Sözler - page 1277

olan insanlardan bu risaleyi kim görmüşse, karşı-
sında hayran olup, akıldan uzak mesele-i Miracı
en zahir ve vacip ve lâzım bir tarzda gösterdiğini
kabul ediyorlar. Hususan o şecere-i nuraniye-i Mi-
racın ahirlerinde beş yüz meyveden “Beş Mey-
ve”sini o kadar güzel tasvir eder ki, zerre miktar
zevki, şuuru bulunan onlara meftun olur.
ZEYİL
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
955
Şakk-ı kamer mu’cizesine bu zaman feylesofları-
nın ettikleri itirazlarını “Beş Nokta” ile gayet kat’î
bir surette reddedip, inşikak-ı kamerin vukuuna
hiçbir mâni bulunmadığını gösterir. Ve ahirinde
de beş icma ile şakk-ı kamerin vuku bulduğunu ga-
yet muhtasar bir surette ispat eder. Şakk-ı kamer
mu’cize-i Ahmediyesini güneş gibi gösterir.
Otuz İkinci Söz
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
962
Üç Mevkıftır.
BİRİNCİ MEVKIF
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
962
(2)
@ l
ón
Mn
G *G n
ƒo
g r
?o
b
(1)
@ Én
Jn
ón
°ùn
Øn
d *G s
’p
G l
án
¡p
d
'
G BÉ n
ªp
¡«
/
a n
¿Én
c r
ƒn
d
(3)
o
ón
ªs
°üdG *n
G
ayetinin mealindeki yüzer ayatın vah-
daniyete dair en mühim hakikatini öyle bir surette
ispat eder ki, şirk ve küfür yolunu muhal ve
mümteni gösterir. Kâinatın etrafından küfür ve
şirki tart eder. Zerrat adedince vahdaniyetin delille-
ri bulunduğunu beyan eder. Gayet lâtif ve yüksek
ve mantıkî bir muhavere-i temsiliye suretinde
kat’î:
kesin, şüphesiz.
kemalât:
üstünlükler, mükem-
mellikler.
kemalât-ı Muhammediye:
Hz.
Muhammed’in üstün özellikleri,
mükemmellikleri.
lâzım:
gerekli.
mâni:
engel, özür.
meftun:
vurgun, hayran olma.
mesele-i Miraç:
Miraç sorunu,
problemi.
miktar:
cüz, kısım, parça.
Mirac-ı Ahmediye:
Peygamber
Efendimizin Mescid-i Haram’dan
başlayıp, Mescid-i Aksâ’ya uğra-
yarak, Sidre-i Münteha’ya kadar
Hz. Cebrail’in eşliğinde süren, Ce-
nab-ı Hakkın sohbetine mazhar
olup, tekrar geri dönüş yolculuğu.
mu’cize:
benzerini yapmaktan
insanların âciz kaldığı şey.
mu’cize-i Ahmediye:
Peygamber
Efendimize ait mu’cize.
muhtasar:
kısaltılmış, kısa, özet.
muhtelif:
çeşitli.
mühim:
önemli.
reddetmek:
çürütmek.
risalet:
elçilik, peygamberlik.
risalet-i Ahmediye:
Efendimiz
Hz. Muhammed’in peygamberliği.
suret:
biçim, tarz.
şakk-ı kamer:
Peygamberimizin,
Cenab-ı Hakkın izniyle, bir par-
mak işaretiyle ayı ikiye bölmesi;
ayın ikiye bölünmesi.
şecere-i nuraniye-i Miraç:
nur-
dan bir ağaç gibi olan Miraç.
şuur:
anlama, anlayış, idrak; bi-
linç.
tabakat:
tabakalar.
tarz:
biçim, şekil.
tasvir:
bir şeyi yazıyla veya baş-
ka ifade tarzlarıyla anlatma.
tefsir:
açıklama.
teyit:
doğrulama, destekleme.
vacip:
zorunlu.
vuku:
düşme; olma, meydana
gelme.
zahir:
açık.
zerre:
bir parça, en küçük.
zevk:
manevî haz, tat, lezzet.
zeyil:
ek, ilâve.
ahir:
son.
ayat:
Kur’ân ayetleri.
delil:
kanıt, belge.
esrar-ı rububiyet:
Allah’ın
terbiye ediciliği anlamındaki
Rab sıfatına ait sırlar, gizler.
feylesof:
felsefe ile uğraşan,
filozof.
gayet:
son derece.
hakikat:
gerçek.
harap olma:
alt-üst olma, yı-
kılma.
hayran:
çok beğenen, hay-
ranlık hisseden.
hususan:
özellikle.
icma:
bir konu üzerinde fikir
birliğine varma, fikir birliği.
ilâh:
tanrı.
inşikak-ı kamer:
ayın ikiye
bölünmesi.
ispat:
doğruyu delillerle gös-
terme.
itiraz:
karşı çıkma.
kabul:
uygun bulma.
1.
Eğer göklerde ve yerde Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, ikisi de harap olup giderdi. (Enbiya
Suresi: 22.)
2.
De ki: O Allah birdir. (İhlâs Suresi: 1.)
3.
O Allah’tır, Samed’dir; her şey Ona muhtaçtır, O ise hiçbir şeye muhtaç değildir. (İhlâs Sure-
si: 2.)
SÖZLER | 1277 |
F
İHRİST
1...,1267,1268,1269,1270,1271,1272,1273,1274,1275,1276 1278,1279,1280,1281,1282,1283,1284,1285,1286,1287,...1482
Powered by FlippingBook