"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şu küçücük insanın büyük ehemmiyeti vardır

Risale-i Nur'dan
28 Ağustos 2024, Çarşamba
(Dünden devam)

ÜÇÜNCÜ İŞARET

Hatıra gelmesin ki, bu küçücük insanın ne ehemmiyeti var ki, bu azîm dünya onun muhasebe-i a’mali için kapansın; başka bir daire açılsın? Çünkü bu küçücük insan, câmiiyet-i fıtrat itibarıyla şu mevcudat içinde bir ustabaşı ve bir dellâl-ı saltanat-ı İlâhiye ve bir ubudiyet-i külliyeye mazhar olduğundan, büyük ehemmiyeti vardır.

Hem hatıra gelmesin ki, kısacık bir ömürde nasıl ebedî bir azaba müstahak olur? Zira küfür, şu mektubat-ı Samedâniye derecesinde ve kıymetinde olan kâinatı manasız, gayesiz bir derekeye düşürdüğü için bütün kâinata karşı bir tahkir olduğu gibi, bu mevcudatta cilveleri, nakışları görünen bütün esma-i kudsiye-i İlâhiyeyi inkâr ile red ve Cenab-ı Hakkın hakkaniyet ve sıdkını gösteren gayr-i mütenahi bütün delillerini tekzip olduğundan, nihayetsiz bir cinayettir. Nihayetsiz cinayet ise, nihayetsiz azabı icab eder.

DÖRDÜNCÜ İŞARET

Nasıl ki, hikâyede On İki Suretle gördük ki, hiçbir cihetle mümkün değil, öyle bir padişahın öyle muvakkat misafirhane gibi bir memleketi bulunsun da, müstakar ve haşmetine mazhar ve saltanat-ı uzmâsına medar diğer daimî bir memleketi bulunmasın.

Öyle de, hiçbir vecihle mümkün değil ki, bu fânî âlemin bâkî Hâlık’ı bunu icad etsin de, bâkî bir âlemi icad etmesin.

Hem mümkün değil, şu bedî’ ve zail kâinatın sermedî Sânii bunu halk etsin de, müstakar ve daimî diğer bir kâinatı icad etmesin.

Hem mümkün değil, bu meşher ve meydan-ı imtihan ve tarla hükmünde olan dünyanın Hakîm ve Kadîr ve Rahîm olan Fâtır’ı onu yaratsın, onun bütün gayelerine mazhar olan dâr-ı ahireti halk etmesin.

Bu hakikate on iki kapı ile girilir; On İki Hakikat ile o kapılar açılır...

Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2023, s. 82

LÛ­GAT­ÇE:

bedî’: eşsiz güzellikte olan, harika.

câmiiyet-i fıtrat: yaratılışın çok kapsamlılığı; bir çok kabiliyet ve özellikleri içine alması.

dellâl-ı saltanat-ı İlâhiye: İlâhî saltanatın ilâncısı.

Fâtır: benzersiz ve harika şeyleri yaratan, her şeyi farklı fıtratlarda yaratan Allah.

gayr-i mütenahi: sonu olmayan.

Hâlık: yoktan yaratan, her şeyi yoktan var eden Allah.

halk etmek: yaratmak.

meşher: sergi, gösterme yeri.

muhasebe-i a’mal: amellerin hesabı, yapılanların sorgulanması.

muvakkat: geçici.

müstakar: istikrarlı, kararlı, değişmeyen, sabit.

saltanat-ı uzmâ: en büyük hâkimiyet, sultanlık.

Sâni: sanatla yaratan, Allah.

sermedî: ebedî, sürekli, daimî, ölümsüz.

sıdk: doğruluk, gerçeklik.

ubudiyet-i külliye: bütün yaratıkların ibadetlerini içine alan kulluk.

zail: sona eren, yok olan.

Okunma Sayısı: 1158
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    28.8.2024 10:49:42

    "Hatıra gelmesin ki, bu küçücük insanın ne ehemmiyeti var ki, bu azîm dünya onun muhasebe-i a’mali için kapansın; başka bir daire açılsın? Çünkü bu küçücük insan, câmiiyet-i fıtrat itibarıyla şu mevcudat içinde bir ustabaşı ve bir dellâl-ı saltanat-ı İlâhiye ve bir ubudiyet-i külliyeye mazhar olduğundan, büyük ehemmiyeti vardır." Zahie bakarak aldanmamak gerektiğini bir kez daha idrak ediyoruz. Maddeden küçük olmamız manevi olarak da küçüklüğü iktiza etmez vesselam.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı