Ocak-2018’de AYM’nin Mehmet Altan hakkında verdiği tahliye kararı, yargıdaki malûm gidişatın yönünü değiştiren çok önemli bir dönüm noktasıydı.
Gerçi davaya bakan bidayet mahkemesi iktidar desteğiyle tutuklulukta ısrar ederek görülmemiş bir hukuk skandalına imza attı, ama aylarca süren bu direniş sonunda havlu attı.
AİHM’in de devreye girmesiyle birlikte Altan nihayet tahliye edildi. Gelinen en son noktada ise Yargıtay “Beraat etmeli” dedi.
Yine Yargıtay benzer iddialarla yargılanan Ahmet Altan’la Nazlı Ilıcak hakkındaki ağırlaştırılmış müebbet hapis kararlarını bozdu. Ama tahliye taleplerini kabul etmedi.
Mahkûmiyetlerin bozulması olumlu karşılanırken, aynı iddialarla yargılanan insanlar hakkındaki çelişkili kararlar sorgulanıyor ve çifte standart eleştirilerine konu oluyor.
Öte yandan, aylarca içeride tutulduktan sonra Alman hükümetinin devreye girmesiyle bir çırpıda tahliye edilen Deniz Yücel için AYM’nin “Hak ihlâli var” demesi manidar.
Bir TV programında “Çocuklar ölmesin” dediği için mahkûm edilip bebeğiyle iki defa hapse konulan ve tepkiler üzerine bırakılan Ayşe Öğretmenin sonunda beraat etmesi de.
Özgür Gündem’e nöbetçi yayın yönetmenliği yaptıkları için “terör örgütü propagandası”ndan yargılanan Şebnem Korur Fincancı, Ali Nesin ve Erol Önderoğlu’nun beraat etmeleri ve bu kararın, mahkeme başkanının “Bu davaları ülke gündeminden düşürmeye çalışıyoruz” sözünü takiben verilmesi de.
Tahliye edildikten sonra cezalarının istinafta onaylanması üzerine tekrar içeri giren Cumhuriyet gazetesi yazarları hakkında Yargıtay Başsavcılığının beraat istemesi de.
Harbiyelilerin beraati ve cezası kesinleşip Mayıs’ta cezaevine konulan barış akademisyeni Prof. Dr. Füsun Üstel’in iki buçuk ay sonra, AYM’nin bireysel başvurularını görüşeceği 26 Temmuz öncesi tahliyesi de.
Aynı şekilde, cezaevlerindeki hasta veya yeni doğum yapmış tutuklular için verilen tahliye kararlarının hızlanmaya başlaması da.
Bazı cezaevlerinde iki yılı aşkındır Yeni Asya ve—Kur’an, risale dahil—neşriyatına çıkarılan keyfî engeller için Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün “Bizim bir yasak kararımız yok” açıklaması yapması, bu gelişmeler dizisinin en son halkası.
Evet, hava döndü gibi görünüyor, inşaallah sabote edilmez ve hep böyle devam eder.