"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gençlerin evlenmemelerinde/ geç evlenmelerinde yaşlıların kabahatleri - 2

Mehmet Soydan
13 Ağustos 2024, Salı
(Önceki yazıdan devam)

6) Kız ve erkek taraflarının aile büyükleri arasında, gerek evlilik sürecinde gerekse evlendikten sonra evlatlarının lüzumlu/lüzumsuz her şeylerine karışmayı kendilerine hak olarak görmek çok yaygındır. Bu durumu bilen gençler de, evlilik için gereken özerkliği sağlayamayacakları ve gereken inisiyatifleri alamayacakları düşüncesiyle evlilikten uzaklaşmaktadırlar.

7) Bundan önceki yazıma gazetemizin internet sitesinde yazılan bir yorum bende açıkçası yeni bir pencere açtı. Bizden önceki nesillerde evlilik, erkeğin daha keyfî davranmasına müsaade eden bir yapıdaydı. Şimdinin yaşlıları, evliliği böyle gördükleri ve şimdiki gençlere de böyle deklare ettiği için özellikle bekâr kızlar, evliliğe bir nebze soğuk ve önyargılı bakabilmektedirler.

8) Yine bir kısım yaşlılar, kendi eşlerinden ve eşlerinin annelerinden/ babalarından/ akrabalarından gördükleri zulümleri anlatıp ve bu zulümleri de evliliğin ruhunda olan şeyler olarak lanse ettikleri nispette gençleri evlilikten uzaklaştırmaktadırlar. Bu madde ile bunun bir üstündeki maddede aynı şeyden bahsetmiyorum. Bu maddede bizatihi “olumsuzlukların normalleştirilmesi” vardır, yukarıdakinde ise “İslâm’a zıt bir evlilik anlayışının İslâm’mış gibi gösterilmesi” vardır.

9) Özellikle kız aileleri arasında, geçmiş nesillerden kalan “naz” olayının görülmesi yaygındır. Bu da; karşısındakinde samimiyet, netlik ve tutarlılık arayan erkekleri uzaklaştırmaktadır. Dahası naz olayı, erkekleri ileride tutamayacakları sözler vermeye ve “köprüyü geçene kadar...” zihniyetini benimsemeye yönlendirmektedir.

10) Köylerdeki kızlar arasında, şehre yerleşmek şartıyla evlenmek yaygındır. Bunda da etkili olan şey, genellikle köylerdeki yaşantının, kadınların hem ev hem tarla işlerine Süpermen gibi yetişmesini deklare etmesidir ve maalesef bu da, bize bir önceki nesilden miras kalmıştır.

11) Bazı yaşlılar, şimdiki gençlerin evlenme gerekliliklerini, kendi zamanlarındakiyle denk görmektedir. Mesela demektedirler ki: “Aman oğlum/kızım acele etme ben 35 yaşında evlendim çok memnunum.” Hâlbuki bu zamandaki bir gencin evlenmemekten kaynaklı maruz kalabileceği haramlar ve ayaklarının kayma ihtimali, bundan 30 sene öncesinin ortamıyla ve ruhuyla kıyaslandığında, şimdi çok çok fazladır.

Yukarıdaki söyleme sahip yaşlılar da gençlerin kötüyü tercihte maalesef pay sahibidirler.

12) Günümüzdeki yaşlıların belki de çoğu, “Şimdi boşanmalar çok arttı, bizim zamanımızda böyle değildi” görüşündedirler. Fakat bu durumun da bütün topluma bakan sorumluluğu vardır. Bir kere, boşanmaların belki de en büyük sebebi gençlerin, evlilikte “küfüv”ü [denkliği] esas almayıp “aşk”ı esas almalarıdır. Beşerî aşk ise geçici bir sarhoşluk olduğundan ve uyanınca iş işten geçtiğinden, genellikle sonu boşanmak olmaktadır. Elbette bunda gençlerin hataları vardır. Ama onları boşanıyorlar diye kınayan yaşlılar eğer onlar evlenmeden evvel onlara küfüv noktasında uygun birini bilip de onlara söylemedilerse, onları kınamamalıdırlar.

Maddeler çoğaltılabilir. Ama ne kadar çoğaltırsak çoğaltalım, bu iki yazının sonunda gerek gençler gerek yaşlılar olarak nefsimize ders çıkarmayıp da gereklerini yapmazsak, basit bir “toplum eleştirisi” yazısından öteye gitmeyecektir. Vesselâm.

Okunma Sayısı: 1793
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    13.8.2024 20:57:05

    Kalemine kuvvet kardeşim. Günümüzün kanayan yarası ne yazık ki.. Benim de diyecek çok şeyim var lakin kelimeler kifayetsiz kalır.. Yazmaya devam inşaallah 🤲🏼

  • S.topuz

    13.8.2024 18:35:46

    ..."Şer'an koca, karıya küfüv olmalı, yani birbirine münasib olmalı. Bu küfüv ve denk olmak, en mühimmi diyanet noktasındadır. Ne mutlu o kocaya ki; kadınının diyanetine bakıp taklid eder, refikasını hayat-ı ebediyede kaybetmemek için mütedeyyin olur. Bahtiyardır o kadın ki; kocasının diyanetine bakıp "Ebedî arkadaşımı kaybetmeyeyim" diye takvaya girer. Veyl o erkeğe ki; sâliha kadınını ebedî kaybettirecek olan sefahete girer. Ne bedbahttır o kadın ki; müttaki kocasını taklid etmez, o mübarek ebedî arkadaşını kaybeder. Binler veyl o iki bedbaht zevc ve zevceye ki; birbirinin fıskını ve sefahetini taklid ediyorlar. Birbirine ateşe atılmasında yardım ediyorlar!"... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Lemalar - 197 👏👏👏🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😢😭😪😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • Yunus çavdar

    13.8.2024 11:22:53

    Peygamberimiz( asm) fitne zamanlarindaki evlilik ve cocuk sahibi olmak ile ilgili sahih hadislere bakarsak; Bu zamanimizinda Hz Adem (as) dan gunumuze kadar gelmis gecmis en buyuk fitne zamani oldugunu bildiren hadisleri goz onunde bulundurursak; Bediuzzaman hz lerinin hayatina ve ahirzamanda evlilik ve cocuk yapma ile ilgili yasantisi,yazdiklari ve tavsiyelerine dikkat ile incelersek Bence sunu demek gerekiyo Kader yaslilara onemli bir vazifeyi yaptirtiyor

  • Ayhan Aydın

    13.8.2024 09:54:55

    Maalesef bu zamanın insanları, evliliği zorlaştırmak için ellerinden geleni yapmayı vazife addetmişler. Güçleştirmeyin, kolaylaştırın tavsiyelerine uyanı göremiyorum. Allah kalplere vicdan versin. Kanayan yaraya parmak bastınız. Tebrikler.

  • Abdurrahman AYDIN

    13.8.2024 04:59:02

    Said Emre Dağ'ın önceki yazıya yaptığı şu haklı yorumu aynen tekrar etmek isterim: "Sadece Nurcu aileler kızlarını verirlerken damat adayının Nur Talebesi olmasını dikkate alsalar bu sorunlar çözülür de... İşte dindarıyla, seküleriyle damat adayı kriteri hep aynı: Malı mülkü, evi arabası var mı? Kariyerli bir mesleği var mı? Yüksek bir statüsü var mı? Bunlara bakıyorlar hep." Maalesef! Sayıları oldukça azalan Nur Talebesi aslan gibi delikanlılara kız bulamıyoruz! Babalar, doğru yönlendirme görevini yapmayıp kızlarına soruyor. Kızlar da: "Şimdi evlenmeyi düşünmüyor!" Nerede kaldı şu Nebevî ölçü: "Dini ve ahlakı hoşunuza giden bir delikanlı, kızınızı istediğinde onları evlendirin. Böyle yapmazsanız yeryüzünde fesat çıkar." İşte bu suç büyüklerin suçu! (Zorlamaktan bahsediyor değilim, hemen itiraz etme!)

  • Mustafa Said Kara

    13.8.2024 00:22:43

    Şimdi yaşlıları dinleyen kim! Gençler bildiklerini okuyorlar. Tanıdığım birçok genci ailesi zorla evlendiremiyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı