Bİrİncİ vazİfemİz okumak

Sefa Kılıç:

Okumak, Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın kullarına hitap ettiği en son kutsal kitabının ilk emri. Yazıya geçirilen fikir, düşünce, edinilmiş tecrübelerin ve görüşlerin bu yöntem ile elde edinilmesi. İnceden inceye düşünmek, gözlemlemek, anlamlandırmak.. En son hangi kitabı okuduğuma gelecek olursak, kitap kelimesinden ne anladığımıza göre değişir. İki kapaklı bir kitap olarak en son Risalet-i Ahmediye'yi, İki ayaklı kitap olarak yürüyüş ve konuşma kabiliyetine sahip olan insanı, iki kutuplu bir kitap olarak dünyamız ve içindekileri, iki âlemli olarak şahit olduğumuz alemi şehadet ve şahit olacağımız âlemi gaybı okudum. Okumak için bir amacı olmalı insanın, uğruna okumalar yapabileceği bir amaç. Tehlikenin farkına varmalı. Bizi bekleyen ebedi bir hayatı kazanıp kaybetmek arasında durduğu "sorumlu" tutulacağı adına açılan davaları idrak edebilmeli. Zübeyir Gündüzalp Ağabey gibi ‘okumazsam yanılırım’ diyerek kendi nefsine değil kitaplara, fikre güvenmeli. Doğru adresin kitaplar olduğunu bilirse, işte o zaman harekete geçer insan. Bu yüzden emirber bir üslupla ne yapması gerektiğini değil niçin ve nasıl yapması gerektiğine dair mukni bir şekilde aydınlatıcı olarak gençliğe yol gösterilmeli. Kısaca okumak için amaç, yöntem ve kazanım ‘ikna edici’ bir şekilde gençlik hislerine galebe ettirilmeli.

Okumak beynİ zİnde tutmaktır

Hİlal yurtseven:

Okumak benim için, keşfedilmesi gereken yepyeni bir dünyayı ve bu dünyadan kendime katabileceğim yeni bilgileri ifade ediyor. Her yeni kitapta farklı düşüncelerin, duyguların, bilgi birikimlerinin kapılarını aralarsınız. Bu her yeni kapıdan içeriye attığınız adım sizin de kendi dünyanıza birçok şey katmanıza sebep olmaktadır ve bunlar iyi yönde adımlardır. İnsanda var olan aklın işlemesi de demektir aynı zamanda. İnsan okudukça kendinde meydana gelen olumlu yöndeki değişimi de fark etmektedir ve dünya da size başka herhangi bir şeyin katamayacağı ender şeylerden biridir. En son okuduğum kitap, 2 gün önce bitirdiğim ThorvaldSteen’in Selahaddin Eyyubi’nin Gölgesinde isimli kitabıydı. Okumak, okumayı sevmek için öncelikli olarak, ilgi alanına yönelik kaynaklardan okumaya başlanmalıdır ve yavaş yavaş farklı alanlardaki kaynaklara geçiş yapılmalıdır. Bu sayede zaman içerisinde farkında olmadan okumaya bağımlı bir hale bile gelebilir insan. 

Rabİa İlhan

Bana göre okumak, farkında olmaktır. Okuduğumuz satırlarla başlarız farkında olmaya. Evvela satırlarda okuduklarımızı düşünür farkına varırız. Sayfa sayfa keşfe çıkarız. Sonra sayfalardan geçer kâinatı okuruz. Bazen bir satırda okuruz kâinatı. Bazen olur bir çiçekte, bir böcekte bir kitap kadar şey okuruz.  Yani farkına varırız sanattaki sanatkârın. Velhasıl benim için okumak farkında olmaksa, farketmek için okumalı, okumak için tefekkür etmeli derim.

Şeyda Sultan Zengİn: 

Okumak sizin için ne ifade ediyor? Mark Twain'in bir sözü var; "Okumayan insanın, okuma bilmeyene karşı üstünlüğü yoktur." Çok doğru.. Okumak, insanı tazeliyor. Kısa yoldan tecrübe kazandırıyor. Her zaman her ilim insanını bulup da konuşamıyorsun ama kitabını okuyarak ilminin özünü alıyorsun. Mesela Üstad Hazretlerini görmek, tavsiye almak istersin; sonra Barla Lahikası'nı bir açarsın ve herşey oradadır.. Zamanları aşan bir kavram okumak.. Hayatına hayat katmaktır..  Okumak İlahî bir emirdir! 

Ruhumuzun gıdası olan Rİsale-İ Nur'u okuyalım

Sevde Nur Kalgıdım:

Kitap okumanın ufkumuzu genişletmek, hafızamızı güçlendirmek gibi bir çok faydası vardır. Ayrıca stresi azaltır ve kendimizi daha iyi ifade etmemizi sağlar. En önemlisi de düşüncelerimizi geliştirir “Çünkü ya düşündüğünüz gibi yaşarsınız, ya da yaşadığınız gibi düşünmeye başlarsınız. ”Kitap okurken bence en önemli şey doğru kitabı seçmektir. Ben genellikle bilim, eğitim, anı, biyografi veya tarih kitaplarını okumayı seviyorum ve onları faydalı buluyorum. Çünkü bence vakit kıymetlidir ve bu vakitlerde dünyevi şeyleri güzel gösteren kitaplardan ziyade gerçekten bize faydası olacak. Bize bir şeyler kazandıracak türden kitaplar okumalı tercih etmeliyiz. En son Mehmet Kutlular’ın İşte Hayatım kitabını okudum.Gerçekten çok güzel dersler çıkarabileceğiniz, karakterinizi şekillendirebilecek bir kitap. Ayrıca ruhumuzun gıdalarından biri olan Risale-i Nuru  okumayı unutmamalı; aklın nuru fen, kalbin nuru din kaidesiyle ilerlemeliyiz. 

Emİne Bakırlıoğlu:

Okumak, "Dünyayı sen mi değiştireceksin?" diyenlere "Evet" cevabını verebilmektir. Şikayet etmek yerine harekete geçmektir. Çünkü bir şeyleri değiştirmek, bakış açısını değiştirmekle başlar. Bakış açısı ise ancak okuyarak değişir. Okumak, pasif direnişin en güzel ve en etkili halidir.

Gülsüm Sağman:

Okumak benim için farklı olmak, farkında olmak ve bu iki şeyin beraberinde getirdiği özgürlük duygusu. Okunan şey bir de Risale-i Nurlar ise farklıyızdır tabiki, ama en önemlisi farkındayız... Herşeyin evrenin, kendimizin, Hâlıkımızın, hissiyatlarımızın, iç dünyamızın, herşeyin farkındayız. Çünkü bize bunu okumak sağlıyor... "Değil mi ki "Okumadığın gün karanlıktasın", evet karanlık bir zindandayım yani özgür değilim...

Zeynep Toprak:

Şuan Zamanın Sesi'ni okuyorum. Okumak insanı her yönden geliştiren bir fiil. Okumayı alışkanlık haline getirmek için öncelikle ilgi duyulan konular üzerine yazılmış eserler okunmalı. Elimize aldığımız kitabı bitirmek için kendimize en fazla 2 haftalık süre vermeliyiz. Aksi takdirde süresi uzadıkça ne kadar ilgi duysakta sıkıcı olmaya başlıyor. 

"Okumazsam yanılırım"

Esmanur Alyakut:

Bediüzzaman'ın, son vasiyetim şudur ki; “Okumak,yine okumak yine okumak.  birbirinizin elini sıkı tutmak ittihad etmek,ittifak aleminde yaşamak.”  Bu cümleye istinaden okumak benim için İttihad-İslamı,manevi rabıtaları ifade ediyor. “Okumazsam kaybolurum, ihtilafa düşüp boğulurum”u aklıma getiriyor. ”Okumazsam yanılırım”ı hatırlatıyor.

Okumak Allah'ın emrine uymaktır

Mustafa Enes Çıra:

İnsan doğduğu günden itibaren okumaya muhtaçtır.  Bir arının yumurtadan çıktıktan 20 gün içinde çiçek çiçek dolaşıp bal yaptığı halde,  insan  20’sinden sonra ihtiyaçlarını ancak tedarik edebilir. Bu yüzden insan hayatta kalmak için okumalıdır ve kendisini ancak okuyarak geliştirir. Bilgi kitaplarla mümkünse kâinat okumakla gelişir. Okumak benim  için Allah'ın emrini yerine getirmektir. Zira ilk emri "oku" olan kitabımız bize okumak zorunda olduğumuzu hissettirmelidir. Okunan her bir kitap, her bir satır  ile hayata başka bir açıdan bakarız.  Bizler liseli ve üniversiteli kardeşlerimizle beraber, bir ay içinde külliyat bitirme programı vesilesiyle, Risale-i Nur ilmiyle kainatı nasıl okumamız gerektiğini idrak  etmeye  çalıştık. İnşaallah bu gayreti hayatımız boyunca sürdürebiliriz. En son Bediüzzaman’ın hayatını anlatan Tarihçe-i Hayatı okudum.  Ömür sermayemiz çok değerlidir. Bu bilinci elde edersek her boş vaktimizi bilgiye ulaşmak için  kullanabiliriz. Daha sonra "neyi, niçin?" okuyacağımızı belirlememiz gereklidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) "Faydasız ilimden Allah'a sığınırım" buyurarak bizlere Okuyacağımız satırları iyi seçmemiz gerektiğini göstermiştir. Eğer süreli bir gündeme sahipsek bu yolda bizleri aydınlatacak bilgilerle donanmalıyız. Zübeyir Gündüzalp Ağabey de, " 'Bilgili insan güneş gibidir; girdiği yeri aydınlatır" diyerek bizlere davamızı ilerletecek bilgilerle donanmamız gerektiğini vurgulamıştır. Öğrendiğimiz ilmi önce yaşayıp, sonra bilmeyenlere anlatmakla da ilmin zekâtını vermiş oluruz.