Şanlıurfa’da zehirli akrep toplayan Ali ve Bilal Yılmaz kardeşler, çok değerli olan akrep zehrinin sağımını yapmak için bir depoda tesis kurdu.
Devlet desteği bekleyen Yılmaz kardeşler, 30 yıldır akreplerle iç içe yaşadıkları için sokmalara karşı dirençli olduklarını söyledi.
Kentte yaşayan Ali Yılmaz, kardeşi Bilal Yılmaz ile birlikte evlerinin altında bulunan depoda akrep tesisini kurdu. Dünyada sadece Şanlıurfa’da bulunan ve zehrinden serum elde edilen Androctonus Crassicauda akrep türünü geceleri tarla ve ahırda yakalayan Yılmaz kardeşler, bunları özel cam kutularda muhafazada tutarak Sağlık Bakanlığı'na satışını yapıyor. Dünyanın en tehlikeli ve öldürücü akrepleri eline alarak oynayan Ali Yılmaz, 30 yıldır akrep yakaladığını belirterek, şöyle dedi:
"Ben 16 yaşındayken herkesin korkuttuğu akrepleri yakalamaya başladım. Bunun için kimin evinde akrep olursa beni çağırıp ben akrebi yakalıyordum. Bunlara karşı ilgim artıkça bunların nelere faydalı olduğu konusunda araştırmalar yaptım. Dünyada ilaç ve kozmetik ürünlerinde akreplerin kullanıldığını öğrenince böyle bir tesis kurma hayalim vardı onu gerçekleştirdim.
Bu tesise benden başka kimse girmeye cesaret edemiyor. Tarım Bakanlığı Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğünden izin alarak bu tesisi kurdum. Bu şekilde anaç toplayarak akrep yetiştiriciliğini yapıyorum. Şuanda bu tesiste 150 anaç akrep var ve bunlar yılda 80-120 arasında doğum yapıyor."
Ali Yılmaz, "Günde 2-3 defa akrepler beni sokması üzerine vücudum bağışıklık kazandı. Bu nedenle bana zehir tesir etmiyor. Ama normal bir insanı soktuğu zaman dünyanın en tehlikeli olan bu akrepler 30 dakika içerisinde ölüme yol açabiliyor" diye konuştu.
'DÜNYANIN EN PAHALI SIVISINI ÜRETMEYE ÇALIŞACAĞIZ'
Ağabeyiyle akrep yetiştiriciliği tesisini kurduğunu kaydeden Bilal Yılmaz ise devlet desteğini almaları durumunda dünyanın en pahalı sıvısı olan ve litresi 10 milyon dolardan satılan akrep zehir sağımı işini yapmak istediklerini söyledi.
Dünyanın en tehlikeli ikinci akrep türü olan ve Şanlıurfa’da çok rastlanılan Androctonus Crassicauda akrep türünün dünyadaki bütün akrep sokmalarına karşı panzehir olarak kullanıldığını anlatan Bilal Yılmaz, şunları söyledi:
"Bizim burada bulunan akrepler oldukça kaliteli bir akrep türüdür. Bu tesisin burada kurmamızın amacı anaç akreplerin doğumunu sağlamak ve Şanlıurfa’nın tanıtımını yapmaktır. İlaç ve kozmetik sektöründe oldukça muazzam bir geliri bulunmaktadır. Bu akreplerin zehri dünyadaki en pahalı sıvısı arasında yer almaktadır. Akrebin 1 litre sıvısı uluslararası piyasasında 1 litresi 10 milyon dolara satılmaktadır. Bizim bu tesisimizde ise yılık 1-2 litre sıvı alma kapasitesi bulunmaktadır. Ancak bizim akrep sağım tesisimiz yok. Bunla ilgili olarak resmi girişimlerimiz devam etmektedir. Bu proje hayatta geçirilmesi durumunda ticari olarak ve Şanlıurfa’nın tanıtımı açısından büyük bir projedir."
Risale-i Nur'dan...
''...Evet, bir gözsüz akrep ve ayaksız bir yılan gibi haşerata mağlûp olan insana bir küçük kurttan ipeği giydiren ve zehirli bir böcekten balı yediren, onun iktidarı değil, belki onun zaafının semeresi olan teshir-i Rabbânî ve ikram-ı Rahmânîdir.
Ey insan! Madem hakikat böyledir. Gururu ve enâniyeti bırak. Ulûhiyetin dergâhında acz ve zaafını, istimdat lisanıyla; fakr ve hâcâtını, tazarru ve dua lisanıyla ilân et ve abd olduğunu göster. Ve حَسْبُنَا اللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ 2 de, (("Allah bize yeter. O ne güzel Vekîl'dir." Âl-i İmrân Sûresi, 3:173.)) yüksel.
Hem deme ki: "Ben hiçim; ne ehemmiyetim var ki, bu kâinat bir Hakîm-i Mutlak tarafından kasdî olarak bana teshir edilsin, benden bir şükr-ü küllî istenilsin?"
Çünkü, sen çendan nefsin ve suretin itibarıyla hiç hükmündesin. Fakat vazife ve mertebe noktasında, sen şu haşmetli kâinatın dikkatli bir seyircisi, şu hikmetli mevcudatın belâğatli bir lisan-ı nâtıkı ve şu kitab-ı âlemin anlayışlı bir mütalâacısı ve şu tesbih eden mahlûkatın hayretli bir nâzırı ve şu ibadet eden masnuâtın hürmetli bir ustabaşısı hükmündesin.
Evet, ey insan! Sen, nebatî cismaniyetin cihetiyle ve hayvanî nefsin itibarıyla sağîr bir cüz, hakir bir cüz'î, fakir bir mahlûk, zayıf bir hayvansın ki, bütün dehşetli mevcudat-ı seyyâlenin dalgaları içinde çalkanıp gidiyorsun. Fakat muhabbet-i İlâhiyenin ziyasını tazammun eden imanın nuruyla münevver olan İslâmiyetin terbiyesiyle tekemmül edip, insaniyet cihetinde, abdiyetin içinde bir sultansın; ve cüz'iyetin içinde bir küllîsin; küçüklüğün içinde bir âlemsin; ve hakaretin içinde öyle makamın büyük ve daire-i nezaretin geniş bir nâzırsın ki, diyebilirsin: "Benim Rabb-i Rahîmim dünyayı bana bir hane yaptı. Ay ve güneşi o haneme bir lâmba; ve baharı, bir deste gül; ve yazı, bir sofra-i nimet; ve hayvanı bana hizmetkâr yaptı. Ve nebâtâtı o hanemin ziynetli levazımatı yapmıştır."
Netice-i kelâm: Sen eğer nefis ve şeytanı dinlersen, esfel-i sâfilîne düşersin. Eğer hak ve Kur'ân'ı dinlersen, âlâ-yı illiyyîne çıkar, kâinatın bir güzel takvimi olursun.''
Risale-i Nur', Sözler, 23. Söz
DHA