AHİRET ÂLEMLERİNİN HARİTASI |
“Kur’ân; avâlim-i uhreviyenin mukaddes haritası...” (Sözler, 2004, s. 589)
Avâlim-i uhrevîye; âhiret âlemleridir. Kur’ân, âhiret âlemlerinin mukaddes ve kudsî bir haritasıdır. Âhiret âlemlerinin işâretlerini ve beşâretlerini bildirir. Dünyevî haritaları herkes okuyamaz ve malûmat sahibi olamayabilir. Ancak ehli ve sahasında uzman olanlar o haritadaki işâret ve şekillerden çok önemli mânâlar ve îzâhlar çıkarırlar ve de anlatırlar. İşin ehli olmayanlar ise, ehlinden aldıkları bilgilerle haritaya muhatap olur ve haritayı okumaya başlarlar. Kendilerine lüzûmlu bilgileri ve ihtiyaçları harita uzmanlarının îzâhları çerçevesinde yararlanırlar. İşte Kur’ân da âhiret âlemlerinden haber veren ve hem dünya hem de âhiretin ihtiyaçlarını bizlere anlatan ve bildiren bir harita, hem de kudsî bir harita hükmündedir. O haritayı bizlere îzâh ve tefsir edenler ise önce Peygamberimiz (asm), sonra da mücedditler ve müfessirlerdir. Bizler o kudsî haritayı okuyamaz ve hakîki mânâda anlayamaz isek, müracaat edeceğimiz mücedditler ve müfessirler vardır. Risâle-i Nûr eserleri de Kur’ân’ın dâvâsı olan âvâlim-i uhreviye yâ’nî âhiret âlemlerinden bahsetmekte ve îzâh etmektedir. Nasıl ki bir define arayıcısı define haritasını ince ince tedkik ediyor ve definenin yerini tesbit edebilmek ve o defineye ulaşmak için ömrünün neredeyse yarısından fazlasını harcıyor ise; bizler de âhiret definesinin -cennetin- haritası olan Kur’ân haritasını ince ince tedkik etmeli ve ebedî definemizi kaybetmemeliyiz.
BAKİ ÇİMİÇ |
20.08.2010 |