"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yanlışta ısrarın adı nedir?

Faruk ÇAKIR
12 Ağustos 2022, Cuma
Basın İlan Kurumu, aldığı hukuk dışı kararlarla bir süreden beri gazetelerin ‘resmi ilan hakkı’nı engellemeye çalışıyor. Her he kadar bu kararları ‘hukuka uygun gibi’ göstermeye çalışsa da mızrak çuvala sığmıyor ve hukuksuz kararlar mahkemelerden geri dönüyor.

Ülkemizde hukuk sisteminin ağır işlediğini bilmeyen yoktur. Resmi ilan hakları kanunlara aykırı şekilde kesilen gazeteler mahkemelere gidiyor, mahkemeler onları haklı buluyor ama bu arada aylar değil yıllar geçmiş oluyor.

Hemen hatırlayalım ki benzer bir hukuksuzluk da gazetelere verilen ve verilmesi gereken ‘basın kartı’ konusunda da yaşanıyor. Kurumlar değişse de anlayış ve keyfilik değişmiyor ve elinde yetki olanlar bunu yanlış yolda kullanarak kanun ve yönetmeliklere aykırı işler yapmış oluyor. Her defasında hatırlatıldığı üzere gerek resmi ilan konusunda ve gerekse ‘basın kartı’ konusunda idareciler yanlış yaptıklarını kendileri de bildiği halde yanlışta ısrar ediyorlar. Peki, bile bile yanlış yapmak ve yapılan bu yanlışlarda ısrarcı olmanın bir adı var mı? 

Netekim Anayasa Mahkemesi, Basın İlan Kurumu’nun ilan kesme konusunda yaptığı işin yanlış olduğunu bir defa daha ilan etmiş. İlgili haberde şu bilgiler var: “Anayasa Mahkemesi (AYM) Basın İlan Kurumu’nun (BİK) verdiği ilan kesme cezalarına ilişkin pilot karar vererek, cezaların basın ve ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna hükmetti. AYM, bu konuda düzenleme yapılması için kararının bir örneğini TBMM’ye gönderdi. AYM kararında, “Kuruma verilen yetkinin basının etik değerlerini düzenleme amacından öteye giderek artık kimi basın mensupları açısından caydırıcı etki yaratabilecek bir cezalandırma aracına dönüştüğü ve bu durumun sistematik bir soruna neden olduğu gözlemlenmiştir” denildi. (dw.com, 10 Ağustos 2022)

Türkiye’yi idare edenler bu benzeri yanlış kararları alırken, bu kararların ‘yanlış’ olduğunu elbette biliyor. Ayrıca bu kararların mahkemelerden ve hukuktan döneceğini de biliyorlar. Maalesef, bu süre zarfında insanlara ve ‘medya’ya ne kadar zarar verilirse bunu da kâr olarak görüyorlar. Yoksa, bu kararların doğru olmadığını bilmemeleri mümkün mü? 

Benzer şekilde basın kartları konusunda da baştan sona keyfiliklere imza atılıyor. Yeni kart verip vermeme bir yana, yürürlükteki kanun ve yönetmeliklere göre ‘sürekli basın kartı’ alanların dahi kartlarını yenilemeyerek fiilen iptal etmiş oluyorlar. Bu kadar haksızlık, bu kadar yanlış işler bilmeyerek ve ‘hata’ en olabilir mi? 

Neyse ki geç de olsa bu yanlış kararlar hukuktan ve mahkemelerden geri dönüyor. İdarecilere düşen, mahkeme kararlarına hemen uymak ve mağduriyetlere son vermektir. 

Mahkeme kararlarına rağmen yanlışta ısrar etmeye devam ederlerse yanlışları ve hataları katmerleşmiş olur, bilinsin.

Okunma Sayısı: 4217
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zübeyir

    12.8.2022 09:45:06

    Derebeylik kurmuşlar, işte örnekleri..

  • S.topuz

    12.8.2022 09:20:21

    Bu yanlışları, hataları ve haksızlıkları yapan kurum olsun veya sahıs olsun, mutlaka ama mutlaka maddî manevî ağır cezalar almalı. Geriye dönük olarak kaybedilen haklar TAZMİN edilip maddî manevî zararlar mutlaka fazlasıyla giderilmeli.Yoksa her kesin yaptığı yanına kâr kalırsa bu tür haksız ve hukuksuzluğun ve keyfî uygulamaların sonu gelmez. Biri biter, diğeri başlar. Ne gariptir ki, çok az kitap veya gazete okuyan bir toplum olmamızdan ötürü, traj artıramayan gazete ve yayıncılarına DEVLET TEŞVİKİ ve Yardımı gerekirken, tam tersine, Vatandaşa müsbet ve faydalı olan gazetelere maddî ve manevi baski ve zorluk çıkarmak, engel olmaya çalışmak, insanları daha çok CEHALETE TEŞVİK manasını çağrıştırıyor. Zaten vatandaş malum maddi darlık sebebiyle ucuz gazeteye bile ulaşamıyorken, bu tarz reklam kısmalar gazetelerin maliyetini otomatikman artırınca, daha pahalı fiatlandırmaya gidince de, zaten vatandaşın gazete alma heveside kalmıyor vesselam.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı