15-20 Temmuz’da tırmanıp tek adam rejiminde zirve yapan adaletsizliklerin AKP teşkilatlarında ve tabanında ciddi rahatsızlık doğurduğu, mağduriyetlerin iletildiği AKP’li yönetici ve vekillerin çoğunun “Haklısınız, ama elimizden birşey gelmiyor” diyerek çaresizlik izhar ettikleri ve partiden kopmaların en önemli sebeplerinden birinin bu hukuksuzluklar olduğu malûm.
Bu husustaki şikayet ve ikazların doğrudan Saraya ve Erdoğan’a iletilen rapor ve çağrılarda dile getirildiği de.
İki sene önce “F... ile mücadele”de yapılan yanlışların yetersiz de olsa ifade edildiği rapor bunlardan biri.
Prof. Dr. İzzet Özgenç’in, vaktiyle zor zamanlarında hukuk desteği verdiği Erdoğan’a son dönemde yazdığı ikaz mektupları da.
Almayı “ihanet” olarak değerlendirdiği AB fonlarından kendisinin de sebeplendiğine dair haberlerle gündem olan SETA’nın AKP için hazırladığı belirtilen rapor bunların en yeni örneği.
Konuyla ilgili haberlere göre, raporun başlıkları arasında en önemli hususlardan birini adalet duygusunun zedelenmesi oluşturuyor. Sadece mahkemeler ve yargıda değil, bütün alanlarda adalet duygusunun zedelendiğine vurgu yapılan rapora göre, bürokraside, kamudaki faaliyetlerde ve işe alımlarda da adalet duygusu ortadan kalktı.
Enflasyon, hayat pahalılığı, emekli ve dar gelirlilerin durumu, gelir dağılımındaki adaletsizliğe de dikkat çekilen raporda, bu durumun toplum kesimlerini partiden uzaklaştırdığı ifade ediliyor. Aynı rapora göre toplum psikolojisinde Erdoğan’ın dokunulmazlığı ortadan kalktı ve artık Erdoğan olumsuzlukların sorumlusu olarak görülüyor.
“SETA’nın öyle bir raporu yok” denilse de, Erdoğan’ın “Yoksulluk ve yasaklar geride kaldı” sözlerinin toplumda kabul görmeyip tam tersine tepki çekmesi bu tesbitleri doğruluyor.
Bu sözleri kendi seçmen tabanını konsolide etme çabası olarak değerlendiren kamuoyu araştırmacılarının “Ne var ki, geçen yerel seçimlerde ikinci sıraya gerileyen AKP’nin bu tür mesajlarla artık seçmenin rızasını kazanamadığı, hatta önceki seçmenlerinin de desteğini kaybettiği gözlemleniyor” yorumu da.
Şimdiye kadarki ikazlar, uygulamaların düzeltilmesi noktasında sonuç vermedi. Çünkü Perinçek’in “Erdoğan’ı ele geçirdiler” dediği “vatansever kuvvetler” ve Özgenç’in “hukukçu geçinen çakallar” dediği çeteler engel oldu.
AKP’deki erimenin hızlanması bunun neticesi.