Afyon Hizmet Vakfının Şubat ayı misafiri eğitimci-yazar Abdülbaki Çimiç’in, “Risale-i Nur ve Sahabe Mesleği” konulu semineri dinleyiciler tarafından dikkatle taKip edildi.
Hasan Koç - Yeni Asya/Afyon
Mutad olarak yapılagelen Afyon İlme Hizmet Vakfı tarafından organize edilen seminer programının Şubat ayı misafiri Eğitimci-Araştırmacı Yazar Abdulbaki Çimiç oldu. 22 Şubat 2025 Cumartesi akşamı gerçekleşen “Risale-i Nur ve Sahabe Mesleği” konulu seminer dinleyiciler tarafından büyük ilgi gördü. Seminer, kapalı kamera sistemi ile hanımlar salonundan da takip edildi.
Abdülbaki Çimiç, Risale-i Nur’un meslek ve meşrebi konusunda kısa bilgilendirme yaparak, Risale-i Nur mesleğinin “Sahabe mesleği” olduğuna dikkat çekti. Çimiç, Sahabelerin velâyetinin velâyet-i kübra ve veraset-i nübüvvet ve sıddıkiyet sırrını taşıdığını ve akrebiyet-i İlâhiyenin inkişafına bakan bir velâyet olduğunu ifade ederek Sahabelerde sıdk ve doğruluk üssü’l-esas olduğu için bu özelliklerin Nur talebelerinde de olması gerektiğine değindi. Sahabe Efendilerimizin ibadetteki dereceleri ve ruhlarındaki nuraniyetin yüzlerinde parladığı, bu cihetle Nur talebelerinde de böyle bir sırrın in’ikâs ettiğini belirtti.
ÇAĞIMIZDA BİR ASR-I SAADET MÜSlÜMANI
Abdülbaki Çimiç, “Madem Risale-i Nur mesleği Sahabe mesleği, Asr-ı Saadete geçip, Asr-ı Saadetin karelerini ve Asr-ı Saadette yaşanan hadiseleri kısaca özetlemek gerekir” dedi ve Asr-ı Saadetten örnekler verdi.
Çimiç, konuşmasının devamında içtimaî ve sosyal hayatta bir çığır açmak isteyenlerin uymak zorunda olduğu kâinattaki fıtrat kanunlarına değindi. Sünnetullah kanunlarına muvafık hareket edilmezse hayırlı işlerde ve terakkide muvaffak olunamayacağı, bütün hareketin şer ve tahrip hesabına geçeceği üzerinde durdu. Bu cihetle Asr-ı Saadeti model alarak bu asra taşımak gerektiğini, bunu ise Bediüzzaman’ın yaptığını ifade etti.
Çimiç, “Madem zaman bir hatt-ı müstakim üzerine hareket etmiyor, başlangıcı ve sonu birbirinden uzaklaşmıyor. Belki küre-i arzın hareketi gibi senevî daire içinde dönüyorsa, elbette ki Asr-ı Saadet bütün asırların merkezinde bir senevî daire olarak duruyor. Her asır sıkıntı ve problemlerinin çözümünü merkez dairedeki Asr-ı Saadet karelerinden alması gerekir” dedi.
Abdülbaki Çimiç konuşmasında, Sahabe Efendilerimizin ve Risâle-i Nur talebelerinin ihlas ve îsâr hasletine, Ashab-ı Suffa ve vakıflık sistemine, Sahabe mesleğinden Risale-i Nur mesleğine intikâl eden bağlantılara da temas etti.
Bediüzzaman’ın “Saçlarım adedince başlarım bulunsa, her gün biri kesilse, bu hizmet-i imaniyeden çekilmem” ve “Dünyayı başıma ateş yapsanız, hakikat-i Kur’âniyeye feda olan bu başı zındıkaya eğmem” sözlerini hatırlatan Çimiç, “Hakikî Nur talebelerine de Üstadları gibi böyle durmak yakışır” diyerek seminerine nihayet verdi.