlılarını adeta rant kapısı olarak görmesinin önüne geçeceğiz. Türkiye´de olmayan rehabilitasyon köylerini kuracağız. Mağdur gençlerimizin önce tedavi edilip akabinde de rehabilite edilip topluma katılımını sağlayacağız. Tedavi olan kardeşlerimizin, tedavinin son aşaması olarak hayata geçmesi gereken, yer değiştirmelerini sağlamak adına da gerekli desteği vereceğiz.
Genç bir aday olarak gözlemlediğiniz kadarıyla gençlerin en büyük beklentisi nedir? Onların oyunu alabilmek için vaatleriniz neler?
Gözlemlerim kadarıyla gençlerin en büyük beklentileri gelecek kaygısı ve özgürlükler. Az öncede ifade ettim. Biz gençleri yöneten değil gençlerle yöneten olacağız. Bizim fikirlerimiz ve onlarının fikirlerinin doğurduğu sinerji ile sorunları birlikte aşacağız. Zaten sorunun taraflarını dışlayarak, fil dişi kulelerde, tepeden inmeci bir anlayışla hiçbir kesimin problemleri çözülmez. Hele gençlerimizin ki hiç çözülmez. Biz gençlerin partisiyiz. Onlar önyargılarından arınmış bir şekilde bizi dinliyor ve düşünüyorlar. Göreceksiniz seçim zaferimizi de gençlerle birlikte inşa edeceğiz!
İktidara geldiğimiz gün OHAL kalkacak
Demokrasi, hukuk devleti, OHAL uygulamaları ve yol açtığı mağduriyetler konusunda çalışmalarınız var mı?
Partimizin bu hususta ciddî çalışmaları var. Hukuk devletinin olmazsa olmazı diyebileceğimiz güçler ayrılığı ilkesini en yüksek sesle savunan partilerden birisiyiz. Tabiî bu sadece bu alanda değil topluma dokunan her alanda adaletsizlikler yaşanıyor. Maalesef bu ülkede hukukun bağımsızlığından söz edemiyoruz. Kabul edelim ki bu durum AK Parti iktidarı ile başlamadı. Ancak iktidar da 16 yıldır bu duruma çare olmak şöyle dursun, yargıyı maalesef daha da taraflı hale getirdi. Yine maalesef, Türkiye’de parti devletine doğru bir gidiş var. Bu noktada bazı kişilerin keyfi uygulama ve hukuksuzlukları var. Bunun somut örnekleri var!
OHAL konusuna da gelince, açıkça ifade ediyorum ki biz iktidara geldiğimiz gün OHAL kalkacak! 15 Temmuz gibi hain bir darbe girişiminin hemen ardından bu durum gerekli olabilirdi. Belki 1 sefer daha uzatılabilirdi, ancak bunun bir yönetim tarzı şeklinde devam ettirilmesi asla kabul edilebilir bir durum değil! Listeyi uzatmak mümkün, ancak ben fazlaca karamsar bir tablo çizmek istemiyorum. Malûm seçimlere kısa bir süre kaldı. Saadet iktidarında en önemli gündem maddelerimizden birisinin adalet olacağını ifade etmek istiyorum.
RÖPORTAJ: ÜLKER YILMAZ CABA
[email protected]