Bir Sahabenin Günlüğü |
Ramazan ayı ve Kadir Gecesi - Salİha Ferşadoğlu Ramazanü’l-Mübarek, Hicretin 9. yılı, Medine
Allah’a şükürler olsun, bu yıl da Ramazan ayına kavuşturdu bizleri. Herkes heyecanla sahura kalkıyor, yine aynı heyecanla iftarını yapıyordu. Hanelerimizde Ramazanın bereketi var. Kadınlar, hamur yoğuruyor, iftar için hazırlıklar yapıyorlardı. Bu ayda ibadet etmenin önemini her seferinde Peygamberimiz (asm) vurguluyordu. Akşam ezanına az bir vakit vardı. Mescitte oturmuş Peygamberimizi dinliyorduk her zamanki gibi. Efendimiz şöyle buyurdu: “Bu mübarek aya girmiş bulunuyorsunuz. Bu ayda bir gece vardır ki bin aydan hayırlıdır. Bu gecenin hayır ve bereketinden mahrum kalan bir kimse, bütün hayırlardan mahrum kalmış gibidir. Onun hayrı ise sadece uhrevî saadetten mahrum kimseye haramdır.”* “Ya Rasûlallah! Hangi gecedir bu gece?” “Kadir gecesidir. Âyette de vasıfları bildirilmiştir bu gecenin.” “Hatırladım Ya Nebi! Mekke’de indirilmişti bu sûre. Okuyayım hemencecik” diye heyecanla atıldım. Olur dercesine kafasını salladı. “Rahman ve rahim olan Allahın adıyla 1. Biz onu Kadir Gecesinde indirdik. 2. Kadir Gecesinin ne olduğunu bilir misin? 3. Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır. 4. Melekler ve Cebrail o gecede her bir iş için Rablerinin izniyle yeryüzüne iner. 5. Tan yeri ağarıncaya kadar o gecede selâmet vardır.” Bu geceyi ibadetle geçirmenin seksen senelik ömrü ibadetle geçirmiş gibi sevaba ereceğini müjdeleyen Efendimiz (asm), bir yandan o sırada okunan akşam ezanı ile orucunu açıyor, bir yandan bizlere hurma ikram ediyordu. *Kütüb-i Sitte, 17: 523. |
05.09.2009 |