Allah'in evi |
Bugün iftara çok değişik bir yere gidilecekti. İftarı “Eyüp Sultan Camii’nde” yapacaklardı. O yüzden erken hazırlanıp yer bulmaları gerekiyordu. Herkesin görevi belliydi. Bayanlar iç işlerle, erkekler ise dış işlerle görevliydi. Nihayet herkes işini bitirdi. Sıra kendilerinin hazırlanmasına gelmişti. Hazırlandıktan sonra saat daha erken olduğu için oturdular. Annesi Zeynep’e; “Bugün Allah’ın evinin bahçesinde misafiriz.” dedi. Zeynep çok şaşırmıştı. Allah’ın evi yok tu ki, “Caminin bahçesi nasıl evin bahçesi olur?” diye sordu. Annesi tebessüm etti. “Şimdi şöyle bir düşünelim, dört büyük peygamber her zaman Yaratıcılarını anlatmak için mekânlar kullanmışlardı. İsa Peygamber (as) küçük bir kilisede, Musa Peygamber (as) ise küçük bir havrada, Peygamberimiz (asm) ise hurma dallarından yapılmış camilerde anlatmıştır. Bunların ortak noktaları ise her yerde Allah’ı anlatmalarıdır. Onu bize tanıttırmalarıdır. Şimdi bu ev, bizim evimiz ve herkes böyle biliyor. Bizi tanıyanlar evimizi biliyorlar ve gelecekleri zaman sıkıntı çekmeden hemen buluyorlar. Camide biz de Allah’a yakın oluyoruz ve Yaratıcımıza yakın olabilmek için camiye gidiyoruz. Secdeye vardığımız an ise sanki karşısındaymış gibi oluyoruz. Cami bizi Allah’a yakınlaştırır, bu zamanda oruçla zaten yakınlaşıyoruz, bir de O'nun evine konuk olup iftarımızı orada yaparsak, ne nurlu bir gün geçiririz…” diyerek anlattı. Zeynep camileri Allah’ın evi olarak hayal ettiğinde çok mutlu oluyordu. Bugün misafir olacakları yer kâinatın en güzel yeriydi. Aslında her cami bahçesi öyleydi. Üstadın, hapishaneleri Medrese-i Yusufiye görmesi gibi, secdeye vardığımız her yer Allah’ın evidir. Ve secdede en yakın mesafede karşısında duruyoruz… Zeynep, camileri çok seviyordu, ama bugün değişik bir yanını da öğrenmişti. İftardan sonra etrafındaki kalabalığa bakıp; “En güzel ev sahibi, güzel Rabbim. Şimdi anladım ki camiye neden hırsız girmez, çünkü buranın sahibi Sensin. Bu güzel yerde Sana yakın olarak iftarımızı yapmak çok mutluluk vericidir. Her zaman bizi misafir olarak kabul eyle, günahlarım kabarık olsa da, hatalarımla kimseye bakacak yüzüm olmasa da beni kabul eyle. Bütün hatalarından pişman olanları Sen misafir eyle Rabbim…(âmin)” dedi.
MERVE İRİYARI |
27.08.2010 |