Sözler - page 1213

Onunla bunu bildik ki, mütefavit derecede, kuvvet-i
iman nispetinde ruha bir hâlet verir. Ceset ruhla mültez-
dir, ruh vicdanla mütelezziz.
Bir saadet-i acile, vicdanda münderiçtir. Bir firdevs-i
manevî, kalbinde mündemiçtir. Düşünmekse deşmektir,
şuur ise şiar-ı râz.
Şimdi ne kadar kalb ikaz edilirse, vicdan tahrik edilse,
ruha ihsas verilse, lezzet ziyade olur. Hem de döner ate-
şi nur, şitası yaz.
Vicdanda firdevslerin kapıları açılır; dünya olur bir
cennet. İçinde ruhlarımız, eder pervazüperdaz, olur şeh-
bazüşehnaz, yelpez namazüniyaz.
Ey aziz yoldaşım! Şimdi Allahaısmarladık. Gel, beraber
bir dua ederiz, sonra da buluşmak üzere ayrılırız.
(1)
n
Ú/
e'
G ,n
º«/
?n
àr
°ù o
Ÿr
G n
•Gn
öu
üdG Én
fp
ór
gG s
ºo
¡
s
?dn
G
• • •
ANGLİKAN KİLİSESİNE CEVAP (HAŞİYE)
Bir zaman bîaman İslâmın düşmanı, siyasî bir dessas,
yüksekte kendini göstermek isteyen vesvas bir papaz, de-
sise niyetiyle, hem inkâr suretinde,
Hem de boğazımızı pençesiyle sıktığı bir zaman-ı elîm-
de, pek şematetkârâne bir istifhamıyla, dört şey sordu;
bizden,
naklı ayağı.
perdaz:
kanat çırpma, uçma.
pervaz:
kanatlanmak, kanat çırp-
ma.
ruh:
insanın manevî yönü.
saadet-i acile:
peşin mutluluk.
şehbazüşehnaz:
yiğitlik ve güzel-
lik.
şematetkârâne:
başkasının düş-
tüğü kötü duruma sevinircesine.
şiar-ı râz:
gizli işaretler.
şitası yaz:
kış gibi görünen şeyin
gerçekte yaz olması.
şuur:
bilinç, idrak, anlayış.
tahrik:
harekete geçirme.
vesvas:
vesvese, şüphe tohumu
eken.
vicdan:
insanın iyiyi kötüden
ayırma duygusu.
yelpez:
yelpaze, uçmak için hava
akımı oluşturma.
zaman-ı elîm:
kötü zaman, sıkın-
tılı zamanımızda.
ziyade:
fazla.
Anglikan Kilisesi:
İngilizlerin
resmî devlet kilisesi.
ateşi nur:
ateş gibi görünen
şeyin nur olması.
aziz:
değerli.
bîaman:
merhametsiz, insaf-
sız.
cennet:
mükâfat yurdu.
ceset:
beden.
dessas:
aldatıcı, hileci.
firdevs:
cennetin en güzel
bahçesi.
firdevs-i manevî:
manevî
cennet gibi.
hâlet:
duygu.
ihsas:
hissettirme.
ikaz:
uyarma.
inkâr:
red etmek.
istifham:
soru sorma.
kalb:
insanın manevî bünye-
sindeki hislerin ve duyguların
merkezi; gönül.
kuvvet-i iman:
iman gücü.
lezzet:
zevk.
mündemiç:
yerleştirilmiş.
münderiç:
içine alma.
mütefavit:
farklılık, çeşitlilik.
mütelezziz:
lezzet ve zevk
veren.
namazüniyaz:
namaz ibadeti
ve Allah’a dua etme, yalvar-
ma.
nispetinde:
oranında, ölçü-
sünde.
papaz:
din adamı.
pençe:
yırtıcı hayvanların tır-
1.
Allah’ım, “Bizi doğru yola ilet (Fatiha Suresi: 6.)” Âmin.
HAŞİYE:
Yüz maşaallah bu cevaba!
SÖZLER | 1213 |
L
EMAAT
1...,1203,1204,1205,1206,1207,1208,1209,1210,1211,1212 1214,1215,1216,1217,1218,1219,1220,1221,1222,1223,...1482
Powered by FlippingBook