"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Günay’dan topuzculara günaydın

Ahmet BATTAL
22 Ağustos 2024, Perşembe
Bediüzzaman Hazretleri dine hizmeti iki ana metoda ayırıyor.

Birincisi “devlet kuvveti” eliyle dine hizmet ya da devletin “kuvveti”ni dine hizmet ettirmek. (Bu tarza, biz, Bediüzzaman Hazretlerinin kavramını güncelleyerek “topuzculuk” diyoruz.).

Gerçekten, bilhassa bu çağda, günahlara bulanmış beşeriyet içindeki azgınlara ancak devlet kuvveti tesir eder. Fakat bunlar sayıca fazla değillerdir.

İkincisi de devletten uzak ve sivil alanda kalarak “ihlas kuvveti” ile yapılan din hizmeti.

Gerçekten, dinî örnekliğe ve nasihate aç ve muhtaç büyük kitleye, arayışı içinde olduğu nurlu yolları göstermek için kanuna ve devlete gerek yok. (Devlet gölge etmesin başka ihsan istemez.).

O halde, “din hizmeti kıymetlidir, bunu yapanlar sivil kalsın, devlet demokratların elinde olsun” diyen her entelektüel “topuzcu değil nurcu”dur.

Bunları neden anlattık?

Hem CHP’de ve hem de AKP’de siyaset yapmış kıdemli siyaset adamı Ertuğrul Günay The Turkish Post adlı haber sitesinden Mehmet Eren’e bir röportaj vermiş.

Önce şunu söyleyelim: CHP’de siyaset yaptığı dönemlerde Yeni Asya Ankara temsilciğindeki bir söyleşisi sonrası soru cevap faslında “sizin gibi bir siyasetçi neden CHP’de siyaset yapıyor?” diye sorduğumuzda “ben CHP’lilerin benim gibi olmasını istiyorum da o yüzden” demişti.

Şimdi bazı soru ve cevapları değerlendirelim.

“SORU: AKP iktidarının MHP ve Mehmet Uçum’un şahsında ulusalcıların kontrolü altına girmesini nasıl yorumluyorsunuz?”

“CEVAP: AK Parti iktidarı son on yılda karşılaştığı zorlukları, kendi kuruluş ilkelerine özenle sarılarak aşmaya çalışmak yerine, bazı eski karşıtlarıyla işbirliği yaparak, hatta onlara teslim olarak aşma yanlışını yaptı. Bu yöntemle belki bazı badireleri aştı. Ancak büyük ölçüde kimliğini yitirdi ve ‘eski ergenekoncu-milliyetçi-derin çevrelerin’ tutsağı haline geldi. Kazandığı seçimler Pirus zaferi gibi; yüzde 45’lerden 35’lere düştü. Düşmeye devam edecek.”

Sayın Günay’ın bu cevabı bizim yıllardır yazıp söylediklerimizin “siyasetin içinden” bir teyidi. Üzücü. Ama durum bu. AKP siyasetçilerinin ve entelektüellerinin bunu görmezden gelmesi ise daha da vahim. Not düşüp geçelim.

“SORU: Din-siyaset ilişkileri AK Parti iktidarında sınandı ve din zararlı çıktı. Bundan sonra siyaset-din ilişkilerinin daha sağlıklı zemine oturmasını bekliyor musunuz?”

“CEVAP: Dinin siyasetin konusu ve aracı yapılması, topluma da, dine de büyük zarar verdi, veriyor. Din, bir inançlar bütünüdür. Oysa siyaset sürekli bir sorgulama ve tartışma ortamıdır. Bu açıdan iki alan çok farklıdır. Umarım ve dilerim, samimi dindarlar da, dinin bu kadar görünür ve siyasi-ticari istismar metaı yapılmasının zararlarını görmüştür ve bundan sonra ona göre saf ve taraf tutarlar.”

Sayın Günay, bu cevabıyla, dindarlara; “siz de artık ‘devletçiliği ve topuzculuğu’ bırakın da adam gibi ‘nasihatçı ve nurcu’ olun” diyor.

Hem nuru ve hem topuzu aynı elde tutmaya çalışmanın da bir metod olabileceği akla gelebilirse de onun da sonucu şu: “Bazen arızalarla topuz kırıldığı vakit nur dahi uçar veya söner!”

Gerçekten, nurla topuzu karıştıran devletçi dindarlığın Gülen Grubunu getirdiği yer ile AKP’ye biat etmiş diğer cemaatleri getireceği yer aynı. Belki de Türkiye’de dinî hizmetlerin önü o zaman açılacak. Bu da ayrı mesele.

“SORU: Muhafazakâr ve dindar kitlelerin vicdan sınavından başarıyla çıktıklarını söylemek zor. Onca hukuksuzluk, haksızlık, ahlaksızlık yaşanırken AK Parti iktidarına destek vermeye devam ettiler. Bu Anadolu irfanı muhafazakârların vicdanı konusunda ne düşünüyorsunuz?”

“CEVAP: Üzüntüyle söylemek gerekirse, Müslüman topluluklar tarih boyunca bu sınavda başarısız oldular. Müslümanlık, Peygamber’den hemen sonra, bir ahlaki inanç öğretisi olmak yerine, dünyevi iktidarın muhkem bir dayanağı haline getirildi. Emevilik bunun en bilinen ve çarpıcı örneğidir ama yozlaşma ondan bile eskidir.”

Demek dindarların devletle ilgili asıl meselesi adalete önem verebilmekte. Ardından kalkınma kendisi gelir. “Devlet mühimdir” diyerek masumları korumayı bile bile reddeden modern Emeviler hangi partiye kayıtlı dersiniz?

Günaydın…

Okunma Sayısı: 1635
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • A. AYDIN

    28.8.2024 21:40:45

    Sanki Emevîler değil de daha hürriyetperver ve ümmetçi sayılabilen Osmanlılar olsaydı, İslamiyetin hakimiyeti arkadaşların bahsettiği yerlere uzanmayacaktı? Emevîleşmenin iyi yanı İslam hakimiyetinin yayılması imiş! Yani Ömerîler olsaydı bu yayılma bundan daha mı az olurdu? Biz ısrarla Alevîler olsun (hürriyet-i şer'iyye, adalet-i mahza ve müsavat taraftarları başta olsun) diyoruz. Bazıları ise "Yok, yine Emevîlik olsun" diyor.

  • halil

    22.8.2024 13:45:55

    İktidardakiler dindar söylemli ve dindar görünümlülerse, iktidara yanaşanlar menfaat için onlar da dindar görünümlü olarak iktidara yanaşırlar ve her şeyini, icraatını hoş görürler, menfaatleri devam ettikçe bu tavırlarını sürdürürler, iktidarlardan korkanlar da iki tür davranışa girerler, bir kısmı, gerçek kimliklerini gizlerler, dindar görünürler, yani münafık olurlar, bir kısmı da, iktidarlar ne yaparlarsa yapsınlar, iyi de yapsa, hep kötülerler. Söyleyin bakalım bu durumlar, bu sonuçlar kişi sizce iyi mi, sağlıklı mı, böyle bir toplumda yaşayanlar, seçimlerini menfaat/korku tesirinden azade olarak yapmış olurlar mı?

  • halil

    22.8.2024 13:45:42

    İnançlar ve dini hayat, özgür ortamlarda sağlıklı olarak gelişir. Kişinin özgürlüğü ise, iki şeye bağlıdır, kuvve-i şeheviyye (arzular) ve kuvve-i gadabiyye (korkular), insan bu iki duygunun esiri olmaktan kurtulduğu an, özgürdür. İnsanlar ya menfaat (arzular) elde etme nedeniyle iktidarlara yanaşırlar, yani yandaş olurlar, ya da korunma duygusuyla korkarlar ve nefret ederler. Bu nedenle, özgürlüğün ve dolayısıyla seçimin sağlıklı bir şekilde devamı için iktidarların imajı çok mühimdir.

  • Erhan

    22.8.2024 09:57:36

    Hak hukuk adalet, olmazsa sonu felaket, dindarlar da hiç olmadı feraset, yaşananların hepsi bunlara delalet.

  • Semanur Tunoğlu

    22.8.2024 06:16:39

    Olumsuzlanan Emevi devletinin kurucusu bir sahabi olan Hz.Muaviye'dir. Hz.Ömer'in torunu Ömer bin Abdülaziz'de bir emevi halifesidir. İslam dinin ilk büyük camisi Şam Emeviye camii ve Kudüs'deki Kubbetüs-Sahra emevilerin mirasıdır. İslamiyeti coğrafi olarak en geniş coğrafyalara ulaştıran Emevilerdir. Endülüs'te iftihar ettiğimiz bir medeniyeti kuranlarda emevilerdir. Kötü mü yapmışlar?

  • Mahir Güllüklü

    22.8.2024 00:38:35

    Ak Parti nasıl bir topuz kullanıyor çok merak ediyorum bunu da açıklarsanız sevinirim. Benim gördüğüm kimseyi zorla islama sokmuyorlar. Kimse zorla namaz kılıp oruç tutmuyor. Kimse zorla başını kapatmıyor. Topuz nerde?

  • Pelin Kurukahveci

    22.8.2024 00:35:39

    Sürekli Müslüman halkı vicdansız olmakla, zulme destek vermekle, aklını kullanmamakla, körü körüne bağnazlık yapmakla suçlayan insanların görüşlerine itibar etmemek lazım. Bu halk yani sessiz çoğunluk Menderes olsa ona oy verecek, Demirel olsa ona oy verecek kitledir. Bugün neden Erdoğan'a oy verdiğini anlamadan yapılacak bütün yorumlar boşa düşecektir. Halk Partisi iktidara gelmesin diye Erdoğan'a oy veriyor bu insanlar. Siyasal islamcı oldukları için, ya da topuzcu oldukları için bunu yapmıyorlar. Bunu anlamak lazım. Bu halk cahil değildir.

  • Said Emre Dağ

    22.8.2024 00:19:56

    Devlet olmadan islam buralara kadar gelemezdi. Türkistan taraflarına islam dinini ilk götürenler Emevilerdir. Anadoluyu Müslüman memleketi yapan Selçuklular, Osmanlılar var. Allah onlardan razı olsun. Yanlışları olabilir ama arkalarından bilmeden böyle yermek doğru değil. Bugün devletsiz kalan balkanlarda Müslümanların başına gelenleri gördük. Devlet mutlak olarak kötü bir şey değildir. Tamam siyasal islam ideolojisine karşıyız ama sanki kemalist elitler ülkeyi çok iyi yönetmişler ve ebediyyen yönetim hakkı onlara aitmiş gibi de konuşmasın kimse.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı