İman ve Küfür Muvazeneleri - page 174

Elcevap
: ey şiddet-i şefkatten şedit bir elemi hisseden
nefsim ve arkadaşım! Vücut hayr-ı mahz, adem şerr-i
mahz olduğuna, bütün mehasin ve kemalâtın vücuda rü-
cuu ve bütün maasi ve mesaip ve nekaisin esası adem ol-
duğu delildir.
Madem adem şerr-i mahzdır; ademe müncer olan ve-
ya ademi işmam eden hâlât dahi şerri tazammun eder.
onun için, vücudun en parlak nuru olan hayat, ahval-i
muhtelife içinde yuvarlanıp kuvvet buluyor, mütebayin
vaziyetlere girip tasaffi ediyor ve müteaddit keyfiyatı alıp
matlûp semeratı veriyor ve müteaddit tavırlara girip Va-
hib-i Hayat’ın nukuş-i esmasını güzelce gösterir. İşte şu
hakikattendir ki, zîhayatlara âlâm ve mesaip ve meşak-
kat ve beliyyat suretinde, bazı hâlât arız olur ki; o hâlât
ile hayatlarına envar-ı vücut teceddüt edip zulümat-ı
adem tebaud ederek hayatları tasaffi ediyor. zira, tevak-
kuf, sükûnet, sükût, atalet, istirahat, yeknesaklık, keyfi-
yatta ve ahvalde birer ademdir. Hatta en büyük bir lez-
zet, yeknesaklık içinde hiçe iner.
Elhâsıl
: Madem hayat esma-i Hüsnâ’nın nukuşunu gös-
terir; hayatın başına gelen her şey hasendir. Meselâ,
gayet zengin, nihayet derecede sanatkâr ve çok sanatlar-
da mahir bir zat, âsâr-ı sanatını, hem kıymettar servetini
göstermek için, adî bir miskin adamı, modellik vazifesini
gördürmek için, bir ücrete mukabil, bir saatte murassa,
musanna, yaptığı gömleği giydirir, onun üstünde işler ve
vaziyetler verir, tebdil eder; hem, her nevi sanatını
göstermek için keser, değiştirir, uzaltır, kısaltır. Acaba şu
adem:
yokluk, hiçlik.
adî:
basit, sıradan.
ahkâm:
emirler, hükümler.
ahval:
hâller, durumlar.
âsâr-ı sanat:
sanat eserleri.
atalet:
tembellik, hareketsizlik.
elem:
dert, üzüntü, acı.
elhâsıl:
sonuç olarak, özetle.
envar-ı vücut:
varlık nurları.
esma:
isimler, Allah’ın güzel isim-
leri.
esma-i Hüsna:
Allah’ın güzel isim-
leri.
fâtır-ı Bîmisal:
benzersiz şeyleri
yaratan. Harika üstün ve misilsiz
sanatlarla yaratan Allah.
hak:
pay.
hâlât:
hâller, vaziyetler.
hasen:
güzel.
havas:
hisler, duygular.
hayat:
yaşam, yaşayış.
insafsız:
acımasız, merhametsiz.
istirahat:
dinlenme, rahatlama.
keyfiyat:
nitelikler, özellikler.
kıymettar:
değerli, kıymetli.
lâtif:
güzel, nazik, narin.
lemaat-ı hikmet:
hikmet pa-
rıltıları.
letaif:
lâtifeler, insandaki bir
kısım ince duygular.
mahir:
maharetli, hünerli.
merhamet:
acıma, şefkat gös-
terme.
miskin:
zavallı, âciz.
mukabil:
karşılık olarak, karşı-
lığında.
murassa:
kıymetli taşlarla, sır-
malarla süslenmiş.
musanna:
sanatla yapılmış,
sanatlı.
musibet:
felâket, belâ, sıkıntı.
nakış:
resim, sanatlı şekil.
nev’:
çeşit, cins, tür.
nihayet:
son derece.
nukuş:
nakışlar.
sâni-i zülcelâl:
sonsuz büyük-
lük sahibi, her şeyi sanatla ya-
ratan Allah.
servet:
mal, varlık.
sükûnet:
durgunluk, hareket-
sizlik, sakinlik.
sükût:
sessizlik.
şuaat-ı rahmet:
rahmet parıl-
tıları.
tasaffi:
saflaşma, durulaşma,
temizlenme.
tebaud:
uzaklaşma.
tebdil:
değiştirme.
teceddüt:
tazelenme, yenilen-
me.
tevakkuf:
boş durma.
vazife:
ödev, görev.
vaziyet:
durum, duruş, şekil.
vücut:
var olma, varlık.
yeknesak:
monoton, tekdüze.
zat:
kişi, şahıs.
zîhayat:
hayat sahibi, canlılar.
zira:
çünkü.
zulümat-ı adem:
yokluk ve
hiçlik karanlıkları.
Y
irmi
a
lTınCı
S
öz
| 174 |
iMan ve küfür Muvazeneleri
1...,164,165,166,167,168,169,170,171,172,173 175,176,177,178,179,180,181,182,183,184,...412
Powered by FlippingBook