MİNİ HİKÂYELER |
O da birey - NEVİN ALAN Özel bir organizasyon için bulunduğumuz gezi güzergâhımızda, otelin yemek salonundayız. Yavaş yavaş herkes yerlerini aldı. Masadayız daha ayakta kalan bayanlar var. Karşımda oturan kardeşe “Affedersiniz çocuğu kucağınıza alabilir misiniz, bakın ayakta kalanlar var.” Tereddütle karışık gelen cevap “O da bir birey.” Babalar kendi dünyalarında oldukları için küçük çocuklarıyla ilgilenmiyorlar. Haliyle anneler sıkıntılı. Kucağa alınabilecek yaştaki çocuklar bile dolayısıyla yer işgal ediyorlardı. Üç yaşın altı çocuklar masada ve onlara servis yapılırken ayakta kalan büyükler... Rezervasyonlu bir program olduğundan oturan kişi sayısınca yapılan serviste çocukların yiyemeyeceği bilindiği halde tam porsiyon ikramlar miniklerin önünde. Üzüldüm... Peygamber Efendimizin (asm) sünneti, Üstadımızın düsturlarını düşününce tabaklarda kalan yarımlar içimi cızlattı. Tamam, “O da bir fert” diyen kardeşin çocuğu açısından düşünceleri doğru. Yaşına göre onları ikna ederek, yeri ve zamana göre onların yapması gereken fedakârlık da hafızalarına kazınmalı. Şahsiyetleri gelişirken bencillik aşılamamalıyız. Üstelik eğitimin ana kaynağı önce bizim güzel ayna olmamızdan geçiyorsa... Yavrularımızın akıllarına tutulan ışıklarımız önce bizi aydınlatmalı değil mi? |
05.09.2009 |