Şanlıurfa - Safa Berk YALABIK
Harran Ünv Tıp Fak.

Şanlıurfa’da eğitim gören üniversite öğrencileri ile Abdurrahman, Adem, Muhammed Yusuf ve Ömer ağabeylerle birlikte, kış ara tatilimizi okuma ile değerlendirmek amacıyla bir program gerçekleştirdik. Geçtiğimiz Cuma günü, umumî dersle başladığımız programımızın planını, ders sonrasında Abdurrahman Ağabeyimiz sundu. Ardından, yatmadan önceki sohbetimizle, dönem boyu her Çarşamba yan yana ders dinleyen kardeşlerle muhabbetimizi arttırdık.

Program sabah namazı sonrası, İhlâs Risalesi’nden yapılan dersle başladı. Herkes sırayla, ihlâsı kazanmanın öneminden ve yollarından bahseden bu önemli risaleden sesli olarak birkaç paragraf okudu. Ardından kahvaltıya geçildi. Ekmek fırınında pişen Urfa kahvaltılarının yıldızı, közlenmiş biber (yani isot) ile kahvaltımızı yaptık. 

Demlik demlik çay eşliğinde şahsî okumalarımızı yaptık. Yatmadan önce yaptığımız güreş turnuvası ve futbol maçıyla ruhumuz gibi bedenimizi de dinç tutmaya çalıştık.

2 günlük programımızın müzakereli derslerinde, Mehmet Ağabey, aklımızın ilme, kalbimizin feyze muhtaç olduğu bu dönemde “Mukaddes ve Kur’ânî bir dükkânın dellâlı olan Üstadımızı ziyaret etmekle doğru mu yapıyoruz, yanlış mı yerdeyiz?” sorusunun cevabının verildiği 28. Mektub’un 3. Meselesini müzakere etme imkânı bulduk.

Safa Berk, kader ile cüz-i ihtiyarîyi anlatan Kader Risalesi’nin ilk mebhasını sundu ve birlikte tahlil etme fırsatı bulduk.

Muhammed Yusuf Ağabeyin, siyasî ve içtimaî hayatımızda rehber olarak okumamız gereken Beyanat ve Tenvir’lerin derlenme serancamının sunumunun ardından, demokrasi hakkındaki dersiyle biz öğrencilere, siyasî ve içtimaî olaylara bakış açımızın nasıl olması ve nerede durmamız gerektiğini açıkladı.

Sacid kardeş, “Kur’ân ve felsefe ile kâinata nasıl bakılır, bu iki bakış açısı nasıl sonuçlar verir?” ve “Kur’ân’ın tüm kelâmların üstünde oluşu” gibi konuları izah eden 12. Söz’ün ilk iki esasını sundu. Ağabeylerle birlikte yapılan müzakere sonucunda, kâinata ve kâinatta olan her şeye ancak Kur’ânî bakış açısıyla bakılabileceğini ve insanları gerçek insanlığa ulaşmanın yolunun bu şekilde olduğunu anladık.

Kahvaltıdaki “Dahası yok mu?” diye sordurtan isotun bıraktığı tat gibi, biz de inşallah beraber nice programlar yapmak duasıyla, iki günlük programımıza noktayı koyduk.

Adem Ağabey: Şanlıurfa Bediüzzaman Vakfı’nda gerçekleştirilen sömestr okuma programı, beni talebelik yıllarıma götürdü. Risale-i Nurlar’ı okurken, dinlerken ve müzakere ederken, insanın kalbinin, aklının ve ruhunun aldığı hisseleri düşündükçe, bu tür programların daha sık ve sürekli yapılması gerektiğini bir kez daha fark ettim. Böyle bir zamanda, nefsin tüm istek ve arzularına rağmen programa katılan bizlere şevk veren değerli talebelere çok teşekkür ederim.

Nesih Ağabey: Öncelikle bu programa vesile olan cemaatimizden, sorumlu abilerimizden ve programa iştirak eden değerli kardeşlerimizden Allah razı olsun. Okuma programlarını, maden ocaklarındaki hayat odalarına benzetirim.

Günlük hayatımızda, ister istemez ruhumuz, kalbimiz ve aklımız, hadsiz günahların hücumlarına maruz kalıyor. Âdeta manevî bir göçük meydana geliyor. Medreselerimiz ve okuma programları ise birer sığınma (hayat) odası oluyor.

Selman Yetim: Abilerin yaptığı dersler ve orada birlikte program yaptığımız arkadaşlar, bence büyük bir hizmete vesile oldu ve çok memnun kaldık. Risale-i Nurlar’ın nurlarıyla şarj olduk.

Muhammed Yusuf Ağabey: Toplum olarak maddî yangınlara ve tehlikelere karşı seferber olduğumuz bir dönemde, mahallemizi saran manevî yangınlara karşı da şuurlu ve programlı bir duruş sergilemek büyük önem taşıyor. Bu kapsamda düzenlenen okuma programları, daha önceki tecrübelerle de sabittir ki, son derece verimli ve faydalı olmaktadır. 

Yeni Asya’nın meslek ve meşrebine uygun bir hizmet içi eğitim kursu niteliğinde gerçekleşen bu okuma programları, bazen bir yıl boyunca elde edilemeyen neticeleri kısa sürede sağlamaktadır. Programda sadece Risale-i Nur eserleri okunmakla kalmayıp, aynı zamanda Yeni Asya’nın hak, hukuk ve adalet anlayışı, mazlumların yanında duruşu ve tarih boyunca savunduğu değerler ele alındı. Programın gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür eder, bu tür çalışmaların artarak devam etmesini temenni ederiz.

Sacit Dursun: Öncelikle okuma programına katılan bütün abi ve kardeşlere teşekkür ediyorum. Her ne kadar kısa bir program olsa da istifadesi yüksek bir program oldu. Yaptığımız okumalar, müzakereli dersler ve namaz derslerin her biri yaralarımıza birer ilâç gibiydi. Son olarak okuma programının en güzel yanlarından biri de orada kurulan dostluklardır. Programa katılan bütün kardeşlere selâm olsun. Sağlıcakla kalın.