"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vicdanın sessiz çığlığı

Muhammed Fatih Akbaş
29 Aralık 2024, Pazar
Vicdan, insanlığın en derin ve en sessiz rehberlerinden biridir.

İnsan aklının ve kalbinin ötesinde bir yerde, hakikatin yankısını taşır. Arapça’da “vecede” kökünden türeyen ve “bulmak” anlamına gelen vicdan, insanın kendisiyle yüzleştiği, hakikatle tanıştığı bir içsel aynadır. Bu aynada görülen, sadece kişinin kendi hakikati değil, aynı zamanda İlâhî bir çağrıdır.

Bediüzzaman Said Nursî’nin eserlerinde derin bir şekilde ele alınan vicdan kavramı, yalnızca bir ahlâk pusulası değil, aynı zamanda Allah’ın insanın iç dünyasına koyduğu bir İlâhî iletişim aracı olarak tanımlanır. Ona göre, vicdan, insanın içindeki “İlâhî ses”tir. Bu ses, insanı doğru yola sevk eder, aklın şaştığı, kalbin yanıldığı durumlarda hakikatin ışığını gösterir. Ancak bu rehberin işleyebilmesi için iman ve ahlâkla beslenmesi gerekir.

Bugün, modern dünyanın karmaşasında vicdan çoğu zaman susturuluyor. Hırs, bireysel çıkarlar ve toplumsal baskılar, vicdanın İlâhî çağrısını bastırıyor. Nietzsche’nin “Tanrı öldü” ifadesini hatırlayalım. Bu, insanın hakikatle olan bağının zayıfladığı bir dönemi işaret eder. ‘Tanrı’nın yerine bireyin kendi vicdanının geçtiği bu çağ, insanı büyük bir özgürlükle birlikte büyük bir sorumlulukla da baş başa bırakmıştır.

Ancak bu özgürlük, vicdanın susturulmasıyla birlikte, bireysel ve toplumsal bir çöküşü de beraberinde getiriyor. Risale-i Nur Külliyatı’nda belirtildiği gibi, vicdanın ihmal edilmesi, insanı nefsî arzulara teslim eder ve ahlâkî çöküşe neden olur. Toplumların vicdanlarını kaybetmesi ise yalnızca ferdlerin yozlaşmasını değil, toplumsal adaletin yok olmasını da beraberinde getirir.

Bediüzzaman, vicdanı bir tohum olarak görür. Bu tohumun filizlenebilmesi için ibadetle sulanması, tefekkürle desteklenmesi ve doğru arkadaşlıklarla korunması gerekir. Vicdanını imanla besleyen bir birey, hem iç huzura kavuşur, hem de toplumun ahlâkî değerlerine katkı sağlar. Bu, bireysel mutluluğun ve toplumsal barışın anahtarıdır.

Vicdan, yalnızca bireysel bir rehber değil, toplumsal adaletin de teminatıdır. Hırsızlık, adaletsizlik ve zulüm gibi toplumsal yaraların temelinde vicdanın susturulması yatar. Vicdanlı bireyler, adaletin, merhametin ve hakkaniyetin toplumda yerleşmesine katkıda bulunur. Toplumun bireylerinden vicdanın sesine kulak vermesi, sadece bireysel düzeyde değil, toplumsal düzeyde de adaleti ve huzuru sağlayacaktır.

Vicdan, insanlığın en değerli hazinelerinden biridir. Bediüzzaman Said Nursî, vicdanın, insanın Allah ile bağlantısını kuran bir köprü olduğunu vurgular. Bu köprüyü sağlam tutmak, insanı hem kendi iç dünyasında, hem de toplumsal ilişkilerinde bir dengeye ulaştırır.

Vicdanın sessiz çığlığına kulak verin. O yalnızca sizin değil, insanlığın ortak dilini konuşur. Bu sesi duyabilmek ve onu güçlendirmek, bireysel mutluluğunuzu ve toplumsal barışı yeniden inşa etmenin yoludur.

Okunma Sayısı: 695
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı