Üçüncü Mebhas
W
r
º o
cÉn
æ`r
?`n
©n
Ln
h»
n
ãr
fo
Gn
h m
ôn
cn
P r
øp
e r
º o
cÉn
æ`r
?n
?n
N És
f p
G ¢ o
SÉ s
ædG Én
¡ t
`j n
G BÉ n
j
(1)
Gƒ o
an
QÉn
©n
àp
d n
?p
F BÉn
Ñn
bn
h Ék
Hƒo
©o
°T
Yani,
Gƒ o
fn
hÉn
©n
à n
a p
á s
« p
YÉn
ª p
à r
L p
’r
G p
IÉn
«n
ër
dG p
äÉn
Ñn
°SÉn
æ o
e Gƒ o
an
QÉn
©n
à p
d
(2)
Gƒ o
ªn
°UÉn
î n
à n
a Gho
ôn
cÉn
æn
à p
d n
’ Én
¡ r
«n
?n
Y
Yani, “
Sizitaifetaife,milletmillet,kabilekabileyarat-
mışım,tâbirbirinizitanımalısınızvebirbirinizdekihayat-ı
içtimaiyeyeaitmünasebetlerinizibilesiniz,birbirinize
muavenetedesiniz.yoksa,sizikabilekabileyaptımki,
yekdiğerinizekarşıinkârileyabanîbakasınız,husumet
veadavetedesinizdeğildir.
”
Şu Mebhas Yedi Meseledir.
bİRİNCİ MeSeLe
Şu ayet-i kerîmenin ifade ettiği hakikat-i âliye hayat-ı
içtimaiyeye ait olduğu için, hayat-ı içtimaiyeden çekil-
mek isteyen Yeni said lisanıyla değil, belki İslâm’ın ha-
yat-ı içtimaiyesiyle münasebettar olan eski said lisanıy-
la, kur’ân-ı Azîmüşşan’a bir hizmet maksadıyla ve
adavet:
düşmanlık.
ayet-i kerîme:
azametli ve şeref-
li Kur’ân ayeti.
hakikat-i âliye:
yüksek ve yüce
hakikat.
hayat-ı içtimaiye:
sosyal hayat,
toplum hayatı.
husumet:
düşmanlık.
ifade etmek:
anlatmak.
ifade:
anlatım, söyleyiş.
inkâr:
reddetme, tanımama,
kabul etmeme.
kabile:
insan topluluğu.
kur’ân-ı azîmüşşan:
şeref ve
büyüklük sahibi Kur’ân.
lisan:
dil.
maksat:
amaç, gaye; kastedi-
len, istenilen şey.
mana:
anlam.
mebhas:
bahis, konu, bölüm.
mesele:
önemli konu.
muavenet:
yardım.
müellif:
telif eden; yazar.
münasebet:
ilgi, alâka, yakın-
lık; ilişki, bağ.
münasebettar:
ilgili, alâkalı.
Rahîm:
sonsuz merhamet sa-
hibi olan, acıyan, esirgeyen,
koruyan Allah.
Rahman:
rahmeti bütün her-
kese yayılan ve bütün yaratıl-
mışların rızıklarını ve geçim
şekillerini içine alan rahmetin
sahibi Allah.
taife:
kavim, kabile, topluluk.
yabanî:
yabancı.
yekdiğerinize:
birbirinize, biri
diğerinize.
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla • Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık;
sonra da, birbirinizi tanıyasınız diye milletlere ve kabilelere ayırdık. (Hucurat Suresi: 13.)
2.
Müellifin Arapça ifadesi olup, altında manası verilmiştir.
Y
irmi
a
lTıncı
m
ekTup
| 538 | Mektubat