Van Mevlidi’nin yapıldığı Nurşin Camii, Üstad’ın Van’a ikinci gelişindeki hatıralarıyla dolu.
Gezi Yazısı: Rifat Okyay
[email protected]
Van, Üstad’dan haber veriyor
Dünden devam…
İkinci ziyaret yerimiz ise Nurşin Camii ve Nurşin Medresesi olmuştur. Depremde yıkılan ve sadece orijinal minaresi ayakta kalan Nurşin Camii restore edilmiş yeniden inşa edilmiş, yanına da yeni mimarisiyle bir cami inşa edilmiştir. Üstadın kaldığı ve ders verdiği mekânlar kütüphane ve konferans salonuna çevrilmiş… Mevlid için gelen bir kısım arkadaşlarımız da geçmiş senelerde olduğu gibi bu mekânda gece misafir oldular… Nurşin Camii Üstad’ın Van’a ikinci gelişindeki hatıralarla dolu… Molla Yasin, Molla Münevver, Molla Resul, Molla Hamid, Abdullah Ekinci ve daha niceleri… Bunlardan birisini anlatalım…
‘O namazın lezzetini hiç unutmadım’
Molla Hamit (Ekinci). Bediüzzaman’la ilk olarak bu camide tanışmış ve ilk tanışmasında da onun arkasında namaz kılmıştır… Namazdaki Bediüzzaman’ın haşiyeti, ciddiyeti, heybeti ve teslimiyeti, korkusu ve ubudiyetindeki ulviyeti karşısında; Molla Hamid erimiş ve Bediüzzaman’a Van’da kaldığı müddetçe talebe ve hizmetkâr ve arkadaş, sohbet ve derslerinin bir numaralı takipçisi olmuştur… “Tekbir aldığında caminin direklerinin sarsıldığını, bütün vücudumun titrediğini hissettim… Bir buçuk saat süren namazın ve tesbihatın lezzet ve hazzını hiçbir zaman unutamadım…” diyor rahmetli Molla Hamit ağabeyimiz .
Molla Hamid Ekinci Ağabey
Herkes birbiriyle hasret giderdi
Ve ertesi gün maaile Hz. Ömer Camii’ndeki mevlide katılıyoruz…Cami geniş, büyük, abdest alma ve bahçedeki oturma düzeni fevkalâde güzel, düzenli yapılmış. Araba park etmek için caminin etrafında yerler çok… Türkiye’nin dört bir yanından Bediüzzaman Mevlidi’ne katılım vardı… Aşağı yukarı Edirne’den Van’a bütün vilayetlerden Risale-i Nur Talebeleri, Bediüzzaman ve talebelerini seven dostları Mevlide iştirak etmişlerdi… Bahçedeki sohbet, cami içerisindeki Kur’ân, Nur sohbeti ve Mevlid-i Şerif’i dinlemeleri büyük bir muhabbet ve kaynaşma içerisinde geçti… Tabir-i caiz ise müfritane irtibatın geniş anlamda bir Türkiye ayağı burada gerçekleşiyor ve her gelen Nurcu birbirleriyle hasret gideriyordu…
Van’ın kadim Nurcularından rahmetli İsmail Yaprak, (meşhur Hoca Ağabey).
Vanlı kardeşlerimiz şevkle misafirlerini ağırladı
Maşaallah Halil Öngel, Ahmet Yaprak, Mikâil Yaprak, Salih ve Abdullah Öztürkçü Ağabeyler daha isimlerini sayamadığımız ağabey ve kardeşlerimizle gelen misafirleri karşılama, yedirme, içirme, camiye getirme ve götürme, dershanede ve Nurşin Camii’nde yatırmalarını sağlama, havaalanına götürme, getirme gibi aklınıza ne iş geliyorsa hem de koşarak çoluk çocuklarıyla beraber yapıyorlardı… Allah onlardan ebediyyen razı olsun… Yeni Asya Medya Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve bütün üyeleri de iki eksikle mevlide iştirak etmişlerdi… Cenâb-ı Hak diğer misafirlerle birlikte onların da ziyaretlerini ve mevlide iştiraklerini kabul etsin inşallah…
DuÂlarla Mevlid sona erdi
Hazreti Ömer Camii’nde okunan mevlid-i şerif; büyük bir sükûnet içerisinde, hiçbir asayişi bozacak bir olay olmadan gayet güzel organize edilmiş; okunan Risale dersi ve yapılan duâdan sonra son bulmuştur… Bir kısım mevlid iştirakçileri memleketlerine dönerken bir kısmı da Van’da kalarak Van ve civarındaki Bediüzzaman’la alâkalı mekânların ziyaretine devam etmişlerdir…
Hasta ziyaretinde bulunduk
Ertesi gün bizler de Ahmet Yaprak, Mikâil Yaprak ve Halil Öngel Ağabeyle birlikte geçirdiği trafik kazasından dolayı ayağı sarılı evinde istirahat eden Mustafa Yaprak kardeşimizi (Van’da Hoca Abi diye anılan İsmail Yaprak Ağabeyimizin oğlu ve Gazetemiz yazarlarından Mikâil Yaprak’ın yeğeni) ziyaretine gittik… Şifa dileğinde ve duâsında bulunduk. Duâ aldık ve döndük… Bu arada Hoca Abi ismi ile anılan İsmail Yaprak Ağabeyimiz ile ilgili bir hatırayı anlatmak isterim. Hiç tahsil hayatı olmamasına rağmen Risale-i Nurlar’a vukufiyeti, feraset ve basiret sahibi biri olduğunu yakın dostlarından duyduk. Bunlardan biri de Mustafa Şahin Ağabeyimiz, Hoca Abi ile ilgili çok hatıraları var.
Nurşin Camii Üstadın Medresesi’nden kalanlar...
Hoca abi’den ibretlik bir hatıra
Hem ilginç, hem güldüren ve düşündüren hatıralar.
Bir gün bir medrese hocası Hoca Abi’ye: “Sen bakkaliye işletiyorsun, peynir filan satıyorsun, terazi işi zordur dikkatli olman lâzım der ve peşinden şunu söyler: Bir gün bir köylü dağdan merkebine çalı yükler ve evine dönerken yolda bir komşusu kürdan niyetiyle çalı dikeninden bir tane koparır, işte bu dikenin hesabını ahirette yetmiş yıl verir, der demez hemen Hoca Abi araya girerek medrese hocasına: “Hocam daha ahiret kurulmadı, mahşer olmadı kimin Cennete Cehenneme gideceği belli değil ve en önemlisi ahirette gün, hafta, ay ve yıl yok.
Neyse ben size şöyle bir soru sorayım: Dünyanın en zalim insanı kim?, Firavun, Nemrud, zamanımızda Lenin vs. vs. senin vicdanına sen Firavun’un, Nemrud’un, Lenin’in bahçesinden bir diken koparsan sana yetmiş yıl ceza verir mi? diye sorduğunda medrese hocası kardeşimiz biraz düşünür ve sonra şöyle der “Hayır vermez.” Hoca Abi de Medrese Hocası’na dönerek “Peki Allah haşa! Firavun’dan, Nemrud’dan, Lenin’den daha mı zalim ki bir kuluna bir çalı dikeninden dolayı yetmiş yıl ceza verir. Medrese hocası bir şey diyemeden dükkânından ayrılır.
Ve Bursa’ya döndük…
Gazetemiz yazarlarından, şair Mikâil Yaprak Beyin evine misafir olduk. Kendisi de bizleri devamlı ziyaret ettiler… 1975’den bu yana devam eden dostluğumuzun ve Yeni Asya Gazetesi çizgisindeki kadim arkadaşlığımızın hatıralarla dolu günlerini yad ettik… Allah kendilerinden ve Nur hizmetkârı ailelerinden ebediyyen razı olsun… İki gün sonra Vanlılarla ve Van’a gelen Mevlid iştirakçilerinden Van’da kalanlarla vedalaşıp duâlaşarak Bursa’ya döndük.