Bazı olayları tasvir etmek için, o olayın içinde olmak gerek. Tâ ki, anlatılanlar kalbe ruha tesir etsin.
Yaşanmamış bir hadiseyi, hayalde kurgulayarak anlatmak, ancak hikâyelerde olur, bu da okuyucu üzerinde fazla bir tesir bırakmaz...
Bir kaç gün önce, Osman Zengin ağabeyimizin paylaşımı ile vefatını duyduğum, Hüseyin Dursun ağabeyin resmini görünce hayalim, geçmişe doğru gitti geldi.
“Ben, bu ağabeyi nereden tanıyorum?” diye sordum kendi kendime… Hafızayı yoklayip, biraz düşündüm. Zaman tünelinde, geçmişe doğru bir yolculuk yaptığımda gördüm ki, ben bu ağabeyle çok duygusal bir an yaşamıştım...
Aklıma geldikçe hâlâ ağlamaklı olurum, gözlerim dolar. Dilimden rahmet duaları dökülürken, hayalim, Hüseyin ağabeyle yaşadığım anılara gitti… Ben bir gün Bursa’ya makine getirmiştim. Makineyi kurdum. Gelmişken “akşam derse gideyim” dedim. Osman Zengin ağabeyi aradım ve “Osman abi, bu akşam ders var mı?” dedim.
O da, “Bu akşam, merkezde ders yok, ama Mudanya’da var.” dedi. Bana Hüseyin abinin telefonunu verdi. Onu aradım. Bana, dershanenin yerini tarif etti, gittim. Dershaneye girdim, “hoşgeldin!” dedi.
Çok mütevazı bir şekilde güleryüzle beni karşıladı, ilgilendi. Hizmetlerden konuşduk. İhlâslı, gayretli, fedakâr bir insandı. Anlattıklarından iman ve Kur’ân davasına gönül vermis samimî bir insan olduğu davranışlarından anlaşılıyordu.
Yakından tanıştığım Hüseyin Dursun ağabey, hayatıyla, hâliyle, anlattıklarıyla bana önemli bir ders vermişti. Risale-i Nur’un okunduğu mekanlar, orada bulunan insanların samimî hâli, hayat tarzı, ihlas ve sadakati beni çok etkilemişti…
Hüseyin abinin vefat haberini içeren mesajı her okuduğumda, o mübarek insan gözümün önüne geliyor. Nur hizmetleri bir kahramanını daha ebediyete yolcu etti, diye hüzünleniyorum.
Sanki Hüseyin abi, yalnız değildi. “Hüseyin abi, sen nerede oturuyorsun?” dedim.
“Bursa’da” dedi. “Abi, böyle gidip, gelmek zor olmuyor mu?” dedim. “Hayır, ben her Perşembe gelirim, dershaneyi açarım, çayı koyarım. Gelenlerle ders yaparız, Kimse gelmezse bile, dersimi tek başıma okurum. Hiç derse gelmediğim olmaz” dedi.
Ağabeyimizi oradan tanıyordum ve bu fedakârlığını da, hiç unutamıyordum. Onun fedakâr ve kahraman bir Nur Talebesi olduğunu yeri geldiğinde, herkese anlatıyordum. Hüseyin Ağabeyin velî bir insan olduğuna inanmıştım. Allah rahmet eylesin mekânı Cennet olsun! Hz. Peygamberin (asm) ve Üstad’ımızın yanına komşu olması duasıyla; ailesinin, yakınlarının ve Nur Talebelerinin başı sağolsun!