RAMAZAN HÂLLERİ |
Sahura kalkmasak olmaz mı? - OSMAN ZENGİN Olmaz! Çünkü, Peygamberimizin (asm) bunun hakkında hadis-i şerifleri vardır. Ona ittibâen kalkacağız, kalkmalıyız. Buyuruyorlar ki (asm): “Sahura kalkmak berekettir. Bir yudum su içseniz bile, onu terk etmeyiniz. Çünkü Allah, sahura kalkanlara rahmet, melekler de istiğfar ederler.” “Üç şey vardır ki, kim onları yaparsa oruca dayanma gücü kazanır. Su içmeden önce yemek yiyen, sahura kalkan ve kaylule uykusuna (sabah kerâhet vakti çıktıktan sonra başlayıp, öğleden biraz sonraya kadardır) yatan.” “Bizim orucumuzla, ehl-i kitabın (Hıristiyan ve Yahudiler) orucu arasındaki fark sahura kalkmaktır.” İşte, bu Peygamberimizin (asm) emrini duyduktan sonra, oruç tutan Müslüman nasıl sahura kalkmaz? Hele hele, onlara benzememekle emrolunduğumuz ehl-i kitaba muhalefet olması için sahura kalkılmaz mı? Onlarla bizi ayırt eden bu ince fark için elbette kalkacağız. Sonra, Peygamberimiz (asm) ısrarla kalkılmasını emrediyorsa, bunda mutlaka bir değil, binler hikmet vardır. Hem dünyevî, hem uhrevî (ahirete ait) bir çok faydası vardır bunun. Dünyevî bir faydasını geçenlerde sağlık uzmanları açıkladılar. Sahura kalkmanın bir çok sıhhî faydasının olduğunu söylediler. Tabiî bizler, onun dünyevî faydasından ziyade, Peygamberimizin (asm) emri olduğundan dolayı uymalıyız, tâbi olmalıyız. O söylemişse, haktır. Teravih namazından geldikten sonra, günler uzun olduğundan fazla beklemeden yatıp, muhakkak gece sahura kalkmalıyız. Aynı zamanda gece ibadetine de sebep olacağından daha çok kârlı çıkacağız bu işten İnşaallah. |
04.09.2009 |