"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kuddüs isminin kâinattaki tecellisi

Osman KOYUNCU
14 Nisan 2015, Salı
Kuddüs ismi, Hz. Ali’ye (ra) göre İsm-i A’zam’dır. Bakara Sûresinin 222. âyetinde “Allah, çok tevbe edenleri ve çok temiz olanları sever” buyuruluyor.

Her kim temiz olarak, bu ismin hürmetine çok tevbe ederse, Allah onun tevbesini kabul eder. 

Fen bilimlerinin her bir dalı, Allah’ın bir veya birkaç isminin tecellisine mazhardır. Kâinattaki her şeyin, temiz ve pâk olmasını isteyen Allah’ın Kuddüs isminin tecellisi, makro ve mikro âlemde çok net bir şekilde görünür. Bu İsm-i A’zamın tecellisini, makro ve mikro âlemlerden vereceğimiz örneklerle açıklamaya çalışacağız.

Kuddüs isminin tecellisine mazhar gök taşları dünya atmosferine girdiği zaman, havanın sürtünmesinden dolayı parçalanarak, külleri dünyaya düşer ve çeşitli minareleri, toprak içine bırakarak, hem toprağı zenginleştirir hem de uzayı ve atmosferi temizlemiş olurlar.

Kartallar, gözlerindeki iki retina sayesinde, 2 km uzaklıktan en gizli nesneleri görür, her renkteki nesneyi kolayca algılayabilirler. Gözlerini bir dürbün gibi kullanarak, leşleri görür ve ortadan kaldırır, kirden ve pis kokulardan dünyamızı kurtarırlar. 70-80 yıl yaşayabilen bu temizlik memurları, 80 kg kadar ağırlığı bile kaldırabilirler.

Sindirim yolu ile alınan besinler, ince bağırsaklardan süzülerek kan yolu ile hücrelere gider. Yine, solunum yolu ile alınan oksijen, akciğerde, kan içinde tutularak hücreye gönderilir. Oksijen, hücre içinde yakılarak, enerji, karbondioksit, su ve diğer artık maddeler üretilir. Kan, bu taşımacılık işleminde çok kirlenir, kanın temizlenmesinde Kuddüs isminin tecellisi çok açık şekilde görülür. Hücrelerdeki artıklar, kan yoluyla böbreklere gelip, idrarla dışarı atılır. Bu sistemdeki problemler, üroloji ilminin konusudur. Eğer böbrekler çalışmazsa, insan ölür. Hücre solunumunda meydana gelen karbondioksit, kan yolu ile akciğere gelir, buradan nefesle dışarı atılır. Akciğerlerde meydana gelebilecek problemleri gidermek için de, tıp ilminin çok çeşitli dalları devreye girer. 

Çevre mühendisliği, karada, denizde ve havada oluşan kirlilikle mücadele eder; su, toprak ve hava kirliliği gibi konularla ilgilenir, geniş mânâda yaşadığımız  çevremizin temiz olması için uğraşır. İlâhî nizamı ve dengeyi bozmadan, bu fıtrî düzeni nasıl devam ettiririz konusu üzerinde kafa yorarlar. Bediüzzaman:

“Demek bu saray-ı âlem ve bu fabrika-i kâinat, ism-i Kuddûs’ün bir cilve-i âzamına mazhardır ki, o tanzif-i kudsîden gelen emirleri, değil yalnız denizlerin âkilü’l-lâhm [etobur] tanzifatçıları ve karaların kartalları, belki kurtlar ve karıncalar gibi, cenazeleri toplayan sıhhiye memurları dahi dinliyorlar.

“Belki o kudsî evâmir-i tanzifiyeyi, bedende cereyan eden kandaki küreyvât-ı hamrâ (alyuvarlar) ve beyzâ (akyuvarlar) dahi dinleyip bedenin hüceyrâtında tanzifat yaptıkları gibi, nefes dahi o kanı tasfiye eder, temizler.

“Ve o emri, gözkapakları gözleri temizlemek ve sinekler kanatlarını süpürmek için dinledikleri gibi, koca hava ve bulut dahi dinler. (…) Bulut süngeri, zemin bahçesine su serper, toz toprağı yatıştırır” der. (Otuzuncu Lem’a, Birinci Nükte)

Otuzuncu Lem’a, çevre mühendisliği ve biyoloji ilmi ışığında okunur ve mânâlar tefekkür edilebilirse daha iyi anlaşılmış olur.

Okunma Sayısı: 12748
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı