Güncel |
Bedelli soruları |
ÜLKENİN bitmez tükenmez tartışma konularına bir de “bedelli askerlik” eklenmiştir. Bu (...), bizi daha sağlıklı bir soruya getirdi . Neden biz mevcudu yüz binlere varan iyi eğitilmemiş ve donatılmamış bir orduyu ayakta tutuyoruz da iyi eğitilmiş, ileri teknoloji ürünü silah sistemleriyle donatılmış, az ama elit birliklerden oluşan profesyonel bir orduyu yeğlemiyoruz? Öyle ya, bu işsizlikte ve çokça yükseköğretim görmüş gencin profesyonel bir askeri kariyeri tercih edeceği ortamda nitelikli bir ordu kurmak zor olmasa gerek. Bu yapılırsa, hem milyonlarca genç erkek tam hayata atıldıkları yıllarda toplum yaşamından kopmaz, hem varsıllarla yoksullar arasında eşitsizlik duygusunun koyulaşması önlenir. Meselenin başka boyutu da askerlik hizmetinin, yani ulusal güvenliğin sağlanmasında ulaşılması gereken profesyonellik ve verimlilik. Doğrudan savaşa gönderilen birliklere verilen özel savaş eğitimi dışında sürdürülen askeri eğitimin yetersiz olduğunu askerlik yapmış olan herkes bilir. Altı ayı Piyade Subay Okulu (Tuzla), bir yılı asteğmen ve altı ayı teğmen olarak yaptığım askerlik sırasında sadece üç tüfek mermisi ve bir şarjör tabanca mermisi atmak zevkine erdim. Boş bir bazukayı (antitank silahı) ateşlemenin ve pimi çekilmemiş bir el bombasını atmanın dışında savaş eğitimi görmedim. Bir yedeksubay olarak benim eğitim durumum böyleyken erlerinki daha parlak değildi. Zaten çoğu vaktini savaş eğitiminde değil hizmet işlerinde tükettiler. Şimdi de farklı olmadığını biliyorum. Pekiyi ama neden biz mevcudu yedi yüz bini bulan savaş eğitimi yetersiz koca bir orduyu ayakta tutuyoruz da daha nitelikli, ileri teknoloji ürünü saldırı ve savunma sistemleriyle donatılmış daha küçük ama daha etkili profesyonel bir orduyu yeğlemiyoruz? Bunun üç yanıtı olabilir: 1- Komuta kademesi, modern profesyonel bir ordunun önemini idrak edemiyor ve onu yönetecek kapasiteye sahip değil. Ben bu tezi kabul etmiyorum. Tabii bu görüşü kanıtlayacak komutanlar da yok değil: Mesleklerini bir kenara bırakıp ülke siyasetine yön vermeyi tercih ederek darbe üstüne darbe planlayanlar göz önünde... 2- Tehdit algılamasına konu olan “düşmanlar” nitelikli değil ve eldeki profesyonel olmayan orduyla onlara karşı konabilir görüşünün ağır basması. 3- Bizde kitlesel celp, savaş eğitiminden çok bir siyasal eğitim olarak işlev görmüştür. Kuşaklar boyu milyonlarca genç zorunlu olarak askere alınmış ve askeri eğitimden çok toplumda hangi otoriteye baş eğeceklerini öğrendikleri bir siyasal eğitime tabi tutulmuşlardır. O otoritenin ve koruduğu sistemin mutlak ve kutsal olduğuna inandırılmışlardır. Yani profesyonel olmayan kitlesel ordu, siyasal nedenlerle sürdürülmeye çalışılmaktadır. Bu tez doğruysa, artık ordunun siyaset alanını terk ederek asli görevine dönerken profesyonelleşmesini de sağlamak, ulusal bir proje olarak ele alınmalıdır.
Doğu Ergil, Haber Türk , 25 Nisan 2010 |
26.04.2010 |