"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meşrûtiyetin aklı kanundur, şahıs değil

Risale-i Nur'dan
23 Nisan 2018, Pazartesi
Meşrûtiyet hâkimiyet-i millettir... O vücud-u nuranînin kuvvete bedel, hayatı haktır, kalbi marifettir, lisanı muhabbettir, aklı kanundur, şahıs değildir.

Meşrûtiyet-i meşrûa denilen, dünyada beşer saadetinin bir sebebi ve hâkimiyet-i milliyeyi temin ile makine-i hayatın buharı olan hürriyetteki irade-i cüz’iyeyi istibdat ve tahakkümün belâsından kurtaran meşveret-i şer’iyenin mâyesiyle mayalandıran Meşrûtiyet-i meşrûa, sizi herkes gibi imtihana dâvet ediyor ki sinn-i rüşde bülûğunuzu ve vasîye adem-i ihtiyacınızı görmek istiyor. 

E. S. D. E., Divan-ı Harb-i Örfi, s. 148

***

Meşrûtiyet “Ve işlerde onlarla istişare et.” (Âl-i İmran Sûresi: 159.), “Onların aralarındaki işleri istişare iledir.” (Şûrâ Sûresi: 38.) âyet-i kerîmelerinin tecellisidir ve meşveret-i şer’iyedir. O vücud-u nuranînin kuvvete bedel, hayatı haktır, kalbi marifettir, lisanı muhabbettir, aklı kanundur, şahıs değildir.

Evet, Meşrûtiyet hâkimiyet-i millettir; siz dahi hâkim oldunuz. Umum akvamın sebeb-i saadetidir; siz de saadete gideceksiniz. Bütün eşvak ve hissiyat-ı âliyeyi uyandırır. Uyku bes! Siz de uyanınız. İnsanı hayvanlıktan kurtarır; siz de tam insan olunuz. İslâmiyet’in bahtını, Asya’nın tâliini açacaktır. Size müjde. Bizim devleti ömr-ü ebedîye mazhar eder. Milletin bekasıyla ibka edecek; siz daha me’yus olmayınız. Bir ince tel gibi her tarafa heva ve hevesin tehyici ile çevrilmeye müstaid olan rey-i vahid-i istibdadı lâyetezelzel bir demir direk gibi lâyetefellel bir elmas kılıç gibi olan efkâr-ı ammeye tebdil eder; siz de sefine-i Nuh gibi emniyet ediniz. Herkesi bir padişah hükmüne getiriyor, siz de hürriyetperverlikle padişah olmaya gayret ediniz. Esas-ı insaniyet olan cüz-i ihtiyarı temin eder, azad eder; siz de câmid olmaya razı olmayınız. Üç yüz milyondan ziyade ehl-i İslâm’ı bir aşiret gibi birbirine rabteder; siz de o rabıtayı muhafaza ediniz. Zira meşveret perdeyi attı; milliyet göründü, harekete geldi.

Milliyet içinde İslâmiyet ışıklandı, ihtizaza geldi. Zira milliyetimizin ruhu İslâmiyet’tir; hakikî ve nisbî ve izafîden mürekkeptir. Başka millete benzemiyoruz.

E. S. D. E., Münâzarât, s. 160

***

Meşrûtiyet hâkimiyet-i millettir. Yani efkâr-ı ammenizin misal-i mücessemi olan mebusan hâkimdir; hükûmet, hadim ve hizmetkârdır.

E. S. D. E., Münâzarât, s. 170

                                                                             ***

        Medrese-i Yusufiye Mektupları

Vatan ve milletin saadetine çalışıyoruz

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Acaba ortalıkta en ziyade zararlı biz ve Nurlar mıdır ki her muharrir serbest yazıyor ve her sınıf müdahalesiz toplanma yapıyor? Halbuki din terbiyesi olmasa, Müslümanlarda istibdad-ı mutlak ve rüşvet-i mutlakadan başka çare olamaz. Çünkü nasıl bir Müslüman şimdiye kadar hakikî Yahudi ve Nasranî olmaz, belki dinsiz olur, bütün bütün bozulur; öyle de bir Müslüman Bolşevik olamaz, belki anarşist olur, daha istibdad-ı mutlaktan başka idare edilmez. Biz Nur Talebeleri hem idareye hem asayişe hem vatan ve milletin saadetine çalışıyoruz. Karşımızdaki dinsiz anarşist ve millet ve vatan düşmanlarıdır. Hükûmet için bize ilişmek değil, tam himaye ve yardım etmek elzemdir.

Said Nursî

***

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Evvelâ: Re’fet, Ethem ve Çalışkanlar ve Burhan gibi Nur nâşirlerini tahliye etmeleri gösteriyor ki Nurlar’ın intişarı yasak değil ve mahkeme ilişemiyor. Hem cemiyetçilik bulunmadığına bir karar alâmetidir. Hem meselemizi uzatmada, Nurlar’a nazar-ı dikkati geniş bir dairede celb etmesinden onları okumasına bir umumî dâvet ve resmî bir ilânat hükmünde, işiten müştakların okumak heveslerini tahrik ettiğinden sıkıntımızdan, zarardan yüz derece ziyade bize ve ehl-i imana menfaatlere vesiledir. Zaten bu zamanda en geniş daire-i zeminde en dehşetli ve küllî bir hücumda tecavüz eden dalâlet ordularına karşı böyle kudsî bir ders, bu suretle atom bombası gibi inşaallah tesirini göstermeye bir işarettir.

Said Nursî

***

Aziz, Sıddık Kardeşlerim Re’fet, Mehmed Feyzi, Sabri!

Ben şiddetli bir işaret ve manevî bir ihtarla sizin üçünüzden, Risale-i Nur’un hatırı ve bu bayramın hürmeti ve eski hukukumuzun hakkı için çok rica ederim ki dehşetli yeni bir yaramızın tedavisine çalışınız. Çünkü gizli düşmanlarımız iki plânı takip edip; biri beni ihanetlerle çürütmek, ikincisi mabeynimize bir soğukluk vermektir. Başta Hüsrev aleyhinde bir tenkit ve itiraz ve gücenmekle bizi birbirimizden ayırmaktır. Ben size ilân ederim ki Hüsrev’in bin kusuru olsa ben onun aleyhinde bulunmaktan korkarım. Çünkü şimdi onun aleyhinde bulunmak, doğrudan doğruya Risale-i Nur aleyhinde ve benim aleyhimde ve bizi perişan edenlerin lehinde bir azîm hıyanettir ki benim sobamın parçalanması gibi acib, sebepsiz bir hâdise başıma geldi. Ve bana yapılan bu son işkence dahi bu manasız ve çok zararlı tesanüdsüzlüğünüzden geldiğine kanaatim var. Dehşetli bir parmak buraya, hususan altıncıya karışıyor. Beni bu bayramımda ağlatmayınız, çabuk kalben tam barışınız.

Said Nursî

Şuâlar, On Dördüncü Şuâ, s. 542-43

LÛGATÇE

adem-i ihtiyaç: Muhtaç olmama.

hâkimiyet-i millet: Millet hâkimiyeti.

istibdat: Baskı, despotluk, diktatörlük.

marifet: İlim, bilgi, eğitim.

Meşrûtiyet-i meşrûa: Meşrû meşrûtiyet, İslâmın esasları çerçevesindeki meşrûtî anlayış.

sinn-i rüşd: Rüşd, olgunluk yaşı, reşit olma dönemi.

tahakküm: Zorla hükmetme, zorbalık.

vasî: Vesayet eden.

Okunma Sayısı: 3339
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı