Güncel |
Yeni Asya okumak demokrasiye katkı yapmaktır |
Risale-i Nur Enstitüsünün düzenlediği seminerde konuşan Prof. Dr. Atilla Yayla, herkesin bireysel olarak demokrasi adına yapacağı şeyler olduğunu ifade ederek “Komşunuz demokrasi taraftarı olmayan bir gazete okuyorsa, ona Yeni Asya gibi demokrasiyi savunan gazeteleri okutmak, mümkünse diğer gazeteleri almaktan vazgeçirmek demokrasiye katkıdır. Böylece çok şey değişir, hiçbir gayreti küçümsemeyelim” dedi. Devlet, bireylerin hakkını kısıtlayamaz
Prof. Dr Atilla Yayla, Risale-i Nur Enstitüsü seminer salonunda demokrasinin temellerinin nasıl olacağını, günümüzün temel problemleri ışığında anlattı. Yetkilerin tek elde toplanmasının yanlış olduğunu belirten Yayla, “Biz devlet diye bir örgüt yaratıyoruz. Ve bu aygıta muazzam yetkiler ve muazzam imkânlar veriyoruz. Bunun bir canavar haline gelmesini ve bizi ezmesini kurallarla sınırlamak koşuluyla razı oluyoruz. Devletin bütün organları kanunla sınırlı olmalıdır” dedi.
MUHAFAZAKÂRLAR ARTIK GÖRÜNÜR OLMAK İSTİYOR Risale-i Nur Enstitüsü tarafından organize edilen seminerde konuşan Prof. Dr. Yayla, Türkiye sosyolojik olarak değiştiğini, muhafazakârların daha etkin hale geldiğini söyleyerek “Muhafazakârlar eskiden olduğu gibi toplumun alt tabakalarında bulunan, edilgen, etliye sütlüye karışmayan hatta milliyetçilik ve devletçiliğe destek veren bir tabaka olmaktan uzaklaşıyorlar. Artık muhafazakâr ailelerin çocukları, doktora yapmış, iki üniversite bitirmiş durumda. Medyaya sirayet ediyorlar, Üniversite kuruyorlar, Risale-i Nur Enstitüsü gibi faaliyetlere giriyorlar. Muhafazakârlar iktidardan pay istiyorlar, kimisi ben bakan olacağım diyor, kimi doktor olacağım diyor, kimisi de avukat olmak istiyorum diye ortaya çıkıyor. Belli bir kesim ise bunu hazmedemiyor” şeklinde konuştu. BAŞÖRTÜSÜYLE ÜNİVERSİTEYE GİRMEK DEĞİL, GİREMEMEK SUÇ Atilla Yayla, başörtüsü probleminin insan haklarıyla ilgili bir sorun olduğunu vurguladı, “Başörtüsüyle ilgili bir düzenleme yapılacaksa kanunlarla yapılmalıdır. Bugünkü kanunlara göre, başörtüsü takmak bir suç değil, yanlış değil, başörtülü öğrenciyi üniversiteye almamak suçtur. Normal şartlar altında bunların yargılanması gerekir. Niye olmuyor? Bunu yönetmelikle falan çözüyorlar. Kapıcıysanız, Genelkurmayda başınızı örtebilirsiniz. Bunda bir sakınca yok. Ama ben bu kimliğimle doktor olacağım, milletvekili olacağım derseniz olmaz. Temel sebep bu kişinin sizi kendisiyle eşit görmemesidir”
KATSAYI MESELESİ ÇÖZÜLMELİ Katsayı problemini toplumun vicdanının kabul etmediğini ifade eden Prof. Dr. Yayla, “Katsayı konusunda bir rahatsızlık var bu yanlıştır. Danıştay dokuz takla atıyor. ‘İşçisin sen işçi kal, garibansın gariban kal’ demeye getiriyorlar. Bu değişiyor tabi 70-80 milyon nüfuslu, muazzam bir sosyal mobilitenin olduğu bir ülkede bunu yapamazsınız” diyerek katsayı eşitsizliğini eleştirdi. Türkiye’nin ‘demokrasiye sürekli geçiş’ kategorisinde bir ülke olduğunu aktaran Yayla, sözlerini şöyle tamamladı. “Uzun vadede bir ülkede demokrasinin olup olmayacağı bireylere bağlıdır. Birey, kendisi olmanın bilincinde, kendi hayatını çekip çevirmeye muktedir ve kararlı olmalı. Yanlış gördüğü şeylere itiraz edebilmeli. Yerine göre sözle, yerine göre yazıyla karşı çıkabilmeli. Hak ve özgürlüklere gasp edildiği zaman hassasiyet göstermeli. Sadece kendi hak ve özgürlüklere değil, kendisi gibi olmayanın hak ve özgürlükleri konusunda daha büyük hassasiyet gösteren insanlar çoğaldıkça bu toplumda demokrasi çoğalacaktır.”
YENİ ASYA ALMAK DEMOKRASİYE KATKI YAPMAKTIR
MEDYA çoğulculaştığı için 28 Şubat gibi post modern darbelerin günümüzde başarılı olamayacağını belirten Yayla, “Hürriyet, Milliyet gibi gazeteler, ‘Niye bizim gibi yayın yapmıyorsunuz’ diye öbür gazetelere ateş püskürüyor. Diğer gazeteler Hürriyet gibi olsaydı biz ne Balyoz’u ne Kafes’i ne Poyrazköy’ü öğrenemezdik.” dedi. Herkesin bireysel olarak demokrasi adına yapacağı şeyler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yayla, “Komşunuz demokrasi taraftarı olmayan bir gazete okuyorsa, ona Yeni Asya gibi demokrasiyi savunan gazeteleri okutmak, mümkünse diğer gazeteleri almaktan vazgeçirmek demokrasiye katkıdır. Böylece çok şey değişir, hiçbir gayreti küçümsemeyelim” dedi.
|
ELİF NUR KURTOĞLU 16.02.2010 |