Güncel |
TÜSİAD’dan itidal çağrısı |
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, “İçinden geçtiğimiz kutuplaşma, diyalogsuzluk, canlı izlediğimiz tartışmalar, rahatsız edici siyasî polemik, siyasî sisteme müdahale iddiaları, ‘Bildiklerimizi anlatırız’ tehdidi, âdil yargılama sürecinde yaşadığımız vicdan hesaplaşmaları bize yakışmıyor” diyerek bütün kesimleri itidale çağırdı. TÜSİAD’dan itidal çağrısı
TÜRK Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, siyasiler ile askerleri itadale davet ederek, toplumu rahatsız edici polemiklerden ve tehditvari beyanlardan kaçınılmasını istedi. Boyner, bazı TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyeleriyle birlikte düzenlediği 2010-2011 faaliyet programına ilişkin basın toplantısında yaptığı konuşmada, asker ve sivil ilişkisi konusuna da değindi. Ümit Boyner, Türkiye’nin, demokrasi açığı olan, ancak bu açığı Avrupa Birliği üyelik sürecinde 99 Helsinki Zirvesi sonrasında azaltmaya başlamış bir ülke olduğunu kaydetti. Asker-sivil ilişkilerinin Kopenhag Siyasi Kriterleri çerçevesinde 2000-2005 döneminde görünürde çok önemli bir zedeleme oluşturmadan ilerleme gösterdiğini dile getiren Boyner, Kopenhag kriterlerinin aslında önemli bir referans ve bütünlüğü olan bir süreç olduğunu söyledi. 2005 sonrası demokratikleşme sürecinde bütünlüğün kaybedilmeye başlandığını kaydeden Boyner, “Daha fazla hak ve özgürlük, bunu vatandaşın istememesi mümkün mü? Demokratikleşme sürecine mutlaka geri dönmeliyiz’’ diye konuştu. TÜSİAD’ın 13 yıl önce hazırladığı Demokratikleşme Raporunda Türkiye’nin sivilleşme alanında önemli sorunlarının olduğunu yazıldığını hatırlatan Boyner, şöyle devam etti: ‘’Geçen zaman zarfında hukuk alanında, Millî Güvenlik Kurulu’nun yapısının değişimi gibi bazı adımlar atıldığını biliyoruz. Ancak gelişmiş demokratik standartlarda eksikliğimiz var. Demokrasilerde silâhlı kuvvetlerin rolü belli. Sivil hükümetlerin ve kamu kurumlarının rolleri de belli. Bu rolün dışında bir tutum ve tavır, çoğulcu parlamenter demokrasilerde anlayış ile karşılanmaz. Bunun hiçbir açıklaması yapılamaz. Hukuk devleti, hiçbir kişi veya kuruma mutlak bir dokunulmazlığın sağlanmadığı bir düzendir. Demokratik bir toplumda kurumundan bağımsız olarak, tüm kamu görevlileri de her türlü eyleminden ötürü gereğinde yargı önünde hesap verebilirler. Türkiye’de demokrasinin sivilleşmesi askerî bürokrasinin, bürokrasimizin tüm kesimleri gibi siyasal otoriteye tabi olmasını ve kamu yönetiminde gerçekleştirilen iş bölümü gereği ulusal savunma görevini yerine getirmek üzere düzenlenmesini gerektiriyor.’’
“PROBLEM YAPISAL NİTELİKTE”
MECLİSTE yaşanan kavga ve Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un açıklamalarına atıfta bulunan Boyner, “İçinden geçtiğimiz kutuplaşma, diyalogsuzluk, canlı izlediğimiz tartışmalar, rahatsız edici siyasî polemik, siyasî sisteme müdahale iddiaları, ‘bildiklerimizi anlatırız’ tehdidi, adil yargılama sürecinde yaşadığımız vicdan hesaplaşmaları bize yakışmıyor” ifadelerini kullandı. TÜSİAD Başkanı Boyner, böyle bir arka plan önünde sürdürülebilir büyümeden bahsetmenin, yapısal işletmeden söz etmenin de zor olduğunun altını çizdi. Boyner, şöyle dedi: “Türkiye’nin potansiyeline ve kendimize inanıyoruz. Gündemin gerçek önceliklerine dönmesi gerekir. Huzur olmayan bir ortamda refahtan bahsetmek mümkün değil. Bu tür kavgaların 90’lı yıllara gömdük diye biliyorduk. Koalisyonlardan kurtulunca artık, huzur ortamı oluşur diye düşünenler oldu. Ama problem dönemsel değil daha çok yapısal niteliktedir.”
|
16.02.2010 |