ABD’de süren başkanlık yarışında adaylardan Donald Trump, nefret dolu söylemleriyle Amerikalıları dehşete düşürmeye devam ediyor.
Trump, en son konuşmasında Müslümanların Birleşik Devletler’e girişini yasaklama vaadini tekrarlayarak cehaletinin sınırı olmadığını bir kez daha ispatladı.
Bu cahilce fikirlerin basında geniş yer bulmasına karşın bilinçli genç Müslümanlar, Müslümanların toplumda yalnızlaştırılmamasını ve Amerikan halkıyla daha güçlü ilişkiler kurmasını sağlamak için ciddî şekilde çalışıyorlar.
Nasra Wehelie, Müslüman bir genç bayan olarak Müslüman olmayan akranlarının İslâm hakkındaki olumsuz düşüncelerini kırmak ve Müslümanların toplumla karşılıklı olarak daha iyi iletişim kurabilmesi için, birkaç sene önce ‘Madison Müslüman Gençliği’ adında bir hareket başlattı.
İslâm konusunda cahil ve nefret dolu müfrit kişiler tarafından dillendirilen ve İslâm’ı kötüleyen fikirlere karşı çok sıkı çalıştığını söylüyor Wehelie.
Wehelie’nin çalışmaları, Amerika’da belirgin bir şekilde artan nefret olaylarının korkutucu boyuta gelmesi ve bir başkan adayının Müslüman karşıtı açıklamalarını da eklersek 11 Eylül sonrası dönem için çok gerekli.
Müslümanların yaşadığı ve herkesçe de bilinen olumsuz vukuatlardan bazıları şunlar:
-14 yaşındaki Ahmed Mohamed’in Teksas’daki okuluna getirdiği saatin yanlış anlaşılması sonrasında tutuklanması.
-Benzer şekilde Virginia’daki bazı okulların, İslâm hakkında hazırlanmış bir ev ödevi üzerine ebeveynlerin ayaklanması sonucu bir günlüğüne kapatılması.
-Hafızalardan hâlâ silinmeyen Wisconsin-Oak Creek’deki Sih mabedine gerçekleştirilen silâhlı saldırının Müslümanlar tarafından yapıldığının düşünülmesi.
Nasra Wehelie ve diğer Müslümanlar, Müslüman karşıtı söylemlere uygun bir biçimde karşılık verip toplumdaki destekçilerine yardımcı olmak için de bir dizi atölye çalışması düzenleyerek, bir nevî onlara rehberlik ediyor. Müslüman önderler de, Müslümanlara karşı nefret dolu konuşmalarla onlara karşı sıfır tolerans gösterilmesi için zorlanan okul yöneticileriyle bir araya geliyor.
Trump’ın bütün Müslümanları terörist olarak gösteren yorumlarına inanan çok sayıda Amerikalı, Nasra Wehelie’nin işini daha da zorlaştırdı.
Hiçbir etnik, dini ve ırkçı grup hakkında konuşulmayan konular; söz konusu Müslümanlar olduğunda görmezden gelinerek Müslüman karşıtı söylemler insanların hakkında rahatça konuşabileceği, sıradan bir konu haline getirildi.
Nasra Wehelie ve onun gibiler, imanlı ve cesaretli duruşlarıyla Amerikalıların bu cahilliklerini aşıp İslâm hakikatlerini anlatma gayretindeler.
Amerika bir gün bu hakikatleri anlayacaktır, inşaallah.
Çeviri: Ömer Faruk Güleçyüz